Adana Şubemizin yeni binasının açılışı gerçekleştirildi. Genel Mali Sekreterimiz Ali Önal ve Genel Hukuk ve TİS Sekreterimiz Aylin Akçay’ın da katıldığı açılışa; CHP milletvekilleri Müzeyyen Şevkin, Burhanettin Bulut, Ayhan Barut, eski milletvekilleri İbrahim Özdiş, Zülfikar İnönü Tümer, Adana KESK Şube yöneticileri, Adana TMMOB İKK ve oda başkanları, Adana Tabip Odası yöneticileri, Adana Barosu yöneticileri, Adana DİSK yöneticileri, Adana İHD başkan ve yöneticileri, CHP, HDP, ÖDP, EMEP, HDK İl başkan ve yöneticileri, inanç örgütleri yöneticileri, belediye başkan aday adayları, hemşehri dernekleri, Adana şube önceki dönemlerin başkan ve yöneticileri, Mersin şube yöneticilerimiz ile Adana Şube yönetici ve üyelerimiz katıldı.
Genel Hukuk ve TİS Sekreterimiz Aylin Akçay’ın sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin sorunlarını ve mücadele yöntemlerini anlattığı konuşmasının ardından Adana Şube Eş Başkanımız Muzaffer Yüksel söz alarak şöyle konuştu: “Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin toplanabileceği, işinden çıktığı zaman sorunlarını tartışabileceği, uğrayabileceği bir yerleri olduğu için mutluyuz. Açılışımıza katılan üyelerimize, tüm emekçilere ve misafirlerimize teşekkür ederiz. Hak mücadelesi yürüten toplumun diğer dinamikleri gibi kamu emekçileri de sendikal hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, her türlü baskı ile karşı karşıya kalındığı karanlık günlerin içerisinde aydınlık yarınlara olan inançla harekete geçerek, başta hastaneler, sağlık ocakları, huzur evleri, kreş ve gündüz bakımevleri, adli tıp olmak üzere tüm kamu kurumlarında örgütlendi. Emekçiler ekonomik sosyal ve kültürel hakları için çalışmalarını yürütmüş, demokrasi mücadelesinde etkin kararlar alarak, demokratik muhalefetin önemli bileşenleri arasında kamu emekçileri olarak yerini almıştır. Yasal, Anayasal ve uluslararası sözleşmelerden doğan haklarını kullanarak emek ve demokrasi mücadelesini sendika çatısı altın da buluşturup ülkemizin önemli toplumsal dinamiklerden biri olmuştur. Kamu emekçilerinin sendikal hakları uzun ve çetin mücadeleler sonucunda elde edilmiştir. Sağlık ve sosyal hizmetler iş kolunda da sendikal talebin ve mücadelenin geldiği boyut artık bir sendika çatısı altında örgütlenmeyi dayatıyordu. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri yaşamlarına ve emeklerine dönük bütün politikalarda söz ve karar sahibi olmak, insan hak ve özgürlüklerinin korunması, demokrasinin güçlendirilmesi için sendikalarda örgütlenmeye başladılar. Sağlık Sen, Genel Sağlık-İş, Tüm Sağlık-Sen ve Sosyal Hizmet-Sen sağlık ve sosyal hizmet sunumunu gerçekleştirip insanların mutluluğu için kol kola giren biz emekçiler, her geçen gün artarak devam eden saldırılara ve hak gasplarına karşı da mücadelenin en güçlü aracının birlikte örgütlenmeden geçtiğinin bilinciyle tek bir çatı altında birlikte mücadele etme konusundaki ısrarlı tutumumuzla sağlık ve sosyal hizmet alanındaki dört sendikanın birleşimiyle SES’i kurduk. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin SES’i kurulduğunda tarih 1 Ağustos 1996’yı gösteriyordu. Yani bundan tam 23 yıl önceydi. Birleşen sendikalarımızın mücadelesinde 30 yıl ve kuruluşumuzdan bugüne kadar geçen 23 yılda her türlü baskı ve zorun karşısında dimdik ayakta durarak, emeğimizden, emek, barış, demokrasi ve insan hakları, halkın sağlık hakkına erişimin önündeki engellerin ortadan kaldırılması, cinsiyet eşitliği vb. talepler için mücadele yürüttük, yürütmeye de devam ediyoruz. Sendikalarımıza mühürler vuruldu, mühürleri kırdık, Çünkü meşruluğumuzu haklılığımızdan, gücümüzü örgütlülüğümüzden alıyorduk. 