20 Temmuz’dan bu yana toplum sağlığı bizzat AKP hükümetinin savaş politikalarıyla tehdit edilmektedir. Sağlık Bakanı ise gerçekleri ters yüz ederek 400 vekil peşinde koşmaktadır. Ancak inandırıcı olmuyor. Bunun için yeni bir kurgu geliştiriyor. Yanına yandaşı Memur-Sen alarak sağlık kurumları önünde sağlık çalışanlarına zorla yalanlarını söyletmeye çalıştırıyorlar.
7 Haziran’da ortaya çıkan halk iradesini kabullenmeyen siyasi iktidar, dozu giderek artan biçimde tüm toplumu şiddet ortamına çekmeye çalışmaktadır. Bu şiddet ortamı toplumun tüm kesimlerini etkilemiş, özellikle mevcut iktidara muhalif tüm kesimler hedef haline getirilmiştir. Bu şiddet ortamının yaratılmasında iktidarın en önemli destekçisi ise yandaş medya olmuştur.
20 Temmuz’dan bu yana birbiri ardına farklı kentlerde ve bölgelerde özel güvenlik bölgesi uygulaması adı altında haftalar süren sokağa çıkma yasakları ilan edilmiştir. Halk ve özellikle çocuklar devlet güçleri tarafından orantısız bir şiddete maruz bırakılmıştır. Başta yaşam hakkı olmak üzere halkın beslenme, sağlık hizmetine ulaşma/bu hizmetlerden yararlanma gibi temel hakları ihlal edilmiştir.
Tüm bu zor şartlar altında fedakârlıkla görevini yapmaya çalışan sağlık emekçilerinin payına düşen sadece baskı değil, ölüme varan uygulamalar olmuştur. Bu koşullarda sağlık emekçileri sağlık hizmeti sunamadığı gibi öldürülmüş ve yaralanmıştır. SES üyesi Şehmus Dursun adlı sağlık emekçisi arkadaşımız güvenlik güçlerinin kontrol noktasında içinde bulunduğu ambulansın özel harekat polisi tarafından taranması nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Yine üyemiz Eyüp Ergen işyerinden çıktığında yine özel harekat polislerinin keskin nişancıları tarafından öldürülmüştür. Çok sayıda sağlık emekçisi işyerlerinde polis tarafından başlarına silah dayanarak tehdit edilmişlerdir.
Savaş politikaları iktidarın eliyle memleketin tümüne yayılmak istenmektedir. En son Ankara’da emek, demokrasi ve barış isteyenler yasal ve izinleri günler öncesinden alınmış bir mitinge katılmışlar ve var olan risklere karşı herhangi bir önlem almayan devletin açık ihmali nedeniyle 100 kişi hayatını kaybetmiştir. Şimdi de utanmadan kendi ihmalleri nedeniyle yaralananlardan tedavi masrafı istemektedirler.
Sağlık Bakanı elindeki imkanları kullanarak istediği kadar gerçekleri çarpıtmaya çalışsın, bizler gördüğümüz baskılara karşı şimdiye kadar nasıl direndiysek bundan sonra da direnmeye devam edeceğiz! Toplumu yönetmek için elinde yalandan başka malzemesi olmayanlara inat bizzat yaşadığımız gerçekleri halka ulaştırmaya devam edeceğiz. Yanına yandaş sendikasını alarak gerçekleri çarpıtan Sağlık Bakanı yalanlarına sağlık emekçilerini ortak edemeyecektir. Bizleri güvencesizliğe, iş cinayetlerine, baskı ve şiddete mahkum eden bakanlığın yalanlarına ortak olmayacağız!