GENEL SEÇİME GİDERKEN AKP’NİN SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET POLİTİKALARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
AKP iktidara geldiği 2002 yılından itibaren çıkardığı yasalarla başta sağlık ve sosyal güvenlik olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasını hızlandırmıştır. 2008 yılında Meclisten geçen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile emeklilik yaşı yükseltilmiş, emekçileri güvencesizleştiren uygulamalar kamu alanında da yaygınlaştırılmış ve özelleştirmeler AKP hükümetinin en önemli politika aracı olmuştur.
Kamu sağlık alanı, AKP tarafından yürütülen politikalar sonucunda son on yılda yaklaşık dört kat büyütülerek piyasaya dönüştürülmüştür. Bu büyümede SGK’nın sağlık giderlerindeki büyük artış ve kamu bütçesinden sağlık alanına aktarılan tutardaki yükselme belirleyici olmuştur. Bu büyüme ile birlikte, özel sağlık sektörü hızla gelişmiştir. Yaklaşık son on yıldır gerek sağlık hizmeti verilen kurum sayısında gerekse sağlık hizmeti sunumunda, özellikle de özel sağlık alanında nüfus artış oranı ile koşut olmayan hızlı bir büyüme söz konusudur. Toplam hastane sayısındaki artışta özel hastaneler başı çekmektedir. Yani özel sektör kamu kaynakları ile büyütülmektedir.
Asıl olarak bireysel ödeme gücüne göre sunulan ve arkasındaki kamusal güvencenin çeşitli müdahalelerle eritildiği “kamusal hizmet” anlayışı ön plana çıkmış, devlet kamusal hizmetlerin sunumu ve üretilmesi görevini üstlenmek yerine bu işlerin organize edildiği bir birim olarak belirmeye başlamıştır. Sosyal devlet döneminde varlığını sorunları toplumsallaştırarak çözme becerisiyle meşrulaştıran iktidara karşılık, AKP hükümetleri kamusal alanı piyasanın dili ile yeniden inşa etmişlerdir. Kamu hizmetlerinin finansmanının kaynağı artık devlet bütçesi değil, çoğunlukla bu hizmetleri talep edenlerin yaptıkları ödemelerdir.
Değerlendirme raporunun tamamı için tıklayınız.