Birleşmiş Milletler, 1992 yılında sayıları her geçen gün artan engelli bireylerin sorunlarına dikkat çekmek için 3 Aralık gününü “Uluslararası Engelliler Günü” olarak ilan etmiştir.
Bu karar “engellilerin” topluma kazandırılması ve insan haklarının tüm ve eşit ölçüde sağlanması amacıyla üye ülkelerce benimsenmiştir.
Birçok özel günde olduğu gibi 3 Aralık’ta da konuya dikkat çekmek, engellilerin yaşam kalitesinin artırılması için açıklamalar, etkinlikler yapılarak “yılda bir gün” hatırlanmaktadırlar.
Her geçen gün sayıları artan engellilerin sorunlarının da arttığı bir gerçektir. Engellilerin sağlık, eğitim, istihdam, bakım, rehabilitasyon, ulaşılabilirlik ve birçok sosyo-kültürel ve ekonomik sorunlarına çözüm bulunması devletin asli görevleri arasındadır.
Ancak ülkemizde engelli bireyin yaşam kalitesinin artması için bu sorunlarının çözümlenmesi yerine, yalnızca özel günlerde hatırlanmaktan öteye gidilememiştir.
Hükümet bu 3 Aralık için birçok şey yaptığını propaganda edecek. Ancak bir önceki yıldan farklı olmadığını engellilerin ve ailelerinin yaşamlarında görmek mümkündür.
Türkiye nüfusunun %12,29’u engellilerden oluşmaktadır. Bu sayı, engelli bireylerin ailelerini de katarak düşündüğümüzde, bu durumda etkilenenler %20’lere vardığı görülmektedir.
Hükümet 2011 yılında 633 sayılı KHK ile Özürlüler İdaresi Başkanlığını kaldırmış, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde genel müdürlük düzeyine indirmiştir. Son süreçte, sorunun tarafları olan sendikalar, engelli dernekler ve federasyonların görüşleri alınmadan bir gecede yasal düzenleme yapılmıştır. Sendikamız, engellilerin sorunlarının çözümüne ilişkin görüş ve önerilerini birçok platformlarda defalarca iletmiş Özürlüler İdaresi Başkanlığının kapatılmasıyla ilgili kaygılarını da somut örneklerle idarecilere sunmuştur. Ancak hükümet, birçok konuda olduğu gibi bu konuda da antidemokratik bir şekilde davranmaya devam etmiştir.
Engellilere yönelik politikalar, engellilere ve engellilerin bakımından sorumlu kişilere ödenen ve adeta sadaka kültürüne dönüştürülen sosyal yardımlar alanına daraltılmıştır.
Engelli bireyi yok saymak, toplumun dışına iterek, acıma duygusu ile bakmanın hiç kimseye bir yararı olmadığı için gerçek politikalara ihtiyaç vardır.
Engellilerin toplumsal yaşama ve iş hayatına katılması, hem sosyalleşmesini sağlamakta, hem de ülke ekonomisine katkı sunacağı bilinmelidir.
Engelli insanların toplumla bütünleşmesini sağlayacak politikaların, düzenlemesi gerekmektedir. Engellilerin aileleriyle birlikte ele alındığı eşit haklar ve fırsatların olduğu düzenlemelerin en kısa sürede hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Özellikle yerel yönetimlerin üst geçitler ve alt geçitler ile engellilerin yaşamlarını zorlaştıran uygulamalara son verilmesi gerekmektedir.
Tekerlekli sandalyede oturup koşmayı denemek, gözlerimizi bağlayıp annemizi görmek, konuşamayıp şarkı söylemek, duymadan kuşların sesini duymak ne kadar zor ise engelliler için yaşam o kadar zordur.
Taleplerimiz;
- Özürlüler İdaresi Başkanlığı tekrar açılmalıdır,
- Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi İhtiyari Protokolü imzalanmalıdır,
- Anayasa’da yasalarda ve uluslar arası sözleşmelerde yer alan engelli haklarının hayata geçirilmesi ve uygulanması için denetimler yapılmalıdır,
- Engellilere yönelik sosyal hizmet ve sosyal yardımlar için eylem planları oluşturulmalıdır,
- 1998 tarihli Kadın Konukevi Yönetmeliğine göre kendi işini göremeyecek bir engele sahip, ruh sağlığı bozuk, bulaşıcı ya da sürekli tedaviyi gerektiren ağır hastalığı olan, engeli yüzünden sürekli bakıma ihtiyaç duyan kadınlar, şiddete maruz bile kalsalar kadın sığınma evlerine kabul edilmemekte idi. 2013 yılında yeniden düzenlenen Kadın Konukevi yönetmeliğine göre, her ne kadar engelli, rehabilitasyon ve güçlendirme sürecinde farklı hizmet modellerine ihtiyaç duyan kadınlar için içinde hizmete uygun eğitim almış personelin istihdam edileceği ihtisaslaşmış konukevlerinin kurulması öngörülmüş olsa da, bu konukevleri henüz hayata geçirilmemiştir. Bir an önce bu konukevlerinin açılması gerekmektedir.
- Engelli istihdamında kota-ceza destekli istihdam ve korumalı istihdam yöntemleri uygulanmalıdır,
- Engelli kotasını doldurmadığı için işverenden kesilen para cezalarının toplandığı Fon engellilerin istihdamı, eğitimi ve sosyal refahları için kullanılmalıdır,
- Kamu ve özel kuruluşların fiziki koşulları engelli çalışanlar da gözetilerek yeniden düzenlenmelidir,
- Kamu ve özel kuruluşlarda hizmet veren çalışanlara, engelliler ile iletişimlerini kolaylaştırıcı eğitim programları uygulanmalıdır,
- Yerel yönetimlerin, engellilere uygun çevre düzenlemesi yapması sağlanmalı ve denetlenmelidir,
- Engellilerin istihdamına yönelik, genel istihdamdan %4 kotanın uygulanması gerekmektedir. Engelliler için ayrılmış ve boş duran 30 bin kadronun herhangi bir sınava tabi tutulmadan, engellilerin yeteneklerine ve koşullarına uygun şekilde bir an önce yerleştirmeler yapılmalıdır.
- Yaşamın her alanında engelli bireylere yönelik ayrımcı uygulamaların ortadan kaldırılması için “mış gibi yaparak” değil, gerçek düzenlemelerin yapılması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere gerekli bütçe ayrılmalı, düzenlemelerin yapılması denetlenmelidir.
Herkes için engellerin kaldırıldığı bir ülkede yaşamak dileği ile. 03.12.2014
MERKEZ YÖNETİM KURULU