SOMA MADEN FELAKETİ İLE İLGİLİ SAĞLIK DURUMU GÖZLEMİ

Facebook
Twitter
WhatsApp

Toplumumuzun bu gün ihtiyacı olan rüşvet değil, yasımızı yaşamaktır, sorumlulardan hesap sormaktır.

Toplumumuzu yasa boğan bu işçi cinayeti/kıyımı tüm ülkede insanlarımızı ayağa kaldırmıştır. Kaygıyla süreci takip etmekteyiz. İktidarın olayı sıradanlaştırma ve olağanlaştırma yaklaşımlarına karşı toplumumuzun vicdanı olan demokratik kitle örgütleri-sendikalar-siyasi partiler ve aydınlar kıyıma tepkisini koyarken aynı zamanda hem yerinde hem de ülkenin her sathında olayları takip etmektedir.

Toplumun sağlık hakkı mücadelesini yürüten başta sendikamız SES olmak üzere sağlık örgütleri ve sağlık emekçileri ilk andan itibaren olay yerindeydi. Sendikamız bir taraftan üyelerini sürece müdahil olması için harekete geçirirken diğer taraftan süreçte yaşananları takip etmek ve toplumsal sorumluluk gereği kamuoyunu bilgilendirmek ve yetkileri uyarmak görevini yerine getirmektedir. Bu sorumluluk gereği aşağıdaki bilgileri toplumla paylaşıyoruz. Paylaştığımız bilgiler ve değerlendirmeler Soma ve Manisa da bulunan temsilcilerimizin ve üyelerimizin edindiği bilgilerdir. Ayrıca yetkililerin kamuoyuyla paylaştığı bilgilerin değerlendirilmesidir.

– Ölüm ve yaralanmaların büyük çoğunluğu karbonmonoksit zehirlenmesinden kaynaklanmıştır.

– Durumu ağır olan 4 işçinin yaralanma nedeni yanıktır. Bu işçiler Manisa ve Soma da yanık ünitesi bulunmamasında dolayı İzmir’ e sevk edilmiştir.

– Son aldığımız bilgilere göre toplam yaralı sayısı 130 dur. 70 kişinin Soma Devlet Hastanesinde, geri kalan yaralıların ise Kırkağaç, Bergama ve Savaştepe devlet hastanelerinde tedavileri devam etmektir. Yaralıların büyük çoğunluğunun tedavisinin yapılarak taburcu edildiği bilgisi elimize ulaşmıştır.

– Şu ana kadar resmi makamlarca yapılan açıklamalarda ölü sayası 282 olarak belirtilmişse de yerelden aldığımız bilgilere göre ölü sayısı maalesef en az 350 olarak ifade edilmektedir.

Yangın iki nedene bağlanmaktadır: Birincisi galeride domuz damı denilen ayakların yerine yapılan çelik konstrüksiyonların üzerinde kalan eski odun parçalarının da bulunduğu yerde ortaya çıkan kömür yangını. İkincisi trafo patlamasına bağlanan yangın.

– Çıkan yangın halen devam etmekte ve içerde mahsur kalan işçilerin de sağ olarak çıkarma ihtimalinin zayıf olduğu belirtilmektedir.

Alınan duyumlara göre kartsız olarak ocağa inenlerin bulunması içeride kaç işçinin olduğunun tespit edilmesini zorlaştırmaktadır.

– Soma’ya sevk edilen UMKE ekibi yaşamını yitiren işçilerin ailelerine hizmet vermek dışında bir çalışma yapamamaktadır. Mevcut durumda sağlık hizmeti için sağlık emekçisi görevlendirmeye gerek yoktur.

– Yaşanan olayda hükümet ve kamu yetkileri sorulara cevap olmak yerine olayı görmezlikten gelmek ve duyarlılık gösterenleri suçlamak dışında bir çalışma yürütmemektedir. Yaşanan sorunların tek muhatabı sağlık emekçileri olmuştur. Bununla beraber sağlık emekçilerine yoğun bir baskı uygulanarak bilgi vermeleri yasaklanmıştır. Bu durum ailelerin tepkisini sağlık çalışanlarına yöneltmiş ve hastanelerde bir gerginliğe neden olmuştur. Gerginliğe yetkililer duyarsız kalmış, sadece orada bulunan hükümet yetkililerine karşı toplumdan gelen tepkileri bastırmaya çalışmıştır.

– Van depreminde yaptığımız uyarıların hükümetçe ciddiye alınmadığı görülmektedir. Olay yerine gelen Başbakan-Bakanlar vb. heyetlerden kaynaklı yaşanan kargaşa kurtarma çalışmalarını olumsuz etkilemiştir.

Yukarıdaki bilgileri değerlendirdiğimizde hükümet ve kamu otoriterleri ülkemizde yaşanan birçok iş cinayetini görmezlikten gelmiş ve bu kıyıma davetiye çıkarmıştır. Hala hükümet ve başbakan olayı bir kader olarak göstermeye çalışmaktadır. Azami kar için hükümet tüm toplumu sermayeye kurban olarak sunmakta ısrar etmektedir. Toplumun yasına izin vermemektedir. Madenlerde karbonmonoksitle işçiler zehirlenip ölürken, ölüm için yas tutanlar polisin şiddetine tabi tutulmakta ve yoğun gaza maruz bırakılmaktadır. Bu yoğun gaz ile de toplum zehirlenmeye çalışılmaktadır.

Ölümlerin yasını tutan ailelerin acılarının sarılması, iş cinayetinin (katliamın) sorumlularının ortaya çıkartılması ve sorumlulardan hesap sorularak adaletin tesis edilmesi gerekirken hükümetin tercihi ölenlerin ailelerine maaş bağlanacağına ilişkin söylemi yaymak olmuştur. Bu yaklaşım toplumsal değerlerin yok sayılması, ticari bir kafa ile ölümü-yası para ile satın alma anlamı taşımaktadır. Dahası iş cinayeti bile kabullenilmemiş kader, fıtrat denilerek sorgulanmaz kılınmıştır. Bu açıklamalar tüm toplumda derin bir travma yaratmıştır. Bu toplumsal sağlık için bir iyilik durumunu ifade etmemektedir. Toplumsal iyilik hali için tüm toplumun sürecin etkin takipçisi olması ve bunun önündeki engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Kamuoyuna sunulur.

                       

                                                                                              MERKEZ YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×