Diyarbakır KESK Kadın Meclisi, TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın kadınlara verilen sosyal yardımların kesilmesi hakkındaki açıklamasına ilişkin Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü önünde açıklama yaptı. Açıklamanın il müdürlüğü bahçesinde yapılmasına polisler engel oldu.
HDP’li vekiller ile parti yöneticilerinin de katılarak destek verdiği eylemde ilk konuşmayı yapan HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, “Kolluk güçleri tarafından bu kapı resmen bir etten bariyere çevrildi. Arkadaşlarımız içeri girmek isterken güvenlik tarafından darp edildi. Biz vekiller olarak tüm kamu kurumlarına giriş serbestimiz varken girişlerimiz engellendi. Binali Yıldırım’ın yaptığı bu açıklama AKP zihniyetini ve kadına bakış açısının bir göstergesidir. Kadını eve hapsetmenin bir sonucudur. Biz buradan bir kez daha haykırıyoruz, biz hayatın öznesiyiz ve öznesi olmaya da devam edeceğiz. Bizi eve hapseden politikalardan, psikolojik şiddetten vazgeçsinler” diye konuştu.
Diyarbakır KESK Kadın Meclisi adına ortak açıklamayı yapan Kadın Meclisi Sözcüsü ve BES Diyarbakır Şube Kadın Sekreteri Serap Kılıç, AKP’nin iktidara geldiği tarihten itibaren kadın haklarına sürekli saldırdığını ve kadınları hedef aldığını vurguladı. AKP hükümeti iktidarı boyunca kadına yönelik ayrımcılık, şiddet, taciz ve tecavüzlerin artığını belirten Kılıç, şöyle konuştu: “Kadın, özel alanda, aile içine hapsedilerek kutsal annelik dışında kadının varlığı yok sayılmıştır. AKP’nin milletvekilinden, valisine, kaymakamına kadar bütün devlet yetkilileri kadınların sokağa hangi saatlerde çıkacağına, nasıl giyineceğine, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına, kaç yaşında evleneceğine tecavüzcüsü ile evlendirilmesine varana kadar her türlü söylemlerinde kadın düşmanlıklarını dile getirmekten çekinmemişlerdir. Kadın politikalarıyla ev işleri, yaşlı bakımı, çocuk bakımı ve engelli bakımı görevlerini, kadının üstüne yıkarak, bunları kadının asli göreviymiş gibi dayatıp eve hapsederken kamusal alanda ise düşük ücretler, esnek, güvencesiz, kuralsız, yarı zamanlı, kayıt dışı çalışma dayatılmıştır. Neoliberal politikalar, muhafazakâr siyasi İslam ideolojisi, kadınların emeği ve bedeni üzerinde tahakküm kurarak, kadını özel ve kamusal tüm alanlardan çıkarmayı ve erkek egemen zihniyetini yaşamın her alanında var etmeyi amaçlamıştır. Son olarak Meclis Başkanı Binali Yıldırım, ‘Yaşlı bir amca geldi, hanımı vefat etmiş evlenecek, bir türlü evlenemiyor, beni evlendir. Hanımlara para veriyorsunuz kimse yüzümüze bakmıyor, evlenemiyoruz dedi. Dolayısıyla sosyal devletin de ölçüsünü, ayarını yerinde tutmakta fayda var’ sözleriyle kadınlara verilen ödeneklerin kesileceğinin, krizin faturasının bu şekilde kadınlara ödetileceğinin sinyalini vermiştir. Aslında sosyal devlette temel bir hak olan yaşlı, engelli ve çocuk temel bakım hizmetlerini devletin sağlaması gerekirken bu sorumluluktan kaçarak bu görevleri evde ucuz işgücü olarak gördüğü kadınlara, cüzi bir bakım aylığı karşılığında gördürmektedir. Ayrıca sosyal sigorta primlerini ödemeden güvencesiz olarak kadınları ömürlerinin sonuna kadar bu işi yapmaya mahkûm etmektedir. Sosyal yardım kapsamında ödenen, yoksullukla mücadele adı altında uygulamaya sokulan dul aylığı ve yaşlılık aylığı gerçekte yaşlı kadınların ve erkeklerin geçimine yetmemekte onları kamusal yaşamın içine dâhil etmemektedir. Hükümet sosyal devlet ilkesi gereği bu koşulları düzeltmesi gerekirken, verilen bu cüzi miktarı sürekli keseceği tehdidini yaparak buradan oy devşirmeye çalışmaktadır. AKP hükümeti kendileri için kadının değil ailenin önemli olduğunu her fırsatta dillendirirken erkeğe muhtaç olmayan kadınların varlığı, görülen o ki meclis başkanı Binali Yıldırım’ı da rahatsız etmiştir. Bir taşla iki kuş vuracağının hesabını yapan sayın Binali Yıldırım bir yandan kadına köleliği ve cariyeliği dayatmakta bir yandan da kadınların elinden bu ödemeleri geri alarak var olan kadın köleliğini derinleştirerek, seçimlerde eril zihniyetin desteğini arkasına alarak, oy devşirme kurnazlığına başvurmuştur. Meclis başkanının temsil ettiği ideoloji toplumda kadın düşmanlığını derinleştirmekte ve kadınlara şiddeti meşrulaştırmaktadır. Binali Yıldırım’ın sözleri kadınlara hakarettir. Kadından sorumlu Çalışma, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nı kadını güçlendirme politikaları konusunda göreve çağırıyor, Sayın Binali Yıldırım’ın kadın düşmanlığından vazgeçmesini ve kadınlardan özür dilemeye davet ediyoruz. Kadın, emek, demokrasi ve barış mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi tekrar hatırlatıyoruz.”