Provokasyonlara hayır!!!
Seçim süreci ile birlikte yaşanan provokasyonlar zinciri, seçim sonrasında Diyarbakır’da yaşanan 4 kişinin ölümü ile sonuçlanan katliamla devam etmektedir. Yaşanan provokasyonların hiç birinde siyasal iktidar sorumluluklarını yerine getirmemiştir.
Mevcut hükümet kendi iktidarı için bizlerin geleceğini ipotek altına almak istemekte, baskı ve katliamlarla korku ortamını yaymaya çalışmaktadır. Son süreçte yaşananlara baktığımızda iktidar hırsının nelere yol açtığını görmekteyiz.
Ağrı provokasyonu: Sorumlular hala açığa çıkarılmadı, yakalanmadı, yargılanmadı.
Adana ve Mersin bombalamaları: Failler açığa çıkarılmadı, yakalanmadı, yargılanmadı.
Bingöl/Karlıova’da seçim arabası şoförünün 30 kurşunla öldürülmesi: Fail/failler açığa çıkarılmadı, yakalanmadı, yargılanmadı.
Erzurum’da seçim arabasının şoförüyle birlikte yakılması: Açık görüntülerin yayınlanması ile birlikte ancak 4-5 kişi gözaltına alındı.
200’e yakın saldırı : Bir kişi bile gözaltına alınmadı, yargılanmadı…
Diyarbakır mitingine bombalı saldırı 5 ölü, 6’sı ağır 402 yaralı: Faillere ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı, sadece bir kişinin tutuklandığı ifade edildi.
7 Haziran genel seçimleri sürecine girildiğinden bu yana adeta bir merkezden ve bir plan doğrultusunda cinayetler işleniyor, katliamlar yapılıyor, linçler gerçekleştiriliyor. Toplumsal ayrışma ve kutuplaşma için zemin hazırlanmaktadır. Hükümet ve özellikle Cumhurbaşkanı bırakalım olayların önüne geçmeyi ve sorumluları yakalamayı miting alanlarındaki nefret dili ile adeta yeni olayların fitilini ateşlediler.
Tüm gelişmeler AKP’nin iktidarda kalmak, Cumhurbaşkanın başkan olmak için bir takım karanlık işler içine girdiğini göstermektedir. Yaşananlar açıkça sivil darbe görünümündedir. Seçimlere kan bulaşmıştır. Sandıktan çıkan irade yok sayılmakta, adeta cezalandırılmak istenmektedir.
Hükümet, 12 Eylül’ün %10 barajına sıkı sıkıya sarılmayı da aşarak, barajın aşılmaması için her türlü yol ve yönteme başvurmuştur.
İktidarın medyası, hemen tamamına yakını başta HDP’ye olmak üzere muhalefet partilerine yönelik yüzlerce saldırıya rağmen bir kişinin bile gözaltına alınmamasının cevabını vereceğine, psikolojik savaş yöntemlerine başvurarak suçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Havuz medyası paranoyaklık derecesine varan yayınlarla HDP’yi hedef tahtası yapmıştır.
5 Haziran’da gerçekleşen Diyarbakır katliamı tüyler ürperticidir. Yüz binlerin katıldığı bir mitingde patlatılan bombalarla yüzlerce vatandaşın ölümünün hedeflendiği çok açıktır. Daha az sayıda kalabalık içinde patlatılan bombalarda yüzlerce insanın öldüğü dünyadaki örneklerden bilinmektedir. Olası bir izdihamda yaşanacak ölümleri hayal etmek bile kan dondurucudur. 40 yıllık çatışmalı bir ortamda büyüyen Diyarbakır halkının sağduyusu ve disiplini hedeflenen faciayı önlemiştir.
9 Haziran’da karanlık güçlerce katledilen İHYA-DER Başkanın ardından, yine karanlık güçlerce aynı gün 3 yurttaşımızın katledilmesi ile amaçlanan bölgede iç çatışmaları yoğunlaştırmaktır. 90’lı yıllarda ki hizbi-kontra terörünü yeniden piyasaya sürmektir.
Son olayların gerçekleştirilme biçimleri kontrgerilla ve JİTEM’in yeniden devrede olduğunu düşündürtmektedir.
Otoriterleşen ve dikta rejim kuranların seçim sonuçlarını tümden yok saymakta dahil her tür anti demokratik, faşizan yol ve yöntemlere başvurduğu deneyimlerle sabittir. Ülkemizde yaşananlar bu yöndeki kaygılarımızı artırır doğrultudadır.
Ancak üç resmi askeri darbe yaşamış, her türlü bedeli ödemiş halklarımız ve emekçiler yeni bedeller ödeme pahasına AKP faşizmine teslim olmayacak, geçit vermeyecektir.
Bizler Şanlıurfa’da örgütlü emek ve meslek odaları olarak; emekten, demokrasiden, eşitlikten ve özgürlükten yana olan herkesi yarınlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz. Sistemli şekilde muhaliflerin sözlerini söylemesini engelleyenlere karşı biz emekçilerin tarafı nettir. Biz halkları provokasyonlarla birbirine düşürmeye çalışıp, kaos ortamından diktatörlük çıkarmak isteyenlere karşı demokrasinin yanında olmaya devam edeceğiz.
Diyarbakır halkına geçmiş olsun diyor, yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Katliamı kınıyor, protesto ediyoruz.
Faşizme inat barışı ve halkların kardeşliğini savunmaya devam edecek, geleceğimize sahip çıkacağız.
KESK ŞUBELER PLATFORMU
TMMOB
İHD
DEMOKRATİK HEKİM GİRİŞİMİ
YAŞAMEVİ KADIN DAYANIŞMA DER.
ŞANLIURFA ALEVİ KÜLTÜR DERNEĞİ