Per, 16 Ocak 2014
161 ülkede 176 milyonu aşkın işçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve 36 Avrupa ülkesinde 60 milyon çalışanı temsil eden Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Konfederasyonumuz ve bağlı sendikalarımızı hedef alan operasyona ve tutuklamalara tepki olarak aşağıda bulunan protesto metnini ülkelerde bulunan elçiliklere ve hükümete göndererek bir kampanya başlattılar.
Gönderilen mektupta söyle denildi;
Başbakan;
Bu mektubu size Türkiye’nin de dahil olduğu 161 ülkede 176 milyonu aşkın işçiyi temsil eden Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) ve 36 Avrupa ülkesinde 60 milyon çalışanı temsil eden Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) adına yazıyor, bir kez daha Türkiye’de hükümetin sendikalara karşı yürütmüş olduğu saldırıyı, otoritelerin hukuk ve yargı sistemini kötüye kullanmaları ve başta ITUC ve ETUC üyesi KESK’in mücadelesi olmak üzere sendikal hareketi engelleyen tüm uygulamalarını kınıyoruz.
Ocak ayında ITUC ve ETUC, KESK üyelerine yönelik açılan davaların duruşmalarına katılacak olan uluslar arası heyetin içinde yer alacaktır.
13 Ocak’ta KESK’in Genel Başkanı ve Genel Sekreterinin de aralarında bulunduğu 502 kişi hakkındaki davanın ilk duruşması-şu ana kadar yargılanan en yüksek sanık sayısına sahip- Ankara’da görülecek. Dava, 28-29 Mart 2012’de Ankara gerçekleştirilen grev ve eylemde kamu malına zarar verdikleri ve orantısız güç kullandıkları gerekçesi ile açılmıştır. Binlerce kamu emekçisi söz konusu bu eyleme 4688 sayılı Kanun taslağını ve eğitimdeki yeni yasa tasarısını protesto etmek için katılmıştır. Polis, eylemi şiddet uygulayarak sonlandırmıştır. Polis saldırısı sonucunda 2 eylemci ağır bir şekilde yaralanmıştır. Verdikleri zarar nedeniyle polis memurları hakkında suç duyurusunda bulunulmuş fakat haklarında herhangi bir cezai takibat başlatılmamıştır.
23-24 Ocakta İstanbul’da KESK yönetici ve üyelerinin ilk duruşması görülecek. KESK yönetici ve üyeleri 19 Şubat tarihinde yurt genelinde gerçekleştirilen polis baskınları gözaltına alınmıştı. Polis Ankara’daki KESK Genel Merkezi binasına baskın gerçekleştirmiş ve KESK üyelerinin ikamet ettikleri konutların yanı sıra, işyerleri olan kamu binalarını, okulları, klinikleri ve çalıştıkları ofisi aramıştı. O gün 150’yi aşkın kişi gözaltına alındı ve bunlardan 28’i tutuklanarak cezaevine gönderildi. Davaları halen devam etmektedir. Duruşmalar bugüne kadar Adana’da, Bursa’da, İzmir ve Malatya’da görülmüştür.
2008 yılından bu yana Türkiye’de sendikal hareketi sindirmeye yönelik baskılar, sendika yöneticileri ve sendikal faaliyetleri üzerindeki taciz ve baskı artmaktadır. Türkiye’deki sendikal hakların ihlalleri sık sık Cenevre’deki Uluslararası Çalışma Konferansı gündemine girmiştir.
Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün üyesidir (ILO) ve bu kapsamda ITUC ve ETUC olarak sendika üye ve yöneticilerinin demokratik, meşru faaliyetlerinden dolayı taciz edilmesi ve gözaltına alınması ILO sözleşmeleri 87 Sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendika Hakkının Korunması Sözleşmesi ve 98 Sayılı Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı Sözleşmesi’nin ciddi olarak ihlal edilmesidir-ki bu sözleşmeler ülkeniz tarafından da onaylanmıştır. Ayrıca bu tür baskılamanın yine ülkeniz tarafından onaylanmış Avrupa Konseyi Avrupa Sosyal Şartı ve Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın da ihlali olduğunu hatırlatırız.
2013 yılı Ekim ayında Avrupa Komisyonu, geçtiğimiz yılın değerlendirilmesinin yapıldığı Türkiye 2013 İlerleme Raporu’nu yayımladı. Bu rapor açıkça ve defalarca KESK üyelerinin tutuklanmasından ve yargılanmasından bahsetmektedir. ITUC ve ETUC olarak anlıyoruz ki Avrupa Komisyonu ve Sosyal Politikalar Yüksek Düzey Çalışma Grubundaki Türkiye’den makamlar sosyal taraflarında dahil edileceği bir görüşmeyi yakın zamanda yapacaklardır. ITUC ve ETUC, sendikal hakların her zaman Türkiye’nin ilk gündem maddeleri arasında kalmasını sağlayacak, Sosyal Politika ve İstihdam Bölüm 19 kriterlerinin masaya yatırılmasına çabalayacaktır.
AB-Türkiye Karma İstişare Komitesi’nin (KİK) 2013 yılı Kasım ayı Türkiye’de Sendikal Haklar Durum başlıklı ortak raporunda sendika üye ve yöneticilerine, toplumsal muhalefet bileşenlerine yönelik elde bir delil bulunmaksızın tutuklama ve uzun gözaltı süreçleri bahsedilmekte, bunun yanı sıra sendikal faaliyetlerin bu kapsamda delil olarak öne sürüldüğü yer almaktadır. KİK, açıkça “sendikal haklar da dahil olmak üzere temel demokratik haklara” saygı duyulması için çağrıda bulunmaktadır.
ITUC ve ETUC, AKP hükümetini hiçbir kanıtı olmadan teröristlik suçlamasıyla tutuklu bulundurduğu sendika üyelerini serbest bırakmaya, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına yönelik tüm yasakları kaldırmaya ve aynı zamanda insan haklarını ve çalışanların sendikal hak ve özgürlüklerini güvence altına alan Avrupa ve uluslararası yükümlülüklerine uymaya çağırmaktadır.
ITUC ve ETUC, Küresel Sendika Federasyonları dahil uluslararası sendikal hareket ile birlikte Türkiye’de yaşanan bu ihlallere karşı kınama kampanyaları ile bir arada olacak, Türkiye sendikalarıyla dayanışmasını sürdürecektir.
Bizler içtenlikle hükümetin bu talepler üzerinde hızlıca harekete geçeceğine güveniyoruz.
Sharan Burrow/ Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri
Bernadette Ségol/ Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreteri