KESK İstanbul Kadın Meclisi: Kürtaj Sağlık Hizmetidir, Fişleme Aracı Olarak Kullanılamaz!

Facebook
Twitter
WhatsApp

KESK İstanbul Kadın Meclisi, kürtaj bilgilerinin emniyet tarafından istenmesi ile ilgili basın toplantısı gerçekleştirerek,  “Kürtaj bir sağlık hizmetidir, fişleme aracı olarak kullanılamaz, kişisel verilerin gizliliği hiçbir koşulda ihlal edilemez” açıklamasında bulundu.

KESK Kadın Meclisi adına ortak açıklamayı yapan Bakırköy Şube Kadın Sekreterimiz Hatice Şeker, şöyle konuştu: “Kürtaj bir sağlık hizmetidir, fişleme aracı olarak kullanılamaz, kişisel verilerin gizliliği hiçbir koşulda ihlal edilemez. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden İstanbul Sağlık Müdürlüğü’ne ‘ivedi’ ve ‘gizli’ ibareleriyle 29 Ağustos’ta bir yazı gönderildi. Yazıda, şöyle denildi: ‘İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca ilgi sayılı FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Rüşvet ve Cumhurbaşkanı ile Devlet büyüklerine hakaret konularından yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ilimizde 01.01. 2017 ile 31.05.2019 tarihleri arasında tüm kamu ve özel hastanelerde polikistik over sendromu olup kürtaj işlemi yaptıran 30-40 yaş aralığında olan kişilerin listesini soruşturmada kullanılmak üzere ivedi olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere müdürlüğümüz görevlilerine teslim edilerek gönderilmesi hususunu; arz ederim’ Bunun üzerine İl Sağlık Müdürlüğü, kentteki tüm ilçe sağlık müdürlüklerine gönderdiği ‘acele’ ibareli yazı ile kamu, üniversite ve özel sağlık kuruluşlarındaki kürtaj kayıtlarının sorgulanmasını istedi. Müdürlük Kürtaj yaptıran kadınların listesinin en geç 13 Eylül’e kadar gönderilmesini talep etti. Söz konusu yazıda, şu ifadelere yer verildi: ‘01.01.2017 ile 31.05.209 tarihleri arasında polikistik over sendromu olup kürtaj işlemi yaptıran 30-40 yaş aralığında olan kişilerin listesi istenmektedir. Kurumunuzda/ilçenizde hizmet veren tüm kamu/üniversite/ özel sağlık kurum ve kuruluşlarında istenilen kayıtların sorgulanarak ilgili evrakların, Sağlık Hizmetleri Başkanlığı Kamu Hastaneleri Hasta İşlemleri Birimine en geç 13.09.2019 tarihine kadar gönderilmesi hususunda; gereğini arz/rica ederiz’ Polikistik over sendromu; üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen endokrin (hormonal) bozukluklardan biri. Sendrom; kadının adet düzenini, çocuk sahibi olma yeteneğini, hormonlarını, kalbini, damarlarını ve hatta dış görünüşünü etkileyebilmekte. Kadınların yüzde 15-20’sinde gözlenebilen polikistik over sendromunun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hükümet tarafından kadınların sağlık hakları ihlal edilmeye devam ediliyor. ”Kürtaja erişim halka yasaklandı” denilerek kamu kurumlarında göstermelik düzeye indirilmiştir. Erkeklerin uyguladığı bir doğum kontrol yöntemi olan vazektomi’yi yapan kamu kurumları neredeyse kalmamıştır” . Birçok kadın kürtaj için merdiven altı tabir ettiğimiz yerlere başvurarak, sağlıksız koşullarda var olan sağlık sisteminden yararlanmakla birlikte kimi zaman bu uygulamalar sonucunda hayatlarından olabiliyorlar. Hâlbuki kürtaj hakkı, kadınların yaşamları pahasına kazandıkları özgürce yaşama hakkıdır. Kendi bedenleri, yaşamları üzerinde söz ve karar sahibi olma haklarıdır. Kürtaj yasağı tartışmaları başladığından bu yana hükümete, onun bakanlarına sözümüzü sokakta söyledik. Her yaştan, her kesimden binlerce kadın, kürtaj yasağına karşı yan yana geldik”. Bedenimiz bizimdir. Sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Hayatın her alanında erkek devletin beden denetimine karşı kadın mücadelesini yükselteceğiz.

