Halkın Sağlık Hakkı İçin, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerinin Geleceği İçin 15 Mart’ta Beyaz Miting Gerçekleştiriyor, 17 Nisan’da İş Bırakıyoruz

Facebook
Twitter
WhatsApp

Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin taleplerinin karşılanması için 15 Mart’ta ülkenin dört bir yanından gelen sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ile Ankara’da “Beyaz Miting” gerçekleştiriyoruz. 17 Nisan’da ise şiddetsiz bir sağlık ve sosyal hizmet ortamı için tüm sağlık ve sosyal hizmet kurumlarında iş bırakıyoruz.

14 Mart haftasına yaklaştığımız bugünlerde yaklaşık bir milyon sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin SES’i olarak eylem ve etkinlik programımızı genel merkezimizde şube/temsilcilik eş başkanlarımızın da katılımıyla düzenlediğimiz basın toplantısıyla açıkladık.

Merkez Yönetim Kurulumuz adına açıklamayı yapan Eş Genel Başkanımız Gönül Erden şöyle konuştu: “14 Mart haftasına yaklaştığımız bugünlerde yaklaşık bir milyon sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin SES’i olarak eylem programımızı sizlerle paylaşmak için bir aradayız. Maalesef ki sağlık ve sosyal hizmet ortamında sorunlar çözülmediği gibi gün geçtikçe artmaktadır. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin en temel talepleri olan insanca yaşam ve çalışma hakkı bile ortadan kalkmış durumdadır. Güvenlik soruşturmaları ve ihraçlarla güvencesizlik derinleşmekte, siyasi iktidar kendi gibi düşünmeyenlerin çalışma ve yaşam hakkını ihlal etmektedir. Bu nedenle 14 Mart, sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için bayram değil, halkın sağlık hakkının ve sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin geleceğinin konuşulduğu, sorunların çözümüne yönelik adımların atılması için mücadelenin yürütüldüğü bir haftadır. Sağlık kurumlarının şirketleştirildiği, performans-güvencesizlik-şiddet kıskacında kölece çalışma koşullarına mahkum edilmeye çalışıldığımız bu şartları kabul etmiyoruz. Çalışırken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek düzeyde ücret istiyoruz. Yaşamın her alanında hissettiğimiz ekonomik kriz nedeniyle, yoksulluk sınırı altında almış olduğumuz ücretlerimiz erirken, ücretlerimizde iyileştirme talep ettiğimiz her ortamda ise bizlere döner sermaye ödentileri gösterilerek talebimiz reddediliyor ya da çok düşük oranlarda zamlar yapılıyor. Sağlık alanında ödenen ek ödeme/döner sermaye ödemeleri emekliliğe yansıtılmazken son zamanlarda artık “gelirler azaldı” denilerek döner sermaye performans ödentileri ya komik rakamlarla ödeniyor ya da hiç ödenmiyor. Performansa göre ücretlendirme politikalarından vazgeçilmeli, ek ödeme ve performans ödemeleri yerine çalışırken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek temel ücret belirlenmelidir. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için en düşük ek gösterge 3600 olmalıdır. İktidarlar ve siyasi partiler sürekli olarak emekçilerin haklı ve meşru taleplerini seçim malzemesi haline getirip seçimler bittikten sonra da ta ki başka bir seçim gündeme gelene kadar unutuyor ya da sümen altı ediyorlar. Bu taleplerin başında da ek gösterge geliyor. 3600 Ek gösterge talebimiz sadece seçim dönemlerinde bir vaat olarak karşımıza getirilmemeli, derhal 657 sayılı kanunun ekli 1 sayılı cetvelde düzenlenen ek gösterge rakamlarının sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçileri kapsayacak şekilde en az 3600 ek gösterge alacak şekilde kademeli olarak yükseltilmelidir. Sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçilere fiili hizmet süresi zammı (yıpranma payı) verilmelidir. Çok ağır ve tehlikeli çalışma ortamında sağlık ve sosyal hizmet sunumu yapıyoruz. Yaptığımız işin niteliği ve çalışma koşullarımızdan kaynaklı sağlığımız bozuluyor ve yıpranıyoruz. Bundan dolayı en temel haklarımızın başında gelen yıpranma payındaki fiili çalışma süresi şartının kaldırılması, geçmiş çalışma sürelerini kapsaması ve tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin dahil edilerek yeniden yasal düzenleme yapılmasını istiyoruz. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine güvenceli çalışma tesis edilmelidir. Uzun zamandır hedefte olan ve fiilen ortadan kaldırılmış olan güvenceli çalışma sağlanmalıdır.  4/A, 4/B, 4/C, taşeron, vekil, sözleşmeli vb. tüm çalıştırma biçimleri ortadan kaldırılarak tek ve güvenceli istihdam biçimi tesis edilmelidir. Şiddetten uzak bir sağlık ve sosyal hizmet ortamı sağlanmalıdır. Resmi verilere göre ülkemizde her gün 31 sağlık çalışanı şiddete maruz kalmaktadır. Kurumlarınız artık  çalışanlar açısından verimli ve huzurlu  bir ortam olmaktan çıkmış, yoğun iş yükü altında ezildiğimiz, her an şiddete maruz kaldığımız, can güvenliğimizin  bulunmadığı  yerler haline gelmiştir. Şiddet en sık acil servislerde yaşanmaktadır. Şiddet fiziksel olduğunda verdiği zararlar kadar sözel olduğunda da zarar vermektedir. Şiddete uğrayan sağlık emekçileri şiddetin ardından anksiyete ve huzursuzlukta artış gibi psikolojik etkiler görülmektedir. Özellikle polikliniklerde yaşanan sözel şiddet sonrası işi yapmaya devam edemeyecek kadar moral çöküntüsü görülmektedir. Kimi zaman yılgınlık, şikayetin sonucunda suçlunun ceza almayacağı yargısı şikayetten geri durmamıza neden olmaktadır. Yine iş yükünden kaynaklı şiddete uğradıktan sonra bile çalışmaya devam etmek zorunda hissetme ve şikayetin zaman kaybı yaratacağı endişesi şikayeti önleyici olabilmektedir. Bununla birlikte şiddetin kanıksanması ve sözel şiddetin; tehdit, aşağılama, hakaret ve tacizin sağlık emekçileri açısından bile şiddet olarak görülmeyip şikayete konu edilmemesi ayrı bir sorundur. Bu nedenle şiddete neden olan söylem, uygulama vb. gerekçelerin bir an önce ortadan kalkmasının yanı sıra caydırıcı yasal düzenlemeler de hayata geçirilmelidir. Çalışma koşullarımız düzeltilmeli fazla çalışma ve angaryaya son verilmelidir. Kışkırtılmış sağlık talebi ve artan iş yükü, sağlık alanındaki bütün aksamalardan emekçilerin sorumlu görülmesi, günde 100 ve üzeri sayılarda hasta muayene etmeye zorlanmak, randevu sisteminin işletilmemesi nedeniyle hastaların poliklinikler önünde yığılması, acil servislerde her yıl ülke nüfusunun üzerinde hasta girişinin olması çalışma koşullarımızı çekilmez hale getirmiştir. Çalışma ortamımızdaki fiziksel düzenlemelerdeki yetersizlikler ortadan kaldırılmalı, fazla çalışma ve görev tanımı dışında çalıştırma ortadan kaldırılmalıdır. Tükeniyoruz. Performans kaygısı bir yandan, liyakatsız yöneticilerin iktidarın desteğine yaslanarak uyguladıkları mobbing öte yandan,  yap-boza çevirdikleri ulaşılamaz-niteliksiz, ücretli hale getirdikleri sağlık sistemi, sağlık ve sosyal hizmet alanındaki tüm sorunların muhatabı olarak emekçileri gören, şiddet uygulamayı hak arama zanneden hasta ve hasta yakınlarının şiddeti diğer taraftan; tükeniyoruz! Bizler bu 14 Mart sürecine girerken şiddetsiz, huzurlu, iş barışının tesis edildiği sağlık ve sosyal hizmet ortamının sağlanmasını ve gelecek kaygımızın giderilmesini talep ediyoruz. Bunun için derhal sağlıkta dönüşüm programına son verilmeli, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ekonomik ve özlük talepleri karşılanmalı ve toplum sağlığını koruyucu sağlık politikaları hayata geçirilmelidir. Bu taleplerle; 15 Mart’ta ülkenin dört bir yanından gelen sağlık ve sosyal hizmet emekçileri ile Ankara’da “BEYAZ MİTİNG” gerçekleştireceğiz. 17 Nisan’da da şiddetsiz bir sağlık ve sosyal hizmet ortamı için tüm sağlık ve sosyal hizmet kurumlarında İŞ BIRAKMA gerçekleştireceğiz. Başta sağlık ve sosyal hizmet emekçileri olmak üzere toplumun tüm kesimlerini eylem ve etkinliklerimize destek vermeye sağlıklarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]