Adana Tabip Odası’nda 14 Mart Sağlık Haftası nedeniyle bir araya gelen Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Ali Çerkezoğlu, Adana Şube Eş Başkanımız Muzaffer Yüksel ve Adana Tabip Odası Başkanı Ahmet Hilal, “Sağlık alanının giderek derinleşen yoğun sorunlarıyla iç içeyiz. Sağlık çalışanları sağlıksız” açıklamasında bulundular.
Kurumlar adına ortak açıklamayı yapan TTB 2. Başkanı Ali Çerkezoğlu şöyle konuştu: “Olağanüstü hal döneminde yüz binden fazla kamu emekçisinin ihraç edilmesine neden olan düzenlemeler, üç yıl daha yürürlükte kalarak iş güvencemizi ortadan kaldırmaktadır. Sağlık alanında yönetim kadrosu dışında gerekmeyen güvenlik soruşturmaları ise kurum değiştirirken iş güvencesini ortadan kaldırırken işsiz pek çok meslektaşımızın kamuda istihdamını engellemektedir. Bu düzenlemeler derhal kaldırılmalı haklarında yargılanma ile kesinleşmiş suç bulunmamış kamudan ihraç edilen sağlık çalışanları işlerine dönmelidir. Çalışanların talepleri dikkate alınmadan tek taraflı belirlenen ücret politikaları maaşlarımızın giderek erimesine yol açmıştır. Ekonomik krizin etkisiyle giderek artan enflasyonun çok altında yapılan zamlar maaşlarımızı küçültmüştür. Maaşlarımızın daha büyük bir bölümünü oluşturan performansa dayalı ek ödemeler ise krizden ve şehir hastaneleri sürecinden etkilenen en düzensiz ödeme kalemini oluşturmaktadır. Sağlık hizmetini döner sermaye uygulamaları ve tamamlayıcısı olan performansa dayalı ödeme sistemi, sağlık hizmetinin bir ekip tarafından üretildiğini görmemektedir. Performans ödemesi aylık gelirin önemli bir kısmını oluşturmaktadır, döner sermaye ve performans sistemi kaldırılmalıdır. Göstergeler üniversite mezunu çalışanların hepsi için 3600’den başlayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Emekliliğe yansıyacak, güvenceli, görev tanımına, liyakat ve kariyere uygun bir ücretlendirme politikası izlenmelidir. Sağlık çalışanları ve sağlık çalışanı emeklilerinin ücretleri, şu anda aldıklarının iki katından az olmayacak şekilde düzenlenmelidir. Aynı işyerinde aynı mesleği farklı statülerde yapmaya bağlı olarak farklı haklar bize dayatılmaktadır. İzin gün sayısından iş güvencesine, ücretlere uzanan eşitsizliklerde haklar eşit olmalıdır. Bilimsel tıbbın temel “hastalık yok hasta vardır“ yaklaşımı teşhis tedavi paketleriyle ortadan kaldırılmıştır. Mesleki bağımsızlığımızı ortadan kaldıran bu yaklaşım ne yazık ki hastalarımızın sorunlarının tam çözülememesine yol açarak hastaların fiziksel, ruhsal, sosyal iyilik haline ulaşmalarını engellemektedir. Her yıl on binden fazla sağlık çalışanı sözel ya da fiziksel şiddete uğramaktadır. Şiddet öldürücü boyutlara ulaşmış; çoğumuzun hasta ve yakını ile yüz yüze çalıştığı iş yerlerimizin bu kadar güvensiz olmasını kabul etmiyoruz. Sağlıkta Şiddeti Önleme Yasası gecikmeksizin çıkarılmalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçilerin dahil edildiği, geçmiş çalışma yıllarını kapsayan, fiili çalışma süresi şartını kaldıran yeni bir fiili hizmet yasası yapılmalıdır.”