Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadınlara karşı bakış açısını ortaya koyan fıtrat açıklaması; erkek egemen iktidarın biz kadınlara karşı açtığı savaşın açık ilanıdır. Kadınları erkeklerle eşit olamayacak varlıklar olarak gören, pozitif ayrımcılığı tersten anlayan, kadını sadece çocuk doğurdukça değerli sayan resmi devlet temsilcilerine karşı bugün tüm dünyadaki kız kardeşlerimizle birlikte alanlardayız. İktidar için değişmeyen ve sabit olan tek şey kendi iktidarını korumaksa; biz kadınların vazgeçemeyeceği şey barış, özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesidir. Biz tüm baskılara ve yok saymalara karşı mücadelemizle var oluyor, değiştiriyor ve özgürleştiriyoruz. Kimsenin fıtratına sığmıyor, sınırları aşıyoruz.
Erkek egemen sistem her gün kadını daha fazla eve hapsetmeye çalışırken; biz kadınlar 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde her yerde alanlara çıkıp bizi duymak, görmek ve anlamak istemeyenlere fıtratımızla cevap veriyoruz. Bedenlerimizi, emeğimizi, kimliğimizi ve hayatımızı kimsenin hizmetine sunmuyoruz. Her türlü şiddete, baskıya ve sömürüye karşı susmuyor, isyan ediyoruz. Her gün üç kadının öldürüldüğü, onlarcasının tacize, tecavüze ve şiddete uğradığı bu sistemde sadece nefes almak için bile mücadele etmek zorundayız. Kadın olarak kendi kimliğimizle yaşamak bu kadar zorken; sadece kendi haklarımızı değil bütün kadınların ortak isyanını büyütmeye uğraşıyoruz. Bu yüzden kadın dayanışmasının elimizdeki en önemli silah olduğunun farkındayız. Yaşam mücadelemiz bugün Şengal’den Kobane’ye, İspanya’dan Arjantin’e kadar her alanda devam ediyor, büyüyor, zenginleşiyor. Farklı dillerde aynı talepleri haykırmanın güveni ve cesareti ile savaşlara, talana ve şiddete karşı mücadelemiz devam ediyor. Kürt ve Ezidi kadınlarını savaşta katleden, tecavüz eden, esir alan, cariye diye pazarlarda satan IŞİD zihniyeti bugün ülkemizde fıtrat açıklamaları yapan Erdoğan’ınki ile aynıdır. Her ikisi de kadınları erkeklere eşit görmemekte, onları sadece erkeklerin hizmetine sunulmuş varlıklar olarak değerlendirmektedir. Dün en az üç çocuk doğurun diyen erkek egemen aklın aynısı bugün kadınları pazarlarda satıyor. Fakat dün Gezi’de ‘Küfürle değil inatla diren’ diyen, kırmızı elbisesi ile isyana duran kadınların direnişi ile IŞİD’ e karşı savaşan kadınların direnişi mücadeleyi büyütmek için yol gösteriyor.
KESK’li kadınlar olarak; 25 Kasım’ları sadece duyarlılık ve farkındalık yaratma günü olarak görmüyoruz. Her gün farklı alanlarda devam eden haykırışımızın birleşip daha güçlü ve daha yaygın şekilde gösterilmesi olarak değerlendiriyoruz. Bugün devlet koruması altında katledilen kız kardeşlerimizi, şiddete, tacize ve tecavüze uğrayan bütün kadınları anmak ve onların yarım bırakılan hayatlarının hesabını sormak için alanlardayız. Tüm kadınları bedenimiz, emeğimiz ve kimliğimiz için yürüttüğümüz mücadeleye katılmaya, adımlarımızla bütün dünyayı yerinden oynatmaya davet ediyoruz.
KESK Dönem Yürütmesi adına
Arzu TOPALOĞLU
Eğitim Sen Kadın Sekreteri