Çalışma hayatımıza, çevremize, demokratik haklarımıza kısacası yaşamımıza bir bütün olarak saldırıların yoğunlaştığı, buna karşılık olarak da Haziran isyanında milyonlarca yurttaşın sokaklara çıkarak AKP iktidarının halk düşmanı politikalarına karşı direnişi tercih ettiği günlerin arifesinde toplanacak olan Merkez Temsilciler Kurulumuza daha da anlamlı bir yerde durmakta ve yeni bir mücadele dönemine girerken önemli görevler de düşmektedir.
70’li yıllarda sermayenin krizine karşı üretilmiş olan neoliberalizm, bugün dünya çapında krize girmiştir. Tüm dünyada din de kullanılarak hayata geçirilmeye çalışılan neoliberal yoksullaştırma programlarının iflası yaşanırken direnişlerle birlikte de bu programlar tarihin çöplüğünde yerlerini almaktadır.
Ülkemizde ve Ortadoğu’da neoliberal programların tutkalı olarak kullanılan ılımlı İslam projesi artık inandırıcılığını kaybetmiş, çökmüştür. Ilımlı İslam projesinin Türkiye’deki temsilcisi AKP, ılımlı İslam projesinin çöküşüyle birlikte emperyalistler açısından vazgeçilen aktöre dönüşmüştür.
Ortadoğu’daki halk hareketleri gibi ülkemizde de gelişen Haziran isyanı, 12 yıllık iktidarı süresince rejimin gerici ve piyasacı dönüşümünü gerçekleştiren AKP İktidarına ölücü darbeyi vurmuştur. Bu isyanlar sonucunda emperyalistler Ortadoğu’da ve Ülkemizde yeni arayışların içerisine girmişlerdir. Egemenlerin yeni proje yaratma sürecinin işareti olan bugünkü iktidar çatışması, neoliberalizmin krizinin sonuçları olarak değerlendirilmelidir.
Ülkemizde 1980 faşist darbesiyle uygulanmaya başlanan, neo liberal politikalar çeşitli gerekçelerle gecikmiş ancak özellikle AKP’nin 12 yıllık iktidarı sürecinde hız kazanarak hayat bulmuştur. Bu süre zarfında milyonlarca insan geçimlik araçlarından koparılarak mülksüzleştirilmiş; işçileştirilmiş, işsizleştirilmiş, yoksullaştırılmıştır. Kamu fabrikaları satılmış; binlerce kamu işçisi ya emekliliğe zorlanmış ya da 4/C köleliğine mahkum edilmiş, kamu hizmetleri piyasalaştırılmış; emekçi halkın temel kamusal hizmetlere ulaşımı zorlaştırılmış, kamu hizmetleri taşeron şirketler eliyle verilir hale getirilmiş; milyonlarca işçi kölelik koşullarına, açlık sınırının altında ücretlere mahkum hale getirilmiştir.
Doğamız ve kentlerimiz yağma ve talana açılmış, suyumuz, tarım alanlarımız yandaşlara peşkeş çekilmiş ve peşkeş çekilmeye de devam edilmektedir.
İmha ve inkara dayalı politikalarla kimliklerimizden kaynaklanan haklarımız, özgürlüklerimiz faşizan uygulamalarla yok edilmeye çalışırken, sözde açılımlarla eşit yurttaşlık ve özgürlük taleplerinin isyanı bastırılmaya, düzen içine çekilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizin kanayan yarası olan Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümüne ilişkin süreç de AKP iktidarı tarafından benzer yaklaşımla ele alınmaktadır. Sorunun çözümünü, demokrasinin bir parçası olarak ele alınmaması ve gayri ciddi yaklaşımlarla sürdürülmesine de Kürt sorunun dayandığı sınıfsal zemin ve mücadeleyi yürüten dinamiğin izin vermemesi ile gerilim devam etmektedir.
