KESK Adana Şubeler Platformu, Adana Tabip Odası, Emekli Sen, İHD ve ÇHD Adana Şubeleri, Dersimliler Derneği, Bulamlılar Derneği, Anadolu Halkları Derneği, HDP, SYKP, EMEP, ESP, Toplumsal Özgürlük Partisi, Sol Parti, Yeşil Sol Parti temsilcileri, katledilişinin 13. yılında Seyhan Belediyesi Barış Anıtı önünde Hrant Dink’i andı.
Saygı duruşu ile başlayan açıklamada, ortak açıklamayı yapan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Adana Şube Eş Başkanımız Muzaffer Yüksel yaptı. Yüksel şöyle konuştu: “Hrant Dink’in katledilişinin 13. yılındayız. Tetikçi yargılandı ancak, cinayet hala aydınlatılmadı, arkasındaki güçler hala açığa çıkarılmadı. Hrant Dink, sadece ailesi, dostları ve Ermeniler için değil, insanlık için, barış ve kardeşlik için, özgürlük ve demokrasi için, tüm halklarımız için büyük bir kayıp oldu. O, tüm katliamlara, 1909 Adana ve 1915’in büyük acılarına, sürgünlere, yıkımlara rağmen, halkların eşitliğine ve kardeşliğine inandı. Bir sosyalist olarak demokrasi ve özgürlük mücadelesine hayatını adadı. Her dilden ve her inançtan halklarımız Hrant’ın tutumunun sürdürücüsü olarak, ölümünden sonra, “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeni’yiz” diyerek, katili ve katilin arkasındaki güçleri, lanetlediler. Yüreklerindeki Hrant sevgisini, daha da büyüttüler. Hrant Dink, 19 Ocak 2007’den bu yana, sadece ölüm yıl dönümlerinde, on binlerin sevgi seli içinde yaşatılmakla kalmadı, O, her gün, her haksızlıkta, her barış ve özgürlük çabasında yanı başımıza konan barış güvercini oldu. Bugün aile albümlerinde, evlerin odalarında, iş yerlerinde, caddelerde, sokaklarda, yazılarda, kitaplarda, filmlerde, belgesellerde, müziklerde, ağıtlarda, resimlerde Hrant adı ve fotoğrafları zulme, şiddete ve katliamlara karşı bir mücadele simgesi olarak parlıyor. O günden bu yana halklarımızın gösterdiği tutum, sadece tetikçinin değil, cinayetin arkasındaki güçlerin de ortaya çıkarılması isteğidir. Ermenilerin ve tüm halkların eşitliği ve özgürlüğü mücadelesidir. Tüm karartma, katliamın arkasındaki güçleri gizleme, bir tetikçi ve birkaç yardım ve yatakçı ile gerçeklerin üstünü örtme çabaları başarılı olamamışsa, bunun tek nedeni halklarımızın mücadelesidir. Biliyoruz ki tek çözüm halkların mücadelesidir.”
