KESK Mersin Şubeler Platformu’ndan 21 Aralık Demokratik Türkiye, Halk İçin Bütçe Mersin Bölge Mitingine Çağrı

Facebook
Twitter
WhatsApp

KESK Mersin Şubeler Platformu, 21 Aralık Cumartesi günü KESK öncülüğünde Mersin Emek ve Demokrasi Platformu tarafından düzenlenecek olan Demokratik Türkiye, Halk İçin Bütçe Mersin Bölge Mitingine çağrı yaptı.

Mersin Şubemizde düzenlenen basın toplantısına KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Tüm Bel-Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt, Haber-Sen Genel Başkanı Musa Özdemir ve KESK Merkez Yürütme Kurulu üyeleri de katıldı.

KESK adına basın açıklamasını kamuoyu ile paylaşan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik şöyle konuştu: “Emeğiyle geçim mücadelesi veren geniş halk kesimleri için hayatın her geçen gün daha fazla zorlaştığı bir süreçten geçiyoruz. İktidarın suni gündem yaratma çabaları ve çizilen pembe tablolar emekçi sınıfların, yoksullaştırılan halkın yaşadığı gerçeği perdelemeye yetmiyor. İşsizlik rekor üstüne rekor kırıyor. Resmi işsizlik %14,2 ile son 15 yılın en yüksek seviyesinde. Resmi işsiz sayısı 4 Milyon 650 bin. Her 100 Gençten 28’i, her 100 Genç Kadından 43’ü işsiz. Üstelik bu rakamlar dar işsizliği temel alan resmi rakamlar. Buna iş bulma ümidini kaybedenleri, iş aramayan ancak çalışmaya hazır olanları, mevsimlik ve zamana bağlı eksik çalışanlar da eklediğimizde ulaştığımız geniş tanımlı işsizlik oranı %20,6 oluyor. Geniş tanımlı işsiz sayısı ise 7 milyon 305 bine ulaşıyor. Enflasyon TÜİK vasıtası ile ne kadar perdelenmeye çalışılsa da milyonlar iğneden ipliğe zamlarla çekilmez hale gelen hayat pahalılığını iliklerine kadar yaşıyor. Çarşı, pazar el yakıyor. Son iki yılda elektrik fiyatları yüzde 72.4, doğalgaz fiyatları ise yüzde 60.7 artmış bulunuyor. Geliri gittikçe eriyen, borçları artan emekçiler, dar gelirliler olarak bu fahiş zamlarla önümüzdeki kışı nasıl atlatacağımızı düşünüyoruz. Adalet; gelir dağılımında, vergide, sokakta, mahkemede her yerde aşınıyor, yok ediliyor. Nüfusun yüzde 1’lik kesimi ulusal servetin yüzde 54,4’ünü elinde tutarken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik kesimin toplam gelirden aldığı pay ise sadece yüzde 6’da kalıyor. Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi politikası sürdürülüyor. Hem dolaylı vergilerin hem doğrudan vergilerin yükü biz bordrolulara yıkılıyor. Toplam vergi gelirlerinin yüzde 70’i oluşturan dolaylı vergiler de Gelir Vergisinin yüzde doksanı da bizim cebimizden çıkıyor. Bakmayın bir kısmının isminin saklandığı, açıklanmadığı vergi şampiyonları listelerine. Bu ülkenin ismi açıklanmayan gerçek vergi şampiyonları işçilerdir, kamu emekçileridir, asgari ücretlilerdir. Yani yakasının rengi ne olursa olsun, ister mavi ister beyaz, ücret geliri ile yaşam mücadelesi verenler vergi şampiyonu olmaya devam ediyor. Rakamlar, veriler bir yana “Tünelin sonundaki ışık büyümeye başladı” masalları anlatılan 2019’un Türkiye’sinde işsizlikten, yoksulluktan bunalan insanlarımız canlarına kıyıyor. Kapılarında “Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin” yazan, yoksulluğun sindiği evlerden cansız bedenler çıkarılıyor. İşsizliğe, yoksulluğa çare üretmekle görevli olanlar ise çareyi internetten siyanür satışını yasaklamakta arıyor. Bu ağır koşullara rağmen ücretine zam istemek, hak istemek, adalet istemek hainlik(!) olarak görülüyor, en meşru talepler gözaltı ve tutuklamayla karşılık buluyor. Öte yandan bir gecede çıkartılan KHK’lerle ihraç edilen kamu emekçileri, seçilmişlerin yerine atanan kayyumlar tarafından işlerine son verilen belediye çalışanları ve aileleri açlığa mahkûm ediliyor. İşçilerin, sendikaların grev kararları yasaklanıyor. Ankara’nın yolları gerçek grevli bir toplu iş sözleşmesi için taleplerini ifade etmek isteyen kamu emekçilerine, tazminatını isteyen maden işçilerine, emeklilik hakkını arayan EYT’lilere kapatılıyor. Bu zor koşullarda hepimizin geleceğini yakından ilgilendiren bütçe süreci devam ediyor. 