İçinde bulunduğumuz dönem, bütün olumsuzluklara karşın aynı zamanda, işçi ve emekçilerin, yoksul halk kesimlerinin 12 yıllık AKP İktidarının sonuçlarıyla yüzleşmeye başladığı, çalışma ve yaşama koşullarına itirazların yükseldiği bir dönemdir.
Güvencesizliğe karşı mücadele eden taşeron sağlık işçileri, enerji işçileri, suyuna, derelerine sahip çıkan köylüler, kentsel dönüşüm projelerine karşı barınma hakkı mücadelesi verenler, kentlerin ve doğanın yağmalanmasına, talan edilmesine karşı direnenler, Kalekol inşaatlarının üzerine yürüyerek Barış diye haykıranlar, Yatağan, Kazova ve Greif işçilerinin direnişleri geleceğe dair umudumuzu daha da büyütmektedir.
Aşağılanarak, horlanarak, yaşam tarzlarına müdahale edilerek özgürlükleri ellerinden alınmaya çalışılan, işsizliğe, düşük ücretle çalışmaya mahkum edilen; güvencesiz çalıştırma koşullarında başta mobing olmak üzere çeşitli baskılara maruz kalanların; kadınların, gençlerin Haziran İsyanındaki militanlığı, yaratıcılığı, dayanışmacı, bir o kadar da kardeşçe yaklaşımları, doğrudan demokrasi örnekleri ilham kaynağımız olarak yanı başımızda duruyor.
Yanı başımızda bu gelişmeler yaşanırken genel olarak emek hareketinin özelde ise sendikalarımızın yaşadığı gerileme yeni yönelimlerle durdurulabilir, eski gücünü aşan bir düzleme taşınabilir. Bunun için öncelikle içinde bulunduğumuz tıkanmayı ve daralmayı aşma iradesini açığa çıkarmak gerekmektedir. Bu anlamda Merkez Temsilciler Kurulumuz sendikamıza yeniden ivme kazandıracak, örgütsel ihtiyaçlarımıza cevap verecek tarzda ele alınmalı Genel Kurulumuzda da ortaya koyulan yenilenme beklentisine cevap verecek kolektif irademizin oluşumunun önemli bir zemini olarak değerlendirilmelidir.
Bugün özellikle iş kolumuz olmak üzere çalışma hayatının bütününde ciddi alt üst oluşlar yaşanmakta, bu alt üst oluşlar nesnel olarak örgütlülüğümüzü güçlendirmemiz açısından önemli avantajlar sunmaktadır. Gerek gerici, piyasacı ve otoriter yönetim anlayışından gerekse çalışma ve yaşam koşullarının ağırlaşmasından kaynaklı olarak AKP’ye karşı sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinde öfke artmaktadır. Bu öfkeyi örgütlü mücadeleye seferber etmek SES’i büyütecek ve güçlendirecek yeni kanallar açacaktır
Bu çerçevede;
– Sendikamız, başta karar alma süreçleri dahil olmak üzere bütün süreçler yerelden merkeze, merkezden yerele doğru organize etmelidir. Gençlik ve kadın örgütlülüğünün güçlendirilmesi ve güvencesizler hareketinin yaratılması için eğitimlerin yaygınlaştırılması ve örgütlenmelerin daha programlı yürütülmesi gerekir.
– Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak sloganını anlamlaştıran Haziran isyanın açığa çıkardığı karar alma süreçleri ve eylem çeşitliliği sendikamıza örnek teşkil etmelidir. Bu nedenle merkezlerden alınan ve yerele monte edilmek istenen tek tip eylem kararlarına karşı yerel dinamiğin ortaya çıkarılması için tüm olanaklar kullanılmalıdır.
