Geçtiğimiz ekim ayında 36 kadın eşleri ,babaları, kardeşleri ve en yakının da ki erkekler tarafından katledildi.Öldürme yöntemlerinin giderek vahşileşmesi ve nefret cinayetlerinin geldiği boyut aslında bir kadın kırımının yaşandığı boyuttur. Beşbin yıldır süren erkek egemen sistemin 17 yıllık temsilcisi konumunda olan iktidarın kadın düşmanı politikaları, savaşa şiddete prim vererek ekonomik krizin daha da derinleşmesi, kadını aile içinde tanımlayarak muhafazakar toplum yaratma çabası, tekçilik, ırkçılık ve militarizmi besleyerek cinsler ve halklar arasında yarattığı kutuplaştırma kadın kırımının artmasında önemli rol oynamaktadır.
25 kasım da kadına yönelik her türlü şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde birikimimizden ve haklılığımızdan aldığımız güç ile mücadeleye devam ediyoruz. Ataerki ve kapitalizmin yaşam hakkımız üzerindeki tahakkümünü kabul etmiyor, savaşa, şiddete, ekonomik krize ve antidemokratik tüm uygulamalara karşı ısrarla ve büyük bir kararlılıkla irademize, emeğimize, özgürlüğümüze ve yaşamımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Diyanet sistematik olarak sürekli kadın aleyhinde fetvalar yayınlamaya devam ediyor.
Kahkahamız ve yaşam tercihlerimiz için AYAKTAYIZ!
İktidarın kadın politikaları ve kadına dair söylemleri muhafazakâr aile yapısını güçlendirirken, binlerce kadın katlediliyor ve yüzlerce çocuk istismara uğramaya devam ediyor. İktidarın istediği makul kadın olmamak için AYAKTAYIZ!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kadınla erkeği eşit konuma getirmek fıtrata terstir”diyor. Eşit ve özgür yaşam için AYAKTAYIZ!
Kadını güçlendirmeyi, eşitsizlikler için tedbir almayı taahhüt eden, uluslararası “Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)” ve “İstanbul Sözleşmesi”nin gerekleri yerine getirilmiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliliği için AYAKTAYIZ!
6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun yeteri kadar uygulanmadığı gibi, “Kadınlara fazla hak veriyor, aileleri dağıtıyor, erkekler mağdur oluyor” denilerek, bu yasayla kadınlara tanınan haklar geri alınmaya çalışılıyor. Haklarımız için AYAKTAYIZ!
TÜİK 2018 verilerine göre Türkiye´de kadınların istihdam oranı yalnızca yüzde 29´dur ve bu rakam gerçekte daha düşük ve güvencesizdir. İş ve yaşam güvencemiz için AYAKTAYIZ!
Kadınların mücadele ile kazanılmış yasal bir hak olan nafaka hakkının geri alınması, değiştirilmesi veya sınırlandırılması kabul edilemez. Nafaka hakkımız için AYAKTAYIZ!
Eğitim kurumlarında kız ve erkek çocuklara cinsiyetçi rollerin dağıtıldığı oyunlar ve kitaplar okutuluyor. Çocuk yaşta evliliklerin yasal düzenlemelerle önü açılıyor. Çocuk yaşta zorla evliliğe karşı AYAKTAYIZ!
Açık ve artırmalı bir şekilde 5 çocuk doğurmamız konusunda vaaz veriliyor ve kamuda kadının Kürtaj hakkını da fiilen ortadan kaldırdı. Bedenimiz bizimdir demek için AYAKTAYIZ!
Yargıda uygulanan cezasızlık politikası, iyi hal ve tahrik indirimi, yeni kadın katliamlarının, tacizlerin, tecavüzlerin ve çocuk istismarının önünü açıyor. Erkek adalet değil gerçek adalet için AYAKTAYIZ!
Sendikal hak ve örgütlenme özgürlüğüne dönük baskılar artıyor. Bu durumdan kadın emekçiler daha fazla etkileniyor ve yalnızlaştırılıyor. Sendikal hakklarımız için AYAKTAYIZ!
OHAL bahanesiyle çıkarılan KHK’ler eliyle iş güvencemiz fiilen ortadan kaldırılarak 20 Binin üzerinde kadın kamu emekçisi haksız hukuksuz bir biçimde işinden edildi. KHK ve ihraç politiklarına karşı AYAKTAYIZ!