Her ay en az 650 çocuğun okullarda, yurtlarda, cezaevlerinde, kendi evlerinde, sokakta cinsel istismara uğradığı bir ülkeye dönüştürülen Türkiye’de cinsel suçların nerdeyse yarısı çocuklara karşı işleniyor, resmi evliliklerin beşte birinde 18 yaş altındaki kız çocukları evlendiriliyor. Türkiye’de 50 bin çocuk seks kölesi bulunuyor. Bir yılda adliyeye taşınan çocuğa yönelik cinsel istismar vaka sayısı 16 bin 957. 4+4+4 ile kız çocuklarının eğitimden uzaklaştırılarak evlendirilmesini kolaylaştıran AKP, şimdi de cinsel saldırganları ve suçluları daha da çok korumanın ve çocuk istismarını meşrulaştırmanın derdinde. 6 AKP’li milletvekili tarafından (İstanbul Milletvekili Mehmet Muş, İstanbul Milletvekili Halis Dalkılıç, Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker, Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can, Hatay Milletvekili Hacı Bayram Türkoğlu, Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu) hazırlanan ve imzalanan skandal önergenin görüşülmesi sırasında yeterli evet oyuna ulaşılamadığından bu görüşme 22 Kasım salı gününe bırakılmıştır.
Bu skandal önergede “Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın işlenen cinsel istismar suçunda, mağdur ile failin evlenmesi durumunda, fail hakkında hükmün açıklanması geri bırakılır veya cezanın infazı ertelenir. Bu durumda suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında da kamu davası düşer veya infaz ortadan kaldırılır. Zaman aşımı süresi içinde failin kusuru nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde fail hakkında hüküm açıklanır veya cezanın infazına devam olunur” denilmektedir.
Bu önerge mevcut cezasızlık politikasının hukuksal kılıfa uydurulmasına hizmet emektedir ve bu haliyle çocukların değil sadece tecavüzcülerin korunmasına yaramaktadır. Toplumun gerçeklerinden habersiz, haberleri takip etmeyen, çocuk, gençlik ve sosyal politika alanında her hangi bir çalışması olmayan ancak binlerce çocuğun hayatını karartacak böylesi bir skandal öneriyi hazırlayabilen milletvekillerine bu ülkede daha yeni onlarca erkek çocuğunun hatta hayvanların da cinsel saldırılara maruz kaldığını, tecavüzün aile üyeleri tarafından da gerçekleştirilebildiğini, devlet koruması altında olduğu halde pek çok kurumda toplu tecavüzlerin yaşandığını bir kez daha hatırlatalım. İnançların, yasal kurumların, toplumsal alışkanlıkların cinsel saldırı ve istismarın aklanması için paravan olarak kullanılması, çözümün hak temelinde değil gelenek ve hukuksuzluk ekseninde aranması özünde tüm toplumsal çürümüşlüğü ortaya sermektedir. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, yıllardır devam ettirdiğiniz kadın ve çocuk düşmanı politikalarınızla asla BARIŞMAYACAĞIZ!
Hükümetin çocuk ve gençlere yönelik cinsel istismar ve taciz olaylarını önlemek amacıyla yürüttüğü kayda değer hiçbir çalışma olmadığı gibi, çocukların cinsel sömürü, istismar vb. olaylara maruz kalmaması için çalışan sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri de engellenmektedir. Cinsel istismara uğrayan çocukların, bu travmatik deneyimleri en az zararla atlatmaları için kapsamlı çalışma yürütülmesi gerekirken, hükümet bu toplumsal yarayı her gün daha da fazla kanatacak uygulamalara imza atmaktadır.
Kadınların onlara tecavüz edenlerle evlendirilmesini öneren tasarı ilk kez dört gün önce Emine Erdoğan’ın da katıldığı Kadın Kongresi’nde dile getirilmiştir. Hak temelli yaklaşımın esamesinin okunmadığı bu kongrelerde dile getirilen, etikten ve haklardan yoksun önerilerin mecliste dillendirilebilmesi tüm toplum adına utanç vericidir.
Çocukların imam nikahıyla evlendirilmesini meşrulaştıran paylaşımda bulunan AKP Meclis Grup Başkanvekili Bülent Turan, teklifi çocuk gelin örneği ile savunmaya Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve bu skandal öneriye EVET diyerek el kaldıran tüm vekiller, çocuğa yönelik cinsel saldırının cezasız kalması için çocuk yaşta evliliği kendilerine paravan yapanlar ve bu suçları medya yoluyla meşrulaştırmaya çalışanlar da bu utancın parçasıdır. Altını çizerek söylüyoruz: Bir çocuğa veya yetişkine tecavüzün suç olmaktan hangi hallerde çıkacağı, hangi hallerde cezasız kalabileceği gibi bir ‘tartışma konusu’ olamaz; tecavüz her koşulda bir suçtur! Cezasız kalması yönetenlerin ve hukuk sisteminin temel karakterini ortaya koyar.
Savaş, yoksulluk, cinsel istismar, açlık, hastalık, korunmasızlık nedeniyle milyonlarca çocuğu insan onuruyla bağdaşmayacak koşullara mahkum eden politikaları hazırlayan ve bu politikalara onay verenlerle kavgamız bitmedi BİTMEYECEK!