Cinsel sağlık hakkının, var olan hükümetin sağlık politikaları ile sınırlandırılıp, kadın sağlığının hiçe sayıldığı, doğum kontrolünü elinde tutmaya çalışan, gebelikten koruyucu yöntemlere erişememesini sağlayan bu insanlık dışı uygulamalara bir yenisi daha eklenmiş ve kürtajın kreminize edilmiş ve bakanlık ve emniyet işbirliği ile fişleme boyutuna geldiğini görmüş oluyoruz. ‘FETÖ ile PDY silahlı terör örgütüne üye olma, rüşvet ve cumhurbaşkanı ile devlet büyüklerine hakaret konuları ile polikistik over sendromu ve kürtaj arasındaki irrasyonel bağlantı üzerinden, kadınların kişisel verilerine ulaşma talebi hem etik dışıdır hem de suçtur” . İhlal le birlikte hastaların sağlık hizmeti almaktan kaçınması söz konusu olmaktadır. Böylelikle Sağlık Bakanlığı sağlık emekçilerini bir kez daha mesleki etik kurallarını çiğnemeye zorluyor. AİHM de “sağlık verilerinin gizliliğine saygı” konusunu sözleşmeye taraf devletlerin yasal sistemlerinde temel bir ilke olarak kabul etmektedir. Devletin hukuk devleti olabilmesinin yolu, bireyin güvenliğini sağlamaktan geçer. Hukuka aykırı bu talebe, kadın bedenini denetleyen mekanizmalara olduğu gibi karşıyız. Yaşanan bu durum da kişi hak, gizlilik ve özgürlüklerine müdahaledir, suçtur. Ücretsiz ve güvenli kürtaja erişim hakkının ortadan kaldırılması gibi, bir sağlık hizmeti olan kürtaja ait verilerin izinsiz kullanılması, kadınların ‘fişlenme’si kabul edilemez. Hâlbuki hukuka göre; Emniyet’in istediği bilgi; sağlık ve cinsel hayata ilişkin olduğu için, ‘özel nitelikli kişisel veri’ kapsamına giriyor. Bu bilgiler mahrem olduğu için ancak belli şartlarda verilebiliyor. Özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiği bu ve benzer uygulamaları kabul etmiyoruz. Hastaneler hastaların ve sağlık emekçilerinindir. Temel insan hakkı olan sağlık hakkının, devlet eliyle istihbarat olarak kullanılmasını ve buna hastanelerin alet edilmesini kabul etmiyoruz. “6688 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre: MADDE 6- (1) Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir. (2) Özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır. Türk Ceza Kanunu’na göre de hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir (TCK Madde 135) Sağlık Bakanlığı kişilerin izni olmaksızın İçişleri Bakanlığı için verileri isterken; hasta hakları, cinsel haklarını ve kadınların sağlık hakkını ihlal etmektedir. KESK İstanbul Kadın Meclisi olarak sağlık bakanlığının bir an önce bu hatadan dönülmesini, hukuka aykırı bu talebe sessiz kalınmamasını, kadının sağlık hizmeti almasından kaçınmasına yol açacak sorumsuzluğu ortadan kaldırılmasını, hastaların sağlık emekçilerine olan güveninin sarsılmaması için, gerekli hassasiyeti göstermesini istiyoruz. Kadın bedeni üzerinden yapılan bu tehdit ve tahakküm girişimini kabul etmiyoruz. Kürtaj haktır, karar kadınlarındır. Bedenlerimiz üzerindeki sözünüz yok hükmündedir. Sağlık haktır engellenemez. Yaşasın kadın dayanışması.”

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]