29 Kasım 2019 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen bütçe 9 Aralık Pazartesi günü TBMM Genel Kurulunda görüşülüyor. Ülkeyi yönetenler 2020 bütçesi ile ekonomik krizin, tutturulamayan hedeflerin faturasını başta emekçi sınıflar olmak üzere dar gelirlilerin üzerine yıkmaya hazırlanıyor. Peki %1’in çıkarı için %99’u yok sayan bu adaletsizliğe, haksızlığa karşı işçiler, emekçiler, yoksullaştırılan halk çaresiz midir? Elbette ki hayır. Onlar bir avuç, biz milyonlarız. Biliyoruz ki, bizim gücümüz birliğimizdedir. Tek yapmamız gereken el ele vermek, yan yana gelmek, omuz omuza yürümek. Bunun için Mersin’deki sendikalar, emek, meslek örgütleri, emekten yana siyasi partiler, örgütler olarak ülkemizi krize sürükleyen politikalardan, faizden, ranttan beslenen %1’lik asalak takıma karşı işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, EYT’lisi, asgari ücretlisi ile birlikte emeğin, halkın, %99’un taleplerini oluşturduk. KESK olarak bütçe hakları ellerinden alınan, krizin faturası üzerlerine yıkılmak istenen, anti demokratik uygulamalardan nasibini alan emek ve demokrasi güçleriyle birlikte önümüzdeki bir aylık süreçte yoğun bir mücadele programı hayata geçireceğiz. 8 Aralık’ta İstanbul’da “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!” mitingi ile bunun ilk adımını attık. 21 Aralık’ta Mersin’de, 22 Aralık’ta Diyarbakır’da ve 11 Ocak 2020 tarihinde İzmir’de bölge mitinglerini hayata geçireceğiz. Tüm emekçilere, emeğin dostlarına, demokrasi güçlerine bu mitinglere katılmaları için buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Krizin faturasını bize yıkan değil, emekten halktan yana bütçe, demokratik bir ilke istiyoruz. Bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılması için; kamu kaynaklarının kimlerden toplanacağına ve hangi alanlara yönlendirileceğine halkın, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin katılımı ile karar verilmesini, bütçe süreçlerinin açık, şeffaf ve katılımcılığa açık hale getirilmesini, toplumsal cinsiyet eşitliğinin temel alınmasını istiyoruz.  Vergide adaletin sağlanması ve emekçiler üzerindeki vergi yükünün azaltılması için; kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını, temel tüketim maddelerinden alınan KDV’nin sıfırlanmasını, birinci vergi diliminin %15 ten % 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini, emekçilerin sağlık, eğitim, gıda, barınma, giyim, elektrik, ısınma giderleri için ödediği vergilerin gelir vergisi matrahından mahsup edilmesini istiyoruz. Toplanan vergilerin halka ve emekçilere dönmesi için; özelleştirme soygununa ve kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına son verilmesini, herkese ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde bir kamu hizmeti sağlanmasına öncelik verilmesini, savunmanın ve güvenliğin yolunun daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesis edilmesinden geçtiği gerçeğinden hareketle kaynaklarımızın barış ve demokrasi için kullanılmasını istiyoruz.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]