1980’li yıların sonunda 12 Eylül karanlığının içerisinde filizlenen ve hastaneler, okullar, vergi daireleri, mahkeme salonları başta olmak üzere tüm kamu kurumlarında “kapıkulu değil emekçiyiz” şiarı ile yolan çıkan kamu emekçileri bir bir sendikalarını kurmaya başladılar…

Kamu emekçileri Türkiye’de; 1960’lı yıllardaki örgütlenmesinden sonraki büyük çıkışını 1990’lı yıllarda yaparak, geleceklerinde söz ve karar sahibi olmanın, işine ve ekmeğine sahip çıkmanın yolunun örgütlenmekten geçtiğinin bilinci ile sendikal örgütlenmeye başladılar.

Bu örgütlenme mücadelesinde sağlık ve sosyal hizmet emekçileri de yerlerini aldı.

1990 yılından itibaren Genel Sağlık İş, Tüm Sağlık Sen, Sağlık Sen ve Sosyal Hizmet Sen’i kurdular. Süreç içinde emek alanına ve emekçilere dönük her gün giderek artan topyekün saldırılara ve anti demokratik uygulamalara karşı mücadelenin en güçlü aracının birlikte örgütlenme, birlikte mücadele olmasından hareketle ve emekçilerin birleşme konusundaki ısrarlı tutumuyla sağlık ve sosyal hizmetler alanında mücadele yürüten dört sendika birleşti.

1 Ağustos 1996 yılında, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası SES kuruldu.

Bugün, Genel Sağlık İş, Tüm Sağlık Sen, Sağlık Sen ve Sosyal Hizmet Sen’de örgütlenen sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin tek bir yürek tek bir SES oldukları günün 20. yılıdır.

20 yıldır,

Başta sağlık ve sosyal hizmetler alanı olmak üzere kamu alanında uygulanan liberal, gerici, ırkçı ve piyasacı uygulamalara karşı mücadele ediyoruz.

20 yıldır,

Halkın sağlık ve sosyal hizmetlere ulaşımı önündeki engellerin kaldırılması herkese eşit, nitelikli, parasız, ulaşılabilir ve anadilinde sağlık ve sosyal hizmet için mücadele ediyoruz.

20 yıldır,

Çalışma koşullarımızın düzeltilmesi, ücretlerimizin çalışırken ve emeklilikte insanca yaşamaya yetecek düzeyde olması, eşitlik ve adalet için mücadele ediyoruz.

20 yıldır,

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, kadının çalışma yaşamında yok sayılmasına, güvencesizliğe, kadına yönelik şiddete ve her tür gericiliğe karşı kadınların sorunlarının görünür kılınması ve kadın örgütlülüğünün geliştirilmesi için mücadele ediyoruz.

20 yıldır,

Savaşa karşı barış, ölüme karşı yaşam için mücadele ediyoruz.

20 yıldır,

Grevli toplu sözleşmeli sendika için mücadele ediyoruz.

Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin SES ile birlikte 20 yıldır sürdürdüğü emek, barış ve demokrasi mücadelesi her türlü engellemelere rağmen sürüyor.

SES’imizin bu 20 yıllık mücadele tarihinin büyük bir bölümünü (14 yıl) AKp iktidarının tekçi, mezhepçi, cinsiyetçi, milliyetçi ve neoliberal politikalarına karşı yürütmüştür.

Sağlığın piyasalaştırılması, sağlık çalışanlarının köleleştirilmesi süreci

ne karşı yürüttüğümüz mücadelemizi baskı, gözaltı, işten el çektirme vb. uygulamalarla engellemeye çalışsa da sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin kararlı mücadelesini engelleyemediler.

İşyerlerinden sokağa, sokaktan caddelere, caddelerden meydanlara taşan SES’imiz sadece sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin talebini değil aynı zamanda da halkın sağlık hizmetine erişiminin öndeki engellerin kaldırılması, sağlığın korunması mücadelesinin de kesintisiz bir şekilde yürütmeye devam etti.

Her türlü engellemelere rağmen…

Aylarca süren sokağa çıkma yasakları, hastanelerin karargaha dönüştürülmesi, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin 10’ar günlük nöbetlerle hastanelerde tutsak edilmesi, hamileler ve kronik rahatsızlığı olanlar başta olmak üzere halkın hastanelere ulaşabilmesi için beyaz bayraklarla yola çıkması ve Eyüp Ergen’in nöbetten çıkıp evine giderken, Şeyhmuz Dursun’un ambulansla vakaya giderken ve Abdülaziz Yural’ın sokakta yaralı bir kadına müdahale ederken yaşamlarını yitirmesi…

Sokağın terörize edildiği, demokrasinin askıya alındığı, insanların sokak ortasında katledildiği günleri 90’lı yıllardan da hatırlıyoruz.

O dönemlerde de sendikalarımıza mühürler vuruluyor, sendikal mücadele yürütenler, baskı, sürgün ve gözaltılarla durdurulmaya çalışılıyor yargısız infazlarla topluma gözdağı verilmek isteniyordu.

Ayşenur Şimşek’i, Necati Aydın’ı ve Behçet Aysan’ı işte bu dönemde yitirdik.

O günden bugüne hız kesmeden mücadelemizi sürdürürken ne yazık ki, son günlerde ülkemizde yaşanan darbe girişimi ve sonrasındaki OHAL uygulamaları bize darbe girişimi yapanlarla hesaplaşmanın yanı sıra toplumun tamamına yönelik baskı, işten atma, tutuklama, işkence vb. hukuk dışı uygulamalarla karşı karşıya kalacağımıza/kaldığımıza dönük emareler veriyor.

Bu Karanlık gidişata karşı koymanın tek yolu da emekten, demokrasiden ve barıştan yana mücadele eden herkesin faşizme karşı demokrasi cephesinde birleşmesidir. Bunu gerçekleştirebildiğimiz ölçüde bugün ve yarınlarımızın siyasi iktidarların siyasal-ideolojik hedeflerine kurban edilmesine izin vermeyeceğimiz gibi yarınlarımızı bugünden yaratabilmenin imkanlarını da oluşturmuş olacağız.

Sendikamız Onur Üyelerimiz ve Barış Şehitlerimizden aldığı güçle,

20 yıl boyunca nasıl ki, hertürlü faşizan uygulamanın karşısında demokrasinin yanında yer almışsa, bu günde demokrasi mücadelesinin yanı sıra emek ve barış mücadelesinden de asla taviz vermeyecektir.

Yasasın Örgütlü Mücadelemiz,

Faşizme Karşı Omuz Omuza,

Yaşasın SES, Yaşasın KESK,

MERKEZ YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]