Yetkili ama etkisiz tabelayı sağlık emekçileri hak etmiyor..
İlimizde sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırabilmek ve çalışma koşullarının adil/adaletli bir şekilde sağlanması için defalarca kamuoyunun önüne çıktık. İlin en büyük mülki amirinden tutunda tüm kurum müdürleriyle birçok defa SES adına görüşmelerde bulunduk. Basın açıklaması/eylem/etkinlik yaptık. Demokratik bir hukuk devletinde ve adaletli yöneticilerin olduğu yerlerde bu girişimlere kulak verileceğini düşündük. Doktorlarımızın, hemşirelerimizin, Genel İdari Hizmetler sınıfında çalışan ayrımsız tüm sağlık emekçisi arkadaşlarımızın var olan sorunları çözüldüğü takdirde daha kaliteli bir sağlık hizmetinin açığa çıkacağını ifade ettik. İdarecilerin olumsuz tutumlarına rağmen ısrarla ve inatla demokrasinin diyalog kültürünü benimsedik.
Çözüme dönük bu iyi niyetimize rağmen maalesef taleplerimiz ve sorunlarımız görmezden gelindiği gibi her gecen gün daha da ağırlaştırılmış çalışma koşulları bizlere dayatılmaya başlandı. Bunlar yetmezmiş gibi sendikalar arası taraf tutarak, kendi sendikasından olmayan çalışanları ücra köşelerde ve döner sermayesi düşük yerlerde çalıştırıp yıldırmaya çalıştılar. Hiç yoktan yere üyelerimizin görev yerleri değiştirilerek en ufak bir olayda soruşturma açıp diğer çalışan arkadaşlarının gözünde SES üyelerine itibarsızlaştırma politikaları uyguladılar. Üyelerimizin aile bütünlüğünü ve çocuklarının eğitim durumunu hiçe saydılar. İş kolumuzdaki yöneticilerin büyük bir kısmı bilinçli ve sistematik olarak, çalışanlara baskı kimi zamanda makamlarının gücünü kullanarak vaatler/tavizler vererek Sağlık Sen’in üye artışına destek olup idari makamlarda kadrolaştılar. Sağlık Sen üyesi olmayanın ne bir sorunu çözüldü ne de bir mevkie getirildi. İdareci olmanın ve var olan herhangi bir sorununun çözülmesinin tek temel parametresi Sağlık Sen üyesi olmak oldu. Yoksa her türlü baskı/sürgün/soruşturma emekçilere reva görüldü. Bu durumun çalışma barışını bozduğu gibi iş verimini de düşürdüğü açıkça ortadır. Düzmece anketlerle, yanlı/taraflı istatistik verilerle artık kimseyi kandıramazlar. Bu adaletsizliklere dur demek için defalarca yöneticilerle görüştük.
Bir sendikanın örgütlenmesine yönelik yanlı davranmak ve kendileri gibi düşünmeyen farklı sendika tercihleri olan diğer emekçiler üzerinde uyguladıkları baskının Anayasanın 10.maddesinin 1 ve 5.fıkrasına ve ayrıca Başbakanlık tarafından resmi gazetede yayınlanan idarecilerin etik sözleşmesine aykırı olduğunu sürekli tekrarladık. 4688 Sayılı Kanunun idarecilerin eşit uzaklıkta ve mesafede durmasını gerektiren amir hükümlerinin tüm yöneticilere tebliğ edilmesini talep ettik ama maalesef bir cevap alamadık.
AKP nin her türlü desteğiyle örgütlenen Sağlık-Sen; iş kolumuzda yetkili sendika olmasının tek nedeni devlet ve iktidar olanaklarını kullanan müdürlerin çalışanlara baskı yapmasıdır. Yoksa yığınla sorunlarla boğuşan sağlık emekçileri her geçen gün artan şiddet, mobbing, angarya, keyfi yaptırımlar vb adaletsizlikler varken neden hala mücadele etmeyen, TİS sürecinde yüzdelik maaş artışlarına bizleri mahkûm edip sefalet ücretini layık gören bir sendikayı seçsin? Bu tür sendikalar devlet güdümlü (sarı) olduklarından dolayı üyelerinin haklarını savunmak için patron durumundaki devletle mücadele ed(e)mezler. Herkes tarafından bilinen bu gerçek yetki sürecinde de boş durmamış, başka sendikaya üye olanlara kadar uzanıp onları istifa ettirmişler, üye olmak istemeyenleri de bi hal çaresine bakıp üye etmişler, iş kolumuzda yeniden yetkili sendika olmuşlardır.
SES olarak bu durum karşısında asla yılmayacağız. Yetkili değil ama etkili bir sendika olarak ayrımsız tüm emekçilerin yanında, hep birlikte omuz omuza olacağız..