– Emek alanındaki piyasalaştırma ve köleleştirmeye karşı aktif bir mücadele yürütürken taleplerimizi daha net ifade etmeliyiz. Sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri ile de ortaklaştırdığımız güvenceli iş ve güvenceli gelecek ana talebinin alt talepleri (insanca yaşamaya yetecek ücret, çalışma koşullarımızın düzeltilmesi, kreş, servis, güvenceli iş vb…) işyerlerinde de ortaklaştırılarak sonuç alıcı eylemlerle taçlandırmalıyız.
– İnsanca yaşamın ana unsurları olan eğitim, sağlık, ulaşım, elektrik, su ve doğalgaz gibi yaşamsal ihtiyaçların mücadelesi ana mücadele konuları haline getirilmelidir. Bunun için mücadele konusu üzerinden sendikamız bünyesinde çeşitli hak meclisleri oluşturulmalıdır.
– İşyerlerimizde her türlü cinsiyet ayrımcılığına, kadına yönelik şiddet başta olmak üzere sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yönelik şiddete karşı mücadele yükseltilmelidir.
– Taleplerimiz toplu sözleşme maddesi gibi ele alınmalı ve buna uygun hazırlık yapılmalıdır. Yılın belli bir döneminde değil talebimizi elde edene kadar bu süreç işletilmeli taleplerimizi elde edene kadar mücadele de ısrarcı olmalıyız.
– Sağlık ve sosyal hizmetler alanına ilişkin yapılan tüm düzenlemelerde çalışanların ve hizmeti alanların taleplerinin dikkate alınması için mücadele etmeliyiz. Egemenlerin hukukuna sıkışarak mücadeleyi sadece hukuk alanına çekmek yerine fiili, meşru ve militan mücadeleyi yürütürken hukuk mücadelesini de mücadelenin hukukunu oluşturmak yapmalıyız.
– Sağlık hakkı mücadelesi hizmeti alanlarla birlikte yürütmeliyiz. Sağlıklı olma hali ile adil bir sağlık hizmeti arasındaki dengeyi doğru kurmalıyız. Aynı zamanda toplumun nitelikli, ulaşılabilir, parasız ve anadilde sağlık ve sosyal hizmet talebini dile getirirken, öte taraftan sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının sömürüsüne karşı mücadeleyi daha belirgin hale getirmeliyiz.
– İnsan hakları ve demokrasi mücadelesinde sendikamızın ilke ve amaçları doğrultusunda aktif olarak yer almalıyız. Eşitlik, özgürlük ve barış talebi etrafında birleştiren bir politika izlemeli, kardeşçe bir arada yaşamı tehlikeye sokan ırkçı ve şovenist yaklaşımlara karşı halkların yeniden kardeşleşmesini esas alan çalışmalar yapılmalı, mücadele hattı yaratılmalıyız.
Tüm bu çalışmaları daha nitelikli hale getirilmesi için komisyonlarımız, şube/temsilciliklerimiz ve ortak mücadele yürüttüğümüz örgütlerin katılımı ile çalıştay-kurultay vb. çalışmaları yürütmeliyiz.
Bu temel çerçevede oluşacak bir programla güçlü bir yol almak mümkün olacaktır. Sendikamızın çalışmalarını böylesi bir programın oluşturulması ve hayata geçirilmesi için düzenlemeliyiz.
ÖRGÜTLENME SEKRETERLİĞİ
Karar Organlarının Güçlendirilmesi
Önümüzdeki dönemin avantajlarıyla birlikte zorlu bir süreç olacağı görülmektedir. Bu zorlu süreçte mücadeleyi büyütmek kuşkusuz öncelikle sendikamızın yönetim organlarında bulunan kadrolarımızın görevidir. Yönetim Kurullarımızın düzenli ve tam katılımla toplanması, planlı ve programlı, disiplinli bir şekilde hareket etmesi, sendika izinlerinin doğru kullanılması önemlidir. MTK ve ŞTK’larımızın mücadele programlarının oluşturulmasında mutlaka karar süreçlerinin merkezine koyulmalı, gençlerin ve kadınların bu organlara katılımı teşvik edilmeli, sürekli yenilenme hedeflenmelidir.
Üye, Temsilci ve Şube Yönetimi Arasındaki Bağların Güçlendirilmesi
Sendikal mücadelemizin güçlenmesi kuşkusuz üyelerimizle kurduğumuz ilişkiye bağlıdır. Yönetici ve temsilcilerimiz üyelerimizle kurduğu ilişkilerin sürekliliğini sağlamalı, yeni ilişki biçimleriyle bu ilişkiler zenginleştirilmelidir. Yaşanan sorunların takipçisi olunmalı, sorunların çözüm süreci iş yeri temsilcisinden şube yönetimine ve Genel Merkeze kadar işletilmeli, mutlaka geri bildirim yapılmalıdır. Üyelerin karar süreçlerine katılımı için iş yeri üye toplantıları organize edilmeli, gerekirse Genel Merkez Yöneticilerin de katılımıyla örgütlenme çalışmaları hayata geçirilmelidir.
Kurumsal İşleyişin Oturtulması
Üye Programı ve 2014 yetki tutanaklarındaki farklılıkların ortadan kalkması için şubelerimiz gerekli çalışmaları yürütmelidirler. Üyelerin emekli, tayin, istifa durumları takip edilerek üye güncellemelerinin mutlaka yapılması gerekmektedir. Yine yetki tespit tutanaklarının işyerlerinde temsilcilerimizin katılımıyla imzalanmasının sağlanması, il düzeyinde tutulan tutanakların zamanında Genel Merkeze bildirilmesi konusunda ciddi aksaklıklar yaşanmaktadır. Merkezi düzeyde yetki tespiti yapılırken tutanakların eksik olması itirazı ve denetimi güçlendirmektedir. Ayrıca Genel Merkeze yazılan yazılara ya da Şube/temsilciliklere yazılan yazılara zamanında cevap verilmeli ve illerde yaşanan sorunlar düzenli olarak ve zamanın da genel merkeze bildirilmelidir.
Güvencesiz Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerinin Örgütlenmesi
Sendikamızın tüzüğü gereği işkolumuzda bulunan güvencesiz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin örgütlenmesi için şube/temsilciliklerimizde güvencesizlerin örgütlenmesini hedefleyen çalışmalar yürütmelidir. Bu çalışmaların güçlendirilmesi amacıyla güvencesizlerin örgütlenmesini hedefleyen komisyonlar kurulmalıdır. Bu komisyonlar aracılığı ile başta güvenceli iş talebi olmak üzere talepler açığa çıkarılmalı bu talepler tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin talepleri ile ortaklaştırılmalı ve sonuç alıcı eylem ve etkinliklerle süreç geliştirilmelidir.
Örgütlenme Gezileri
Genel Merkez örgütlenme programı dönemsel mücadele programına bağlı olarak oluşturulmalıdır. Bu bağlamda örgütlenme faaliyetlerimiz öncelikle mücadelemizi yükseltmeye yönelik çalışmalardan oluşmalıdır. Bu doğrultuda günü birlik değil uzun süreli bölgesel örgütlenme faaliyetleri planlanmalıdır. Bu planlamalarda; Şubelerin güçlendirilmesi esas olmalı, şubeleşme olanağı barındıran İl Temsilciliklerinin çalışmaları desteklenmeli, Şube ve Genel Merkez eşgüdümlü örgütlenme çalışmaları planlanmalıdır. Gerekirse Genel Merkez Yönetim Kurulunun da katılımıyla Şube ve bağlı Temsilcilik Yönetim Kurullarının ortak toplantıları yapılmalı, ortak örgütlenme programları çıkarılmalı, Şube ve Temsilcilik ilişkisi güçlendirilmelidir.
Örgütlenme çalışmaları için “neden örgütlenmeliyiz”, “neden ses’te örgütlenmeliyiz” gibi sorulara cevap verecek bir broşür en kısa zamanda çıkarılması ve örgütün ihtiyacı halinde bu broşür Şube/Temsilciliklere yeterli sayıda gönderilmelidir.
Şube/temsilcilik Yönetimi ve temsilcilerin ihtiyacını karşılayacak ve örgütlenmemizi güçlendirecek (sorulara cevap bulabileceğimiz) temsilcinin el kitabı çıkarılmalıdır.
Ayrıca örgütlenme çalışmalarımızı güçlendirmek için başta Şube Örgütlenme Sekreterleri olmak üzere, temsilcilik eğitimleri yapılmalıdır.
KADIN SEKRETERLİĞİ
Sağlık ve sosyal hizmetler alanında çalışanların yarıdan fazlasını kadınlar oluşturmaktadır. Toplumsal cinsiyetçi yaklaşımın yansımaları sağlık ve sosyal hizmetler alanında da önemli sonuçlar doğurmaktadır. Evde, iş yerinde, sokakta kadınlar ikinci sınıf muameleye maruz bırakılmaktadır.
AKP iktidarının kullandığı eril ve diktatoryal dil kadın ve gençlik sorunlarına yaklaşımı ve bu alandaki düzenlemeleriyle yaşamın her alanının muhafazakârlaştırma zihniyetinin yansımasıdır. Emek sömürüsüne, beden denetimi politikalarına, kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete karşı taleplerimizi içeren sağlık ve sosyal hizmet emekçisi kadınlarla birlikte bir mücadele programı oluşturulmalıdır.
Bu mücadele programı bazen bağımsız (salt kadınlarla) bazen de sendikamızın mücadele programının bir parçası olarak ele alınmalıdır. Aynı zamanda diğer sağlık örgütleriyle yapılan ortak çalışmalarla hem sorunlara hem de taleplere dair ortak ve güçlü bir sahiplenme geliştirilmelidir.
Bu bağlamda;
Kadın sağlıkçıların ve kadın mücadelesinin önemli tarihlerinde (8 Mart, 27 Nisan, 12 Mayıs ve 25 Kasım gibi mücadele günlerine) ilişkin en az bir haftaya yayılan eylem ve etkinliklerin şube ve temsilciliklerle birlikte oluşturulmalıdır.
Çocuk bakımının kadınların üzerinde bırakılması, kreş konusunu kadın açısından daha önemli hale getirmekte; birçok iş yerinde kreş açılmamakta, var olanlar kapatılmaktadır. Kesintisiz sağlık ve sosyal hizmet sunumu gerçekleştirmemizden kaynaklı 24 saat açık ve ücretsiz kreş talebi yükseltilmelidir.
Hafta sonu ve gece çalışmalarının farklı ücretlendirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.
Kadın sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin yaşadığı psikolojik baskı (mobbing), taciz ve şiddete karşı eylem etkinlik de dahil olmak üzere çalışmaların yürütülmesinin yanı sıra sağlık ve sosyal hizmetler alanında çalışan kadınların sorunlarına ve örgütlenmeye dair mesafelerinin nedenlerinin bilimsel çalışmalarla (anket, sempozyum vb.) tespit edilmesi sağlanmalıdır.
Atama kültürünün hakim hale getirilmesiyle birlikte yönetici pozisyonlara yapılan atamalarda kadınların tercih edilmemesine ilişkin çalışmalar yürütülmeli, mücadele programının önemli başlıklarından biri olarak ele alınmalıdır.
Yukarıda ele aldığımız sorunlar ve talepler başta olmak üzere sağlık ve sosyal hizmetler alanında çalışan kadınların TİS talepleri oluşturulmalıdır.
Sağlık ve sosyal hizmet alanındaki emek ve meslek örgütlerinin kadın üyeleriyle ortak toplantı ve çalışmalar yürütülmelidir.
