İSTANBUL BAKIRKÖY; Sağlık çalışanına, kadına yönelik şiddete karşı isyandayız…

Facebook
Twitter
WhatsApp

 

Çeşitli amaçlara ulaşabilmek için insan bedenine ve ruhuna yapılan saldırı olarak tanımlanan şiddet, erkek egemen toplumda kadınları denetim altında tutmak amacıyla sistematik bir şekilde uygulanmaktadır. Kadına yönelik şiddet; kadınlara fiziksel, cinsel ya siddetkasim2013da psikolojik zarar veren ya da verebilecek veya kadınların acı çekmesine neden olabilecek, gerek kamu gerekse özel alanda yapılan bu tip davranışlara yönelik tehditleri ve kadınların özgürlüğünün zorla kısıtlanmasını da içine alan şiddeti de içine alan şