Sendikamız adına Genel Kadın Sekreterimiz Belkıs YURTSEVEN’in de katıldığı, Konfederasyonumuz KESK, EĞİTİM SEN ve BES Genel Merkezleri ile Karaman, Alanya, Niğde, Aksaray ve Konya şubelerimiz bir utanç davasına müdahil olmak üzere Karaman’daydı. Duruşma öncesi, KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse adliye önünde yaptığı basın açıklamasında: “KESK ve Eğitim Sen olarak müdahillik ve duruşmayı izleme talebimiz reddedildi, kapalı oturum kararı alındı.” diyerek kararın kabul edilemez olduğunu ifade etti.
KESK Eş Genel Başkanı açıklamasına şu sözlerle devam etti, “Açıktır ki kapalı oturum kararı, AKP ile eğitimi teslim ettiği sözde vakıf ve kurumları nerede bir suç işlemişse bu suçu örtbas etmek, suçu ve suçluları aklamak, sorumluluğu kendi üstünden atmak, üstlenmemek için alınmıştır. Bu dava izlemeye kapalı hale getirilerek, taciz, tecavüz, şiddet ve en önemlisi ‘çocuk istismarı’ aklanmaya çalışılıyor. Çünkü yargılanması gereken, sanık sandalyesine oturtulması gereken, ‘Ensar Vakfı’, ‘Kaimder’ ve ‘Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ MAĞDUR olarak bu davanın müdahili kabul edildi. Çocuklarımız istismara, tacize, tecavüze uğramış bu kurumlar yine mağdur, tıpkı her durumda AKP’nin mağdur olması gibi. ‘Bir defadan bir şey olmaz’ diyen Aile Bakanı gibi. Bu arsızlıktır, utanmazlıktır.
Eğitimde dinselleştirme hamlelerinizin sonuçlarını bizim çocuklarımıza ödetemezsiniz. Ne çocuklarımızı ne de çocuklarımızın geleceğini size teslim etmeye niyetimiz yok. KESK olarak ne yaparsanız yapın bu davanın takipçisi olacağız.” dedi.
İlk duruşmada jet hızıyla biten dava ise asıl failleri aklama operasyonuna dönüştü. Konfederasyonumuz, Eğitim Sen ve diğer örgütlerin müdahillik talebi kabul edilmezken, yurtları yasa dışı olarak işleten ve sanık olması gereken Ensar Vakfı ve KAİMDER ile buna göz yuman Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı “mağdur” sıfatıyla davaya müdahil oldu.
Mağdurlardan 7’sine tecavüz, 2’sine cinsel istismar, 1’ine de müstehcen görüntü izletip taciz etmekten 600 yıla yakın hapsi istenen sınıf öğretmeni 54 yaşındaki Muharrem Büyüktürk’ün yargılandığı dava sonucunda Büyüktürk, toplam 508 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ceza İnfaz Kanunu’na göre avukatlar tarafından Büyüktürk’ün hapis yatacağı süre 28 yıl olarak hesaplandı.
Mahkemenin almış olduğu karar Konfederasyonumuz tarafından, bu tür vakıfları koruyan ASPB ve çocuk istismarına göz yuman ENSAR Vakfı ile KAİMDER’i ayrıca bu olayın kamuoyunda duyulmasından itibaren aklama çabası içinde olan hükümetin suçunu örtmek olarak değerlendirilmektedir.