Ayrıca konfederasyonumuzun kadın çalışmaları SES’li kadınlar tarafından güçlendirilmelidir.
Tabi bütün bu çalışmaları yapmak için eğitim ve basın yayın önemli yer tutmaktadır. Yapılacak eğitimler ve çıkarılacak yayınlar kurulacak Merkezi Kadın Komisyonu tarafından oluşturulmalı MYK tarafından da uygulanmalıdır.
Kadın sekreterleri ile özel eğitim çalışmaları ve toplantılar yapılmalıdır.
20 veya 30’ar kişilik gruplar halinde en az 4 program olacak şekilde (daha sonra en az yılda birkez) kadın eğitimcilerinin eğitimi çalışması planlanmalıdır. Kadın eğitimcileri tarafından kadın işyeri temsilcilerine ve kadın aktivistlere illerde veya bölgelerle merkezle koordineli bir şekilde eğitimler verilmelidir.
Kadın çalışmalarının görünür kılınması ve güçlendirilmesi hedefiyle, yılda en az iki kez sesli kadınlar dergisinin çıkarılması,
Sendikanın periyodik çıkan yayın ve bültenlerinde kadın ve LGBTİ bölümlerinin oluşturulması, Yayının niteliğine göre kadın yazılarının ve haberlerinin yer alması,
Sendikanın web sayfasında yer alan kadın bölümünün aktif kullanılması, facebook, whatsapp grubu oluşturulması, ayrı kadın mesaj sisteminin oluşturulması gibi sosyal internet ağının kullanılması,
Uluslar arası emek ve kadın örgütlerinin yayınlamış olduğu yazı, makale ve haberlerin çevirisinin yapılarak web sitesi ve yayınlar yoluyla üyelerle paylaşılması,
Sağlık ve sosyal hizmet çalışanı kadınların çalışma koşullarından kaynaklı sorunlarına ilişkin özgün, afiş, bülten, özel sayı vb. yayınların çıkartılarak iş yerlerine taşınması gibi yayın faaliyetleri yürütülmelidir.
EĞİTİM; BASIN YAYIN VE SOSYAL İŞLER SEKRETERLİĞİ
Eğitim
Genel Kurul kararı gereği “Eğitimciler Eğitimi “ programının en geç ekim-2014 tarihinde başlatılması, 2000 üyesinin üzerinde olan şubelerde iki diğer şubelerde ise birer kişinin katlımı ile sürekli olan bir program oluşturulmalıdır. İlk kademe 1 yıllık sürecini tamamladıktan sonra ikinci kademe eğitimci grubu başlatılmalıdır. İkinci kademe birinci kademe tarafında şubelerde oluşan sendika okulu/eğitim komisyonları içinde seçilmelidir. Birinci kademe grubun seçiminde şubeler devamlık açısında katılımcının uzun bir süre katılacağı şubede kalacağının gözeterek seçmelidir.
Yeni şubelerin oluşumu ve işyeri temsilciler eğitimi ihtiyacı göz önünde bulundurarak eğitimci eğitimi programının belli bir düzeye gelene kadar ilerlerin ihtiyacı üzerinde genel merkezle ortaklaştırılmış bir program doğrultusunda şube eğitimlerinin yapılmalıdır. Toplumsal cinsiyet, alanımızdaki sorunlar/politikalar ve örgütleme tartışmaları başlıkları genel olarak programda yer almalıdır. Bunun dışındaki başlıklar ise şubenin ihtiyacı üzerinde belirlenmelidir.
Kadın sekreterliği ile ortaklaşa kadın eğitimciler eğitiminin programlanması yapılmalıdır.
