İçinde yer almış olduğumuz Mersin Barış Bloğu 23 Eylül 2015 Çarşamba günü kurban bayram dolayısıyla sokaklarda çocuklara balon,yetişkinlere bildiri dağıttı. 10 Ekimde Ankara da yapılacak büyük mitinge çağrı yaptı.
Kardeşliğin Yolu Barıştan Geçer!
Türkiye halkları her geçen gün şiddet dozu artan bir savaşla yüz yüze. Kobane’nin yeniden inşası için yola çıkan 33 devrimci sosyalist gencin Suruç’ta bombalı bir saldırıyla katledilmeleriyle başlayan bu kanlı süreçte yoksul halk çocukları Dağlıca’da, Iğdır’da, Silvan’da, Varto’da, Cizre’de, Yüksekova’da, Sur’da pek çok asker, polis, gerilla, çocuk, genç ve kadınlar hayatını kaybetti.
1 Kasım seçimlerinden yeniden tek parti iktidarıyla çıkmayı hedefleyen AKP hükümeti ve Kaçak Saray yaşanan bu kayıpların acısını manipüle ederek ülkeyi Suriye ve Irak’a çevirecek, herkesin herkesi boğazladığı kanlı bir iç savaşın eşiğine getirmiş bulunuyor.
Geçen hafta Batı’da HDP binalarını kundaklanması, Kürtlere ait ev ve işyerlerine dönük linç girişimleri, Hürriyet Gazetesi’nin iki defa basılması, Çanakkale ve Keçiören Halkevlerine saldırılar, CHP binasına saldırı, şehirlerarası otobüslerin durdurulup yolcuların taşlı-sopalı saldırılara uğraması iç savaşın çıkarılma gösterisidir. Bu tehlikeli gidişat Türkiye halklarının bir arada yaşama koşullarını hızla ortadan kaldırdıkça, geri döndürülmesi imkânsız bir noktaya gittiğimiz açıktır. Bu ortamda sermaye örgütleri ve yandaş sendikaların çağrısıyla bir araya gelen 14 Sivil toplum örgütü 17 Eylül Perşembe günü Türkiye çapında “hepimiz kardeşiz” sloganıyla, Türk Bayraklarıyla yürüyüşler düzenleme kararı aldığını ilan etti. Herkesin şiddet içermeden yürüyüş eylemler yapmasının doğal bir hak olduğunu düşünen Barış Bloğu olarak kendilerini uyarmak, eleştirilerimizi ortaya koymak isteriz. Bu miting doğrudan Saray ve Davutoğlu tarafından organize edilmiştir. Savaş gibi emeğin tüm haklarının ortadan kaldırıldığı bir süreçte işçi örgütlerinin sermaye örgütlerinin başını çektiği bir toplamla yan yana gelmemesi bağımsız bir hat çizmesi gerekir. Savaşta hep yoksulların,işçilerin ,emekçilerin kanı dökülür.Bu yan yana geliş barış ve demokrasi mücadelesi için kabul edilemez. Bu aynı zamanda, halkların gerçek kardeşliği için söz konusu STK’lara Barış Bloku’na katılma daveti olarak değerlendirilmelidir.
Geçen hafta HDP’ye, Kürtlere ve muhalif basına dönük baskın ve linç girişimleri sırasında saldırganların Türk Bayrağı’nı şovenist bir biçimde bozkurt işaretleriyle birleştirerek kullandıkları ortadayken bayrak fetişizmi yapmak çatışmaları durdurmaktan çok şovenizme hizmet edecek bir hareket gibi gözükecektir. Bayrak bu ülkenin sembollerindendir.Hiç bir kurumun bayrağı siyasi çıkarları için kullanmaması gerekir. Yaşanan savaş sürecinin Kürt sorununun demokratik bir yolla çözülmemiş olmasından, çözüm masasını Dolmabahçe Mutabakatı’nı yok hükmünde gördüğünü söyleyip, savaş sürecini deviren Saray’dan kaynaklandığı ortadayken bayrak sallama yarışına girmek, kardeşlikten çok şoven milliyetçiliğe hizmet edecektir. 14 Sivil toplum örgütünün içi boş “hepimiz kardeşiz” söylemi, artan iç savaş tehlikesini önlemek yerine, 3 yıldır devam eden çatışmasızlık ve diyalog sürecini sona erdirenin kim olduğunu, neyi amaçladığını gizlemekten başka bir işe yaramayacaktır. Siviller katledilip, coğrafyamız kan gölüne dönmüşken,savaşın yurdundan ettiği insanlık kıyıya vurmuşken,AKP’nin savaş politikalarını meşrulaştıran bir miting değil savaşın lanetlendiği alanlarda olmak gerekiyor.
Mersin Barış Bloku olarak bir kez daha vurgulamak isteriz ki, çift taraflı ateşkesle, Kürt sorununun demokratik çözümü için müzakerelerin derhal başlamasının, Türkiye halklarının kardeşçe yaşamasının tek sürdürülebilir yoludur. Kardeşliğin, onurlu bir barışla, eşit-özgür bir ülkede yeşerebileceğine olan inancımızla bir kez daha haykırıyoruz.17.09.2015
İnadına Demokrasi, İnadına Barış!
Savaşa Hayır, Barış Hemen Şimdi!
Silahlar Sussun, Müzakere Başlasın!
Saray Savaş, Halklar Barış İstiyor!
Mersin Barış Bloğu A.
Tuna ŞAHİN