Bugün burada yine yaşadığımız bir travmayı ve sorunlarımızı sizlerle paylaşmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Hepimizin çok yakından bilip yaşadığı fakat yetkililerin ısrarla görmediği sorunlarımızı bir kez daha seslendirmek için buradayız.
Bizler; bir yandan ağır iş yükü nedeniyle fiziksel ve ruhsal olarak yıpratılırken bir yandan da hastalarla karşı karşıya getirilerek fiziksel ve sözlü şiddete maruz bırakılmaktayız.
Hastanemizin buraya taşınıp hizmet vermeye başladığı günden bugüne neredeyse her hafta-her gün bir çalışan ya darp ediliyor ya da sözlü şiddete maruz kalıyor.
En son Perşembe gece nöbetinde acile tedavi nedeniyle başvuran hasta ve yakınları tarafından bir doktor arkadaşımız fiziksel şiddete, diğer arkadaşlarımızda hakarete uğrayarak sözlü şiddete maruz kalmışlar ve acil servis de bulunan masa, bilgisayar ve bir çok medikal malzemeyi kırıp etrafa savurarak maddi ve manevi kayıp yaratmışlardır.
Yine bu olayın üzerinden 24 saat geçmeden yani ertesi gün kadın doğum kliniğinde sezaryen ameliyatı olan bir hastanın yakınları klinikte çalışan hemşire arkadaşlarımıza hiç ağıza alınmayacak çirkin ifadelerle hakaret etmişlerdir.
Sağlık işkolunda şiddet ve tacizle ilgili yaşadığımız o kadar çok örnek var ki; iş yoğunluğundan çoğu kez bunlar kayıt altına dahi alınmıyor.
Hepimizin bildiği gibi sağlık çalışanına uygulanan şiddet olayları AKP iktidarı ile birlikte hızla artmış hatta ölümle sonuçlanan çok üzücü olaylar yaşanmıştır. Gaziantep’te bir hasta yakını tarafından öldürülen Dr. Ersin Arslan ve 184 Sabim’e şikayet edilen Dr. Melike Erdem yaşadığımız en hazin örneklerdir.
Son bir ayda İstanbul’da sadece bildiğimiz üç hastanenin acil servisleri şiddet nedeniyle geçici olarak hizmete kapatılmıştır.
Yapılan çalışmalar istatiksel veriler bize gösteriyor ki sağlık çalışanlarını canından bezdiren bu şiddet olayları “Sağlıkta Dönüşüm Programı”ndan sonra çok büyük oranda artmıştır. Bunun da tek sorumlusu olayı yaşatanlar değil, mevcut iktidar ve onun şiddeti besleyen söylemleridir.
Mevcut iktidar özellikle son dönem artarak devam eden sorunlarımızı çözmek yerine hastaneleri adeta bir ticarethaneye çevirip, yaşanan sorunların nedeni olarak da sağlık çalışanlarını işaret edip, şiddetin hedefi noktası haline getirmişlerdir.
Unutulmamalı ki; sağlık çalışanı güven içinde çalışamadığı zaman; halkın da sağlığını koruması mümkün olamayacak ve asıl zarar gören de halk olacaktır. Bu nedenle; halkımızı bizim de mağduru olduğumuz sağlık sisteminde yaşanan sorunlara karşı tepkilerini o anki sorununu çözmeye çalışan sağlık personeline değil, bu politikaların sorumlularına ve yönetenlere göstermelerini istiyoruz.
Buradan saldırıya uğrayan arkadaşlarımıza geçmiş olsun diyor, hastalarımıza nitelikli hizmet sunabilmemiz için güvenli çalışma ortamlarının yaratılması konusunda yetkilileri gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz.
Taleplerimiz;
ü Ziyaret saatlerinin sınırlandırılarak kontrol altına alınması,
ü Güvenlik önlemlerinin arttırılıp her kata güvenlik görevlisi konulması,
ü Acilde çalışan hemşire ve personel sayısının yeterli düzeye çıkarılması,
SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) Şişli Şube – İstanbul Tabip Odası