23 yıl sonra bugün, bu süreçte OHAL yasalarla kalıcı hale getiriliyor, kamu emekçilerinin işten el çektirilmesi birkaç yöneticinin iki dudağının arasına bırakılıyor, temel hak ve özgürlükler kaldırılıyor, ülke bir şirket gibi yönetilmek isteniyor. Nasıl ki, dün sağlık ve sosyal hizmet alanında uygulanan piyasacı ve gerici uygulamalara, temel hak ve özgürlüklerimizin kısıtlanmasına karşı mücadele ettik isek, bugünde hem sağlık ve sosyal hizmetler alanında yaşanan iş güvencesinden yoksun, esnek, kuralsız çalıştırma biçimine, sağlık ve sosyal hizmetlerin piyasalaştırılmasına ve tek adam diktatörlüğüne karşı mücadele edeceğiz. Sağlık ve sosyal hizmet ortamına yapılan gerici ve liberal saldırıları ifşa ediyor, sağlıkta dönüşümün ikinci fazı olarak adlandırdıkları yeni saldırılara göğüs geriyoruz. Yapılan şehir hastanelerinin sağlık bakanlığına devir edilmesini sağlığımızı ipotek altına alan kamu özel ortaklığına son verilmesini istiyoruz. Çalışan hastaneler kapatılmamalıdır özellikle Adana ilimiz de tüm kamu hastanelerinin kapasiteleri düşürüldü 7 yıl önce boşaltılan asırlık Karşıyaka Devlet Hastanesi’nin yerine halen bir hastane yapılmadı şimdide 1968 yılın da yapılan 600 yataklı numune hastanesi boşaltıldı ne yapılacağı meçhul tüm hastaneler tam kapasite ile çalıştırılmalı kapanan hastaneler hemen açılmalıdır. Aile hekimlikleri yeniden değerlendirilmeli %46’lık kiradan cari harcamalardan kurtarılmalı, angarya işler den kurtarılmalı, gerçek görevi olan koruyucu hekimlik geliştirilmelidir. İlaçta ve medikalde dışa bağımlıyız. Birçok hastane borçlarından dolayı temin edememekte ve onun için bazı ameliyatlar da aksamalar olmakta Bölünen üniversite hastaneleri birleştirilmeli sağlık eğitimine önem verilmelidir.”
Yüksel, sendikamızın mücadele alanlarını ve taleplerini ise şöyle sıraladı: “Güvenceli iş, insanca yaşam, çalışırken ve emeklilikte insanca yaşayacak insan onuruna yakışır ücret, ek ödemeler iki katına çıkarılarak emeklilikten sayılmalı Adaletsizce ondada eşit olmayan doktorlara verilen emeklilik ücret zammını kabul etmiyoruz sağlık bir ekip hizmetidir. Performans ödemelerden vazgeçilmeli, ek ödemeler maaşla birleştirilerek genel bütçeden ödenmelidir. Kamu çalışanlarından asgari ücrete kadar vergi alınmamalı, üzerinden de vergi %15’le sabitlenmelidir. Sağlık ve sosyal hizmetlerde çalışan herkese ayrımsız ve geçmişi kapsayacak şekilde her hizmet günü için fiili hizmet süresi zammı verilmeli, sağlık ve sosyal hizmetin ağır ve tehlikeli işlerden sayılmalı. 3600 ek gösterge, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine verilmeli. Çalışma koşullarımız düzenlenmeli, fazla çalışma/angaryaya taşerona son verilmelidir. Grevli toplu sözleşmeli sendika özgürce örgütlenmelidir. Herkese eşit, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde sağlık ve sosyal hizmet, biat eden kapıkulu siyasi parti memurluğu yerine eşit tarafsız hizmet sunan bağımsız özgür kadrolu kamu çalışanı, kaliteli laik bilimsel eğittim meslek içi eğitimle liyakata göre yükselme -iş sağlığı ve iş güvenliğinin geliştirilmesi, her işyerine 0-6 yaş kreşi açılması – KHK’ların sonuçlarıyla birlikte iptal edilmesi, – OHAL’i süreklileştiren yasal düzenlemelerin kaldırılması, Güvelik soruşturması yüzünden ataması bekleyen sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ataması yapılmalıdır. Sağlıkta şiddet sona erdirilmeli, sendikamızın siyasi partilere sunduğu sağlıkta şiddet yasası bir önce çıkarılmalıdır. Üniversite kamu hastanelerinin borçlarına çözüm getirilmelidir. Sosyal hizmet bir haktır bir lütuf değildir, sosyal yardımlar iktidarın seçim propagandası olmamalıdır. EYT’lerin emeklilikleri hemen sağlanmalıdır. Barış, demokrasi, laiklik ve insan hakları için mücadele edeceğiz. 23 yıl önce hastanelerden, sağlık ocaklarından, huzur evlerinden adli tıplardan ve kreşlerden yükselen SES’imizi emek, barış, demokrasi mücadelesi ile birleştiren onur üyelerimiz ve yaşatmaya çalışırken yaşamlarından olan barış şehitlerimizden aldığımız güçle, her türlü saldırıya karşı sendikasına sahip çıkan üyelerimizin inancıyla mücadeleyi büyüterek devam ettireceğiz. Biz kazanacağız. SES’in mücadele önderlerinden eski genel başkanımız Köksal Aydın’ı genç yaşta kaybettik, mücadelesi mücadelemizdir.”