İstanbul KESK Şubeler Platformu’nun da içinde yer aldığı İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik askeri operasyonla ilgili olarak basın toplantısı gerçekleştirdi.
Ortak açıklamayı yapan İstanbul Anadolu Şube Eş Başkanımız Erdal Güzel, şöyle konuştu: “Bizler bu ülkenin işçileri, işsizleri, kadınları, gençleri, kamu emekçileri, mühendisleri, mimarları, hekimleri ve aydınları olarak savaşın üreteceği tehlikenin farkındayız. Bizler bu ülkenin asıl sahipleri sesimize, rengimize, düşümüze, barış ısrarımıza, eşitlik şiarımıza, çocuklarımızın yarınına, yurttaşlık haklarımıza, demokrasi talebimize sahip çıkıyoruz. Türkiye’yi yönetenlerin yıllardır tüm uyarılara kulak tıkayarak ve hatta uyarıda bulunanları “hain” ilan ederek Suriye’deki savaşa müdahil olmaları ülkemize ve bölgeye bugüne kadar büyük bedeller ödetti. 10 Ekim 2015’te Ankara’da Emek-Barış-Demokrasi Mitingi’nde yaşanan ve 103 insanımızı yitirdiğimiz katliam, bu ağır bedellerden sadece biridir. Ortadoğu’daki savaş politikalarının besleyip, büyüttüğü, Türkiye’de yüzlerce insanımızı aramızdan alan katliamları gerçekleştiren IŞİD’in, dünyanın dört bir yanından gelen ve yurttaşı oldukları hiç bir ülkenin geri almak istemediği binlerce üyesinin “gardiyanlığı” gibi ciddi bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Emperyalist güçlerin kapışma alanı haline gelen bir bataklıkta, emperyalist güçlerle girilen pazarlıklarda izin verilen bir kapsamda, onların sattığı ve satacağı silahlarla, hepimizin geleceğini tehdit edebilecek tehlikeli vaatlerde bulunarak, üstelik başka bir ülkenin toprağında askeri bir operasyona girişmenin kimin ihtiyacına yanıt verdiği büyük bir soru işaretidir. Ülkemize, bu ülkede yaşayan yurttaşlara sorumluluğumuzun gereği olarak tarihe not düşmek göreviyle karşı karşıyayız. Böylesi bir askeri maceranın hiçbir sorunu çözmeyeceğini, aksine ülkemizin temel sorunlarını derinleştireceğini görenler için, göz göre göre susma zamanı değildir. Ülkemizin temel sorunu rekorlar kıran işsizliktir, yağmur gibi yağan zamlardır, yoksullaşan milyonlardır. Ülkemizin temel sorunu demokrasinin ve adaletin yıkımıdır. Ülkemizin temel sorunu bir arada, barış içerisinde, kardeşçe yaşama umudunun karşına dikilen ayrımcı, kutuplaştırıcı, ötekileştirici politikalardır. Suriye’de girilmek istenen yeni maceranın, daha önce girilen maceralarda olduğu gibi, bu temel sorunları çözmek bir yana daha da derinleştireceği açıktır. Bizler biliyoruz ki savaşın esas nedeni ülkemizin yıllardır Kürt sorununda çözümsüzlük üreten güvenlikçi politikalardır. AKP Genel Başkanının savaşın başlamasıyla birlikte herkesi AKP’ye daveti savaşı iç siyasetin basit çıkarlarına gerekçe yapıldığının kanıtıdır. Amasız/fakatsız savaşa karşı çıkarak, barışın inşasının hepimizin görevi olduğu inancındayız. Dolayısıyla diyoruz ki; barışa sahip çıkmak demek, çocuk ömrünü bir panzerin çaldığı Diyarbakırlı Efe’nin, 13 yaşında 13 kurşunla katledilen Uğur Kaymaz’ın, Berkin Elvan’ın anısına sahip çıkmak demektir. Savaşa karşı çıkmak demek bu ülkenin kadim topraklarına, Muğla’daki bir zeytin ağacına, Kazdağları’ndaki çınarın mağrur gölgesine, Hasankeyf’te tarihe, Aydın’ın küskün incirine, Karadeniz’in fındığına sahip çıkmak demektir. Savaşa karşı çıkmak demek çocuk istismarına, tacize/ tecavüze karşı çıkmaktır. Savaşa karşı çıkmak, asgari ücretli işçinin emeğine, işsizlerin yaşam güvencesine sahip çıkmak demektir. İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri olarak tüm çabamız; emeğin, barışın ve demokrasinin egemen olduğu, eşit, özgür bireyler olarak, ölmeden, öldürmeden birlikte yaşayacağımız demokratik bir ülke içindir. İşçileri, işsizleri, kadınları, gençleri, kamu emekçilerini, mühendisleri, mimarları, hekimleri, aydınları, tüm barış severleri savaşa karşı birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”