TRT, Demokratik Hakkını Kullanan Çalışanlarını Derhal İşlerine Geri Almalıdır!

Facebook
Twitter
WhatsApp

Cmt, 16 Kasım 2013

altTRT yönetimi, kendisini polis, savcı ve hakim yerine koyarak, sosyal paylaşım ağlarındaki mesajlarla Gezi Eylemleri’ne destek verdiği, hatta bu eylemleri yönlendirdiğini iddia ettiği iki çalışanını işten atmıştır. İki çalışanın işten atılmasıyla sonuçlanan bu soruşturma bütünüyle hukuksuzdur. 

Çünkü bu soruşturmaya konu edilen mesajlar, “Kişisel Verilerin Otomatik İşleme Tabi Tutulması Karşısında Bireylerin Korunması” sözleşmesi ve Türk Ceza Kanununun Kişisel Verilerin Korunması ile ilgili 135 ve 136. Maddelerine aykırı bir şekilde ele geçirilmiştir.

TRT yönetimi, soruşturma süresince sağlıklı bir savunmanın yapılabilmesi için zorunlu olan “Bu mesajlar nasıl elde edildi?”sorusuna, ısrarla yanıt vermemiştir.

Bu durum bile tek başına soruşturma sürecinin ve sonucunun hukuksuzluğunu göstermeye yeterlidir. TRT yönetimi, 2-3 twitter veya facebook mesajıyla milyonlarca insanın günlerce demokratik tepkilerini gösterdiği eylemlerin nasıl olup da yönetilebileceğini ve bunu somut olarak nasıl tespit ettiğini açıklamalıdır!

TRT yönetiminin hukuksuzlukları elbette bu olayla da sınırlı değil!

Sekiz yıldır TRT’yi hükümetin propaganda aracına dönüştüren yönetim, özellikle Gezi Eylemleri sürecinde pervasızlığını birçok kez göstermiştir. Sekiz yıldır toplumun örgütlü muhalif kesimlerinin tamamına TRT’yi kapatan yönetim Gezi sürecinde bağımsız haberciliğin ve yayıncılığın tüm ilkelerini ayaklar altına alan bir yayın çizgisinde hareket etmiştir. Toplumsal muhalefetin haklı taleplerini ve protestolarını karalamak için her yola başvurmuştur.

Protesto eylemlerinde dile getirilen taleplere yayınlarında hiç yer vermeyen TRT, eylemlerin gerekçesiyle alakası olmayan ve nerelerde hazırlandığı belli olmayan görüntüleri dakikalarca ekranlarından yayınlayarak demokratik tepkileri karalamaya çalışmıştır. Olmamış olayları olmuş gibi göstererek “haber üretme” çabası içine girmiştir. Bu süreçte hükümet tarafından bile kabul edilen, polis müdahalelerindeki orantısız güç kullanımını ve aşırı şiddeti görmezden gelmiştir. Eylemlere destek veren sanatçılar, gazeteciler ve oyuncular kara listeye alınmış, hatta bir televizyon dizisini yayından kaldırmıştır.

Yasaların kendisine verdiği görevleri yapmak yerine tamamen hükümet yandaşlığı yapmayı bir gelenek haline getiren TRT yönetimi, şimdi de demokratik bir şekilde görüşlerini paylaşan iki çalışanını işten atmaya vardıracak kadar iktidara yaranma yarışına girmiştir.

TRT yönetimine bir kez daha hatırlatıyoruz;

TRT, bütçesinin % 80’i halkın doğrudan ödediği paralardan oluşan bir kamu kurumudur!

TRT, sadece iktidara ve iktidar partisine oy verenlere değil, tüm halka yayın yapmak zorundadır!

TRT, halkın bir kesimini bir kesimine karşı kışkırtacak, farklılıkları körükleyecek ve özellikle kadınları aşağılayacak bir çizgide yayın yapamaz.

TRT yönetimi, hükümete karşı değil, halkımıza karşı sorumlu olduğunu unutmamalıdır!

KESK olarak, TRT’de örgütlü sendikamız HABER-SEN’le birlikte hukuksuz biçimde işten çıkarılan iki çalışanın haklarını korumak için her türlü girişimde bulunacağımızı, kamu hizmeti anlayışıyla yayın yapan özerk, demokratik ve katılımcı bir TRT için mücadelemizi sürdüreceğimizi buradan ifade ediyoruz. Her ay elektrik faturaları aracılığıyla TRT’ye yayın bedeli ödeyen halkımızı da TRT yönetiminin bu hukuksuz ve yandaş girişimlerine karşı duyarlı olmaya, sesini yükselterek protesto etmeye çağırıyoruz.

                                                                     Yürütme Kurulu

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]