Mardin Şubemiz, Mardin Tabip Odası, Mardin Diş Hekimleri Derneği ve KESK Mardin Şubeler Platformu ile il gezileri kapsamında Mardin’de bulunan KESK Merkez Yürütme Kurulu Üyesi İlhan Yiğit ve Genel Kadın Sekreterimiz Selma Atabey’in de aralarında bulunduğu KESK heyeti, Midyat’ta şiddete uğrayan sağlıkçılarla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Kurumlar adına ortak açıklamayı yapan Mardin Tabip Odası Başkanı Derya Etem, şöyle konuştu: “10 Aralık günü Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Yaşar Dağ, eşi Aile Hekimi Dr. İmen Dağ’ın çalıştığı ASM’nin önüne geldiğinde; antibiyotik yazdırma ısrarı nedeniyle doktoru ile tartışmış bir hasta yakını grubunun saldırısına uğramıştır. Aile hekimine ‘sen kimsin’ diye bağırarak tehdit eden grubun saldırısına uğrayan meslektaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Fakat şiddet sarmalı durdurulamamıştır. Doktor arkadaşımız hastanede yatarken (orbita fraktürü, nasal fraktür ve elinde kırıkla) ve biz Midyat Devlet Hastanesi’nde kendisini ziyaret ettiğimiz sırada bir gün önce doktor arkadaşımız ambulansa bindirilirken dahi şiddet uygulamaya çalışan ve darp eden şahıs ki gözaltında tutulması gereken (Dr. İmen Dağ’ın beyanına göre adı İ.E. olan şahıs doktor arkadaşımızın akrabası olan iki kişiyi ateşli silahla yaralamıştır. Yaralılar Mardin Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştır. Birinin tedavisi tamamlandıktan sonra Mardin Emniyeti’nde nezarette (güvenliği açısından) tutulduğu öğrenilmiştir. Midyat ve Mardin İl Savcılığından detaylı bir açıklama ve alınan önlemlere dair kamuoyunu bilgilendirme talep ediyoruz. Bu vahim olay da göstermiştir ki 24. Madde içeriği bakımından sağlıkta şiddet ve sonrasında gelişecek hayati tehlike etkenlerini durduracak nitelikte değildir. Biz tekrar sağlıkta şiddet yasasının nasıl çıkarıldığını hatırlatıyoruz ve yetersizliği konusunda uyarıyoruz; Şöyle ki; Dr. Fikret Hacıosman’ın acı kaybı sonrası; Ekim ayı boyunca sağlıkta şiddete karşı; hastane bahçelerinde, önlerinde ve ortak kullanım alanlarında nöbet eylemleri gerçekleştirdik. Hem halkı ve hasta yakınlarını bilgilendirmeye ve duyarlı olmaya çağırdık hem de şiddete karşı yasanın kapsamına dair önemi vurguladık. Daha önceki yıllarda da olduğu gibi ülkeyi yönetenlerden sağlıkta şiddete karşı yasal düzenleme talep ettik. Peki sonuç ne oldu. 24. Madde. Sağlıkta şiddetin çözümü için teklif edilen ve yürürlüğe giren 24. maddede, sağlık personeline yönelik kasten suç işleyen kişilerin polis tarafından yakalanacağı, savcılığa sevk edileceği, müşteki, mağdur veya tanık olanların ifadelerinin işyerinde alınacağı belirtilmektedir. Peki sonrasına dair bir düzenleme var mı? Maalesef yok. 24. Madde, sorunun özüne yani suçun önlenmesine yönelik bir içeriğe sahip değildir. Esasen zaten kolluğun ve Cumhuriyet Savcılığının Ceza Yargılaması ve Güvenlik Mevzuatı hükümleri uyarınca yapması gereken görevleridir. İkinci bir kez 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunun 12. Maddesine ek paragraf olarak konmaktadır. Bu nedenle içi boş, çözüm getirme yetisinden yoksun bir düzenlemedir. 2014 yılında da benzeri bir düzenleme yapılmış, kasten yaralama suçu tutuklama nedeni varsayılan suçlardan sayılmış, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel, bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından kamu görevlisi sayılmıştır. Düzenlemenin dünya deneyimleri ile uyumlu, etkili bir düzenleme olması beklenirken, önleyicilik içeriğinden yoksun, etkisiz bir düzenlemenin yürürlüğe girmesi, hekimlerin, sağlıkçıların canının, toplumun sağlığının önemsenmediğini yakıcı bir biçimde ortaya koymaktadır. Burada bir defa daha vurguluyoruz ki mevcut düzenleme soruna çözüm olmaktan uzaktır. Aslında çözüm olabilecek öneriler daha önce gündeme gelmişti. Türk Ceza Kanunu’nda sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti caydırıcı nitelikte yeni düzenlemeler yapılarak; bu eylemlerin kamu hizmetini engelleme, vatandaşın sağlık hakkını kullanmayı engelleme ve bunun sonucunda insan hayatının riske atılması gibi suç tipleri başlıkları altında değerlendirileceği yasal düzenlemeler yapılmalı, cezalar arttırılmalı ancak ve verilen cezaların ertelenmemesi sağlanmalıdır. Bu emek, öneriler ve talepler daha fazla görmezden gelinmemelidir. Yakıcı bir sorun olan şiddet sarmalının giderek büyümesi toplum sağlığını bir bütün olarak tehdit eder boyuttadır. Meslektaşlarımızın iki akrabası da silahlı saldırıya uğramış ve biri ağır diğeri hafif yaralanmıştır. Bu saldırganlar, cezasızlığa ya da böylesi bir şiddetin görmezden gelinebileceğine dair bir kanıya sahip olabilirler mi? Evet bu ihtimal söz konusu olabilir. Şiddet kültürünün tahkim olduğu son yıllarda sağlıkta şiddet vakaları artmakta ve sağlıkçı ile hasta arasında güvene dayalı olması gereken ilişki hasar almaktadır. Sağlık Bakanlığı kamu spotları ile halkı bilgilendirmeli, hekimden istenen ve yasa gereği reddedilen taleplerinin Sağlık Bakanlığı genelge ve yönetmelikleri dolayısıyla olduğunun bilincini halkta geliştirmelidir. Op. Dr. Yaşar Dağ ve Dr. İmen Dağ için bu şiddet sarmalı, hayati tehlike arz etmeye devam etmektedir. Tüm yetkilileri bu tehlikeyi bertaraf etmek üzere çabalamaya davet ediyor ve sağlıkta şiddet yasasının TBMM Sağlık Çalışanlarına Yönelik Artan Şiddet Olaylarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu dikkate alınarak acilen yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz”