Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Bütçesi bugün Meclis’te görüşülüyor. Meclis Plan ve Bütçe komisyonunda kabul edilerek meclis gündemine gelen bütçenin kendisi de, AKP’nin sosyal hizmetler alanına bakışının değişmediğini göstermektedir. Sosyal hizmet alanında çalışan emekçileri görmeyen Bakanlık, sosyal hizmeti “sosyal yardımla” sınırlandırmaya, kadını aile içine hapsetmeye devam edeceğini göstermektedir.
2015 bütçe tasarısına bakıldığında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 6. büyük bütçeye sahip Bakanlık olarak görünmektedir. Bakanlığın bütçesi 2014 yılında 17 milyar 807 bin lira iken, 2015 yılında 18 milyar 249 milyon 634 bin liraya çıkartılmaktadır. Evet, Bakanlığın bütçesinde bir artış vardır, ancak bu artış ne milyonlarca çocuk, engelli ve yaşlıya daha iyi bir sosyal hizmet sunumu için, ne kadınların eşitliği için, ne de bu alanda çalışan emekçiler içindir. Bu artış, AKP hükümetinin Bakanlık eliyle oluşturduğu geniş çaplı bağımlılık mekanizmasını daha da artırmak içindir.
Bakanlığın bütçesindeki dağılıma bakıldığında, 2014 bütçesinde de, 2015 bütçesinde de en büyük iki kalemi Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü ve Evde ve Özel Kuruluşta bakım ödeneği oluşturmaktadır. 2015 bütçesindeki artışın büyük bölümünü de yine bu iki kalemdeki artış oluşturmaktadır. Bakanlık harcamalarının %87`si cari transferlere ayrılmıştır. Herhangi bir mal ve hizmet karşılığı olmayan bu kalemde kişilere dağıtılan aylık engelli, çocuk, yaşlı bakımı hizmeti ücretleri bulunmaktadır. AKP hükümeti iktidara geldiğinden beri ‘sosyal yardım`lar sürekli olarak arttırılmaktadır. Bakan Ayşenur İslam Bütçe sunumunda her ne kadar “sosyal yardımlar hepimizin kabul ettiği gibi bir lütuf değil, insanlık ve vatandaşlık hakkıdır” dese de uygulamada sosyal yardımlar bir haktan çok lütufa, aynı zamanda ciddi oranda bağımlılık mekanizmasına dönüştürülmüş bulunmaktadır. Bugün, 421 bin aile evde bakım ücreti almaktadır. Bu yardımların muhataplarının neredeyse tamamına yakınının kadınlar olduğu bilinmektedir. Her ay binlerce kadına evlerinde bakım hizmeti yaptıkları için ücret ödemektedir. Hükümet, devletin kendi işini kadınların omuzlarına yüklemekte; yeni çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakım evleri açmamaktadır. Bu yolla bina, elektrik, su, personel gideri gibi harcamalardan tasarruf eden Bakanlık; aynı zamanda binlerce kadını ev içine hapsetmektedir.
2015 bütçe planında dikkat çeken yönlerden biri de kadınların eşitlik sorununu gündem etmesi, araştırmalar yapması beklenen ve adında kadın olan tek genel müdürlük olan Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü bütçesindeki düşüştür. Kadınların eşitliği ve özgürlüğü için hiç bir özel kalem barındırmayan bakanlık bütçe planında, KSGM’nin payı 2014 yılında 9 milyon 661 liradan 2015’te 8 milyon 181 liraya düşürülmüştür. Yani ortada 1,5 milyon liralık bir azalma söz konusudur. Bakan İslam, bütçe görüşmelerinde bu düşüşün Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün idari bütçesinde bir düşüş olarak açıklamıştır. Asıl olarak Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olan ŞÖNİMlerin ve kadın sığınmaevlerinin, personeli ile birlikte Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığına devredilmesi mi planlanmaktadır? Buna nasıl karar verilmiştir? Böyle bir devir hem hizmet alanının kendisi, hem de buralarda çalışan emekçiler için ne anlama gelecektir? Bakan İslam, bu konuda bir an önce bir açıklama yapmalıdır.
Yine Bakanlık 2015 bütçe tasarısında Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün bütçesi 2014 yılında 16 milyon 970 bin lira iken 2015 yılında 16 milyon 323 bin liraya düşürüldüğü görülmektedir. Çocuğa yönelik şiddet, ihmal, istismar, ensest, madde bağımlılığı gibi konularda Bakanlığın hizmetleri zaten oldukça yetersiz ve eksikken, çocukları koruma konusunda ise son derece zayıfken, bu konularda Bakanlığın elinde ciddi, geçerli ve güncel veriler bile yokken Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü bütçesinin azaltılması, özellikle koruyucu önleyici hizmetler konusunda endişe yaratmaktadır. Çocuklarla ilgili kuruluşlar olan çocuk yuvaları, sevgi evleri, ÇOGEM, sevgi evleri, yetiştirme yurtları, koruma bakım ve rehabilitasyon merkezleri (KBRM), bakım ve sosyal rehabilitasyon merkezleri (BSRM) ve çocuk evleri ayrı kalemler olarak bütçede yer almaktadır. Ancak bu kuruluşlar önleme değil müdahale birimleridir ve Bakanlığın temel politikaları zaten müdahaleye odaklı olduğu için eleştirilmektedir. Bütçedeki bu düşüş ise, koruma ve önleme odaklı politikalar izlenmesi konusunda ciddi bir adım atılmayacağını göstermektedir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının binasına ödediği kiranın yüksekliği uzun bir süre kamuoyunda gündem olmuştur. Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmelerde de, kira konusu Bakan İslam’a en çok yöneltilen sorulardan biri olmuştur. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının binasına ödenen kiranın aylık 765.143,86 lira olduğu Bakan Ayşenur İslam tarafından görüşmelerde söylenmiş, ancak binanın kime ait olduğu sorusuna ısrarla cevap verilmemiştir. Bu da, halkın ve emekçilerin paralarının nasıl rahatlıkla savrulduğunun göstergesidir.
Sonuç olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesi, AKP’nin yoksulluğu sürdürme, yoksullaştırılan emekçileri ise iktidara bağımlı hale getirme politikasının bir aracı olarak “sosyal yardımlar”ın kullanılmasının artarak devam edeceğinin göstergesidir. Bütçede sosyal hizmet yoktur. Bütçede, Bakanlıkta ağır koşullar altında, düşük ücretlerle, güvencesiz çalışan emekçilerin geleceği için hiçbir düzenleme yoktur. Bütçede kadınlar yoktur, çocuklar yoktur, engelliler, yaşlılar yoktur. Bütçede özel kuruluşlar eliyle özelleştirme politikaları, sosyal yardımlar vardır. Biz, Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası olarak halkın nitelikli ve gerçek sosyal hizmet hakkı için, emekçilerin insanca çalışma ve yaşama hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz.
YÖNETİM KURULU