Mersin Emek ve Demokrasi Platformu: Haklarımızdan Vazgeçmeyeceğiz. Ülkemiz ve Geleceğimize Sahip Çıkacağız

Facebook
Twitter
WhatsApp

KESK Mersin Şubeler Platformu’nun da içinde yer aldığı Mersin Emek ve Demokrasi Platformu basın toplantısı düzenleyerek, “Haklarımızdan Vazgeçmeyeceğiz. Ülkemiz ve Geleceğimize Sahip Çıkacağız” açıklamasında bulundu.

Platform adına ortak açıklamayı yapan Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, şöyle konuştu: “Ülkemizde son dönemde yaşanan gelişmeler 12 Mart, 12 Eylül ve 15 Temmuz dönemlerindeki sıkıyönetim ve OHAL koşullarını aratır hale gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, “tek adam, tek parti yönetimi” uygulamalarıyla ülkemizde temel hak ve özgürlükler konusunda zaten yetersiz olan anayasa ve mevcut kanunlar bile uygulanmayarak, kurumların içi boşaltılmış, adalet ve hukuk ayaklar altına alınmıştır. 15 Temmuz darbe girişimine kadar bütün kamu kurumlarını “Fetö” terör örgütüne teslim edenler, darbe girişimi ardından Fetö’den boşalan kurumları başka cemaatlere teslim etmektedir. Tek adam, tek parti yönetimi ile hak aramak neredeyse suç olmuştur. İşçi ve emekçiler aleyhine uygulamalara karşı çıkan, hak arayan her kişi ve kurum “hain”, “terörist” ilan edilmektedir. Her açıklamasında milli iradeden dem vuranlar, halkın büyük bir kesiminin oyu ile seçilenleri, görevden almakta, sandığa ve halkın iradesine kayyım atamaktadır. Bu da yetmezmiş gibi seçilmişler, akademisyenler, gazeteciler, aydın ve sanatçılar tutuklanıp yargılanmaktadır. Yılda iki bin kişi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmektedir. 301 arkadaşını yanarak kaybeden Soma maden işçileri alacakları için yürüdükleri Ankara yolunda 25 gündür engellenirken, Eskişehir’den Ankara’ya yürüyen metal işçilerine ise gaz sıkılıp, gözaltına alınmaktadır. Suyuna, toprağına ve geleceğine sahip çıkarak yaşam alanlarını savunanlara türlü zorluk ve baskı uygulanırken başta köylüler olmak üzere halkın bir araya gelerek “İklim krizi ve ekolojik yıkıma dur” diyecekleri miting bile yasaklanıyor. Kadın katliamları, şiddet, taciz, tecavüz artarak devam ederken siyasi iktidar “çocuk istismarına evlilik yoluyla af” getirmeyi planlamaktadır. Yaratılan bu ortamda dezavantajlı kesimlerin payına da daha fazla baskı ve şiddet düşmektedir. Bir gece yayınlanan KHK’ler ile yüz binin üzerinde işçi ve kamu emekçisinin işine son verilirken, hakları için sokağa çıkan işçi ve emekçilere hak aramak ve sokak yasaklanmakta, sokaklar adeta zapturapt altına alınmaktadır. Hak aramak isteyen bütün toplumsal kesimler hakkında gerekçesiz fezleke hazırlanarak yargılanmakta ve tutuklanmaktadır. 2020 bütçesinde Gelir vergisi, ÖTV ve KDV gibi kalemlerden artış beklediğini açıklayan hükümet, otomatiğe bağlanan zamlarla nefes alamaz hale gelen işçi ve emekçilere önümüzdeki yılda da ekonomik krizin yükünü yıkmayı planlamaktadır. En küçük işçi alımına binlerce başvuru yapılırken, işsiz sayısı 8 milyona ulaşmıştır. BOP ile başlayan ve günümüze kadar devam eden Orta doğudaki savaş, bölge ülkelerine ve halklarına ölüm, acı, katliam, yıkım ve göç dışında başka bir şey vermemiştir. Bütün emperyalist güçler Orta doğudan çekilmeli, Suriye’deki savaş politikalarına son verilmelidir. Siyasi iktidar ABD ve Rusya gibi emperyalist güçlerle bölgeyi dizayn etme çabasından vazgeçmeli başta Suriye olmak üzere ülkelerinin geleceğine Orta doğu halkları kendileri karar vermelidir. OHAL kalktı ama uygulamaları Mersin’de hala devam ediyor. En temel insan hakkı düşünce ve ifade özgürlüğüdür fakat ilimizde Mülki İdare amirlerinin uygulamaları ile basın açıklamaları bile şarta ve izne tabi kılınmak istenmektedir. Sokağa çıkmak, basın açıklaması yapmak yasaklanmakta ve neredeyse ne söyleneceğine bile müdahale edilmeye çalışılmaktadır. Neredeyse bir öncekinin önüne geçecek şekilde her saat bir gelişmenin yaşandığı koşullarda basın açıklaması için 48 saat önceden bildirim adı altında izin alma şartı da dahil düşünce ve ifade özgürlüğünün önüne engeller konulmaktadır. Başta ilimiz olmak üzere ülke genelinde halkımızın ihtiyacı olan daha fazla baskı, şiddet, gözaltı ve yasaklamalar değil, demokrasi ve özgürlüktür. Eşit yurttaşlık temelinde, barış içinde bir arada yaşamak için ülkeyi açık cezaevine çevirirken, demokratik alanı daraltan tüm uygulamalara yeter artık diyoruz. İlimiz Valisi başta olmak üzere mülki idarenin, fiili OHAL uygulamalarına son vermesini istiyoruz. Toplantı, gösteri ve basın açıklaması da dahil olmak üzere düşünce ve ifade özgürlüğünü teminat altına alan anayasa ve yasalara uymaya davet ediyoruz. Siyasi iktidarı halkı kutuplaştıran ve düşmanlaştıran politikalarına son vermeye çağırıyoruz. Başta işçiler, emekçiler olmak üzere halk kesimlerinin hak aramasının önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz. Gerçekten laik, demokratik ve hukukun üstünlüğünün esas alındığı bir ülke için başta işçiler emekçiler olmak üzere halkımızı, emekten, barıştan, kardeşlikten yana tüm güçleri demokrasi için birlikte, ortak mücadeleye çağırıyoruz.”

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]