Son 2 yılda uygulanan politikalarla içerde ve dışarıda bir savaş yaşanmaktadır. Bu süreç en çok Sağlık ve Sosyal hizmet emekçileri mağdur olmuştur. Yaşatmak için yemin etmiş olan bizler savaşa karşı barışı ölüme karşı yaşamı savunduk. Bunun karşılığı baskı sürgün gözaltılar oldu hatta öldürüldük.
Bu gün saat 06 itibariyle Ses Şube Eş Başkanımız Dr. Reşat Doğan ile beraber 3 ses üyesi olmak üzere 5 sağlık çalışanı arkadaşımız, Kobâni sürecinde yürütülen sağlık hizmetleri nedeniyle gözaltı alınmışlardır.
Tüm dünyanın gözleri önünde İŞİD’in gerçekleştirdiği Kobâni saldırıları en çok ilimizde hissedilmiş olup devletin bütün iş kolları bu konuda seferber olmuştur. Hatta bu süreçte sağlık Bakanlığına bağlı bulunan tüm kurumlarda çıkarılan genelgeler doğrultusunda farklı illerden olmak üzere ilimizdeki hastanelere görevlendirmeler yapılmıştır. Bu konuda sağlık bakanlığına bağlı 112 ve UMKE ekipleri aracılığıyla başta Suruç Devlet Hastanesi olmak üzeri çeşitli özel ve devlet hastanelerine yaralılar taşınmıştır. Bu hastanelerde çalışan sağlık emekçileri gecesini gündüzüne katarak bu savaşın yaralarını sarmaya çalışmıştır. O dönemde günlerce hastanelerden çıkmayan bu arkadaşlarımız ödüllendirilmesi gerekirken, sabahın ilk ışıkları ile evlerinden ve iş yerlerin den gözaltına alındıkları haberini aldık.
Sağlık çalışanlarına yöneltilen suçlamalarından bir tanesi de Kobâni çatışmalarından dolayı yaralanan hastalara fazla ilgi gösterdikleri gerekçe gösterilmiştir. Sağlık çalışanlarına yöneltilen bu mesnetsiz suçlamalar yaşam hakkını savunan biz sağlık çalışanları ve hekimlik mesleğinin onuru ile bağdaşmamaktadır.
Kaymakam ve İl sağlık Müdürü, Kobâni sürecindeki sağlık hizmetlerinden bahsederken gurur tablomuz ifadesi kullanmalarına rağmen arkadaşlarımıza yapılan bu haksız uygulamaların bir an önce son bulmasını talep ediyoruz.
OHAL ilan edilmesiyle birlikte temel hak ve özgürlükler göz ardı edilerek ülkemiz kanun hükmünde kararnamelerle yönetilmeye başlanmıştır. Darbeyle mücadele adı altında yapılan açığa alma, gözaltı ve tutuklamalar, bir süre sonra, her türlü darbe ve diktaya karşı çıkan emek, demokrasi, insan hakları ve barış için mücadele eden ilerici, demokrat hekimleri, akademisyenleri, öğretmenleri, gazetecileri içine alan bir cadı avına dönüşmeye başlamıştır.
Cadı avına dönüştürülmüş uygulamalarla, suçluluğuna ilişkin somut kanıtlar olmaksızın sağlık emekçilerine yönelik gözaltı ve tutuklamalardan bir an önce vazgeçilmelidir.
Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz diyen sağlık emekçileri yargılanamaz. 24.08.2016