Basın Yayın
Periyodik bir haber bültenin çıkarılması,
Başta sağlık politikaları komisyonumuz olmak üzere diğer komisyonların tartışmalarının yer aldığı teorik bir yayının altı ayda bir çıkarılması,
Web sayfasının aktif kullanımını sağlamak. Şubelerle organizeli bir çalışma için eğitim basın yayın sekreterleri ile toplantının düzenlenmesi,
İnternet ortamının daha aktif kullanımı sağlanmalıdır
Sosyal İşler
Yitirdiklerimiz anısına yürüttüğümüz kültür sanat etkinliğinin başlatılması
Yaz kamplarının düzenlemesi konusunda bir faaliyetin örülmesi. Bu kamplar eğitim amaçlı da kullanılmalıdır.
HUKUK SEKRETERLİĞİ
Hükümetin hem sağlık hem de sosyal hizmetler alanında, bir yandan hizmet alanlarının dönüşümüne bir yandan da çalışanların haklarına yönelik saldırısı sendikamızın mücadelesinde hukuksal mücadeleyi kritik bir noktaya getirmiştir. Söz konusu saldırıların sistematik olarak devam edeceği gerçeğinden hareketle, hukuksal mücadele konusunda sendikamız, şubelerimiz ve temsilciliklerimizin güçlenmesi/güçlendirilmesi önemli bir görev olarak karşımızda durmaktadır.
Sendikamızın hukuk alanındaki mücadelesinin iki yönlü olarak yürüdüğünü söyleyebiliriz. Birincisi sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin işyerlerinde çeşitli şekillerde karşılaştığı sorunlar karşısında hukuksal destek sağlamak, ikincisi ise hem sağlık hem sosyal hizmetler alanlarının dönüşümü ve çalışanların haklarının gasp edilmesine yönelik saldırılar karşısında genel bir hukuk mücadelesi yürütmek ve her iki çerçevede de hukuksal mücadeleyi fiili mücadeleye dönüştürmek. Bu nedenle, bu alandaki mücadelemizin güçlendirilmesi, her iki yönde de sendikamız ve şubelerimizin güçlendirilmesi gereği bulunmaktadır.
Bu kapsamda;
1-Şube hukuk sekreterlerimizle bir araya gelinecek bir toplantı düzenlenmesi; hukuk sekreterliklerimizin ve şubelerimizin ihtiyaçlarının ve karşılaştıkları sorunların tespit edilmesi, hukuk çalışmalarında izleyeceğimiz yöntem konusunda tartışma yürütülmesi, şubelerimizin güçlendirilmesine yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve bir planlama yapılması,
2-Sadece hukuk sekreterlerimiz değil, şube yönetimlerimizin bir bütün olarak hukuk mücadelesi konusunda güçlendirilmesine yönelik bir plan yapılması,
3-Çalışanlara ve alanımıza yönelik saldırılar günlük ve sistematik bir şekilde karşımıza çıktığından, üyelerimizin de kendi hakları ve karşılaştıkları sorunlar karşısında izleyebilecekleri yöntemler konusunda bilgilendirilmesi önemlidir. Bu nedenle üyelerimize yönelik bilgilendirme çalışmaları yürütülmesi, bunun için izleyebileceğimiz yöntem, ihtiyaç duyulacak materyallerin belirlenmesi şube yönetimlerimizle birlikte değerlendirilip planlama yapılması,
4-Sendika web sayfamızın özellikle hukuk alanıyla ilgili bölümünün şubelerimizden gelecek öneriler doğrultusunda yeniden düzenlenmesi; web sayfamızın bilgi paylaşımının daha aktif olarak sağlanabildiği bir düzeye getirilmesi gerekmektedir
Yukarıdaki mücadele programı sendikamızın önümüzdeki için bir çerçeve programı olup güncel durumlara göre örgütün ihtiyaçları doğrultusun yetkili organlarımızca ele alınıp gerekli düzenlemeler yapılabilir ve bir bütün olarak sendikamız bu programı hayata geçirmek konusunda kolektif bir çalışma anlayışı ile önümüzdeki dönemi birlikte yürütecektir.