‘’İnsan hayatının kutsallığından ödün vermeksizin, sonsuz sabır, özveri, gayret ve sevgi ile mesleğini yerine getirmeye çalışan sağlık ekibinin onurlu üyeleri ebelerimizin 5 Mayıs Dünya Ebeler Gününü kutluyoruz.
Sağlıkta dönüşüm programıyla gelinen son noktada sağlık alanında çalışan her meslek grubu gibi ebelik mesleğinde de dejenerasyon yaşattırılmaya devam ediyor.
Türkiye’de ebeler kendi iş tanımları dışında başka işlerde de çalıştırılmaya zorlandıkları gibi, yasal düzenlemelerin hala yapılmamasından kaynaklı çalışma yaşamlarında, atamalarında karşılaştıkları sorunlar gittikçe artmaktadır. Sağlıkta dönüşümün uygulamaları ile ebelik profesyonel bir meslek olmaktan çıkmakta, sağlık çalışanı olarak görülmeyip yardımcı sağlık elemanına dönüştürülmektedir. Bunlar yetmezmiş gibi son süreçte artarak devam eden saldırı ve şiddet olayları, can güvencesinin olmadığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla diğer sağlık mesleklerinde olduğu gibi ebelik mesleğinin “ağır ve tehlikeli işler” kapsamına alınarak fiili hizmet tazminatı verilmelidir.
Sağlık hizmetinin sunumunda bu kadar önemli yeri olmasına rağmen, kamu kurumlarında yeterince kadro açılmaması ebelerin istihdam sorunlarının başında gelmektedir.
Kalkınmışlık göstergeleri arasında ilk sıralarda yer alan anne ölüm oranı, bebek ölüm oranı, 5 yaş altı ölüm oranı ve kızamık sıklığının azaltılmasında ebeler birinci derecede öneme sahiptir.
Birinci basamak sağlık hizmetlerinin tasfiyesinin ardından aile hekimliklerinde çalışan ebelerin yeni adları aile sağlığı elemanı olmuştur. Yapılan bu uygulama ile ebelik mesleği yok sayılmaktadır. Kendi mesleğini kapsamayan birçok angarya işi yapmak zorunda bırakılmıştır.
Meslekleri dışında kurumlarda, başka görevlerde zorla çalıştırılmakta ve mesleklerini icra etmeleri engellenerek Cezaevlerinde üst araması bile yaptırılır hale getirilmişlerdir.
ASM ve TSM’lerde Güvencesizlik,(iş ve gelir güvencelerinin olmaması) işsiz kalma kaygısı, son günlerde sağlık bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelik ile nöbet ve icaplar, düşük ücret ve zor çalışma koşulları, kendi iradeleri dışında doktorun kayıtlı nüfusuna göre değişik ücret ve sözleşmeli gibi statülerde çalıştırılmaktadırlar.
Hastanelerde çalışan ebelerimiz de, performans, kalite yönetimi ile emekliliğe yansımayan döner sermaye ek ödemeleri ile çalıştırılmaktadır. Sağlığın gelişmişlik göstergelerinin en önemlilerinden ikisi ‘anne ve bebek ölüm oranı’ iken bu göstergelerin iyileştirilmesinde lokomotif görevi olan ebeler, sağlık işçisi, vekil ebelik gibi uygulamalarla düşük ücret ve sosyal haklardan mahrum bir şekilde kamuda istihdam edilmektedirler.
Ebe yetiştiren üniversite bölümleri çoğalırken, kamuda istihdam azaltılmakta işsiz bir ebe ordusu yaratılarak, sözleşmeli ve taşeron sağlık çalışanı uygulamasının yaygınlaşması ile ebeler, sağlık alanında daha fazla emek sömürüsüyle karşı karşıya bırakılmaktadır.
Ebelik başlı başına meslek iken, hemşirelik hizmetini yapan ebelerin hemşireliğe geçirilmesi ile ebelik mesleğinin görev sınırları belirsizleştirilerek mesleki bağımsızlıkları yok edilmek istenmektedir.
Sağlıkta Dönüşüm sürecinde ortaya çıkan bu ağır tablo, bütün sağlık emekçilerinin özel, kamu ve taşeron diye ayırmadan örgütlenmemizi zorunlu kılmaktadır. Sağlık hizmeti bir ekiptir. Ebelerde bu ekibin olmazsa olmazıdır. Bu sürece dur demek için;
Ebelik mesleği ağır ve tehlikeli işler kapsamına alınması,
Ebelik mesleğinin görev tanımının bir an önce yapılması,
Ebelik yasasının çıkarılması,
Esnek kuralsız çalışmaya karşı; iş güvencesi, can güvencesi, güvenceli çalışma koşulları sağlanmalı,
Performans yerine emekliliğe yansıyacak temel ücret,
Haftalık çalışma saatlerinin 35 saat olması,
Her iş yerinde kreş açılması için,
HEP BİRLİKTE MÜCADELEYİ YÜKSELTEREK DEVAM EDECEGİZ. 05 Mayıs 2014
MERKEZ YÖNETİM KURULU