Merkez Yönetim Kurulumuz OHAL Komisyonu’nun devam eden hukuksuzluklarına ilişkin basın toplantısı düzenleyerek, Hukuk Büromuz tarafından hazırlanan raporu paylaştı.
Merkez Yönetim Kurulu adına açıklamayı yapan Eş Genel Başkanımız Gönül Erden, 20 Temmuz sivil darbesi sonrası OHAL Kararnameleri ile OHAL döneminde bile askıya alınamayacak olan ve Anayasanın 15. maddesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin çiğnendiğine vurgu yaparak, darbe girişiminin her tür anti demokratik uygulamanın bahanesi haline getirildiğini ifade etti.
OHAL KHK’leri ile toplam 796 üyemizin kamu görevinden ihraç edildiğini belirten Erden, “İhraç edilen üyelerimizin 18’si yine KHK’ler ile görevlerine iade edilmiştir. Bugüne kadar OHAL Komisyonuna başvuru yapan 778 (796-18) üyemizden 99’unun başvurusu sonuçlanmıştır. 41 üyemizin başvurusu olumlu sonuçlanıp üyelerimiz görevlerine iade edilirken, 58 üyemizin başvurusu reddedilmiştir. Öncelikle başvuruların henüz ancak %14,6’sının sonuçlandığını belirtmek isteriz. 611 üyemiz 2 yıldan fazla süredir hukuka aykırı ihraç kararlarının etkili bir hukuksal denetimden geçmesi için beklemektedir” diye konuştu.
Erden, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun kurulmasının üzerinden neredeyse iki buçuk yıl geçtiğine dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Başvuruları kurulduktan 7 ay sonra alan komisyonun tüm başvuruları karara bağlamasının yılları bulacağının daha baştan belli olduğunu defalarca ifade etmiştik. Nitekim iki yıllığına kurulan komisyonun görev süresi 26 Aralık 2018 tarihli ve 30637 Sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile 1 yıl uzatılmıştır. Komisyonun görev süresinin Bakanlar Kurulu tarafından birer yıllık sürelerle yeniden uzatılabileceği 685 sayılı KHK ile hükme bağlanmıştır. Dolaysıyla görev süresinin bir sınırı bulunmamaktadır. Bugün komisyon başvuruları reddedilen ve kararlarını sendikamıza ulaştıran 44 üyemizin kararlarını değerlendirerek komisyona dair kimi tespitlerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz. OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunun elimize ulaşan ret kararlarıyla görülmüştür ki OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu OHAL hukuksuzluğunu sürdürmektedir. OHAL Komisyonunun başvuruların reddine dair kararları başta masumiyet karinesi olmak üzere Anayasal hak ve güvenceleri ihlal eder niteliktedir. Komisyon ret kararlarını “irtibat ve iltisak” gibi hukuksal bir değer taşımayan tespitlere dayandırarak, siyasi iktidarın düşmanlaştırdığı kesimlerin kamudan ihracını onama aygıtı olmaktadır. Kararlar, Komisyonun gerek bileşimi gerek çalışma usulü bakımından hakkını arayan kamu emekçileri için etkili bir başvuru yolu olamayacağına dair eleştirilerimizi haklı çıkarmıştır. Şöyle ki; OHAL Komisyonunun ret kararlarıyla masumiyet karinesi ihlal edilmektedir. Başvurusu reddedilen 44 üyemizin yalnızca biri hakkında ihraç tarihinde kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunmaktadır. Hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan üyemizle ilgili yapılması gereken de OHAL KHK’si ile ihraç değil 657 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması ve bu şekilde görevine son verilmesidir. Bu aşamada OHAL Komisyonu kararlarına karşı açılan davaların, yürütülen hukuksal sürecinde adil bir yargılama olmadığını belirtmek isteriz. Temel hak ve özgürlüklerimizi güvence altına alacak yargılamalar olmamaktadır. İhraç gerekçesi yargı kararı ile açıkça ortadan kalkmış olmasına rağmen başvuruların ret edilmesi komisyonun uluslararası sözleşmeleri, Anayasayı ve yasaları hiçe saydığını ve suç işlediğini göstermektedir. İdari bir komisyon kendisini Anayasanın üzerinde göremez, görmemelidir. OHAL komisyonunun kendisini mahkemelerin yerine koyarak hatta mahkeme kararlarını yok sayarak karar vermesi hukuksuzdur ve bu şekilde verilen kararların kabul edilmesi mümkün değildir. Suça bulaştığı iddia edilen kamu görevlileri ile ilgili tüm hukuki işlemler, kendisini mahkemelerin yerine koyan OHAL Komisyonunca değil, mevcut hukuk sistemi içinde yer alan mahkemeler aracılığıyla yürütülmelidir. Komisyon derhal lağvedilmeli ve haklarında herhangi bir yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm emekçiler bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir. Sonuç olarak açığa çıkan bu tablo göstermektedir ki; devam eden OHAL rejimi, OHAL Komisyonu kararları, siyasi yargılamalar, siyasi yargı kararlarıyla hukuksuzlukları olağanlaştırmamız ve bu yağma düzenine biat etmemiz istenmekte, beklenmektedir. Ancak kamu emekçilerinin ve yaşamsal bir hizmet veren sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin mücadele tarihi her türlü hukuksuzluk karşısında mücadelenin tarihidir. Bu hukuksuzlukları kabul etmediğimizi ve mücadeleyi büyüteceğimizi bir kez daha söylüyoruz.”
OHAL Komisyonu’nun hukuksuzluklarını Hukuk Büromuzun hazırladığı örneklerle de anlatan Erden, “Hukuksuz ihraç edilen tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. OHAL Komisyonu Hukuksuzluğu Devam Ediyor açıklamamızın-raporumuzun tamamı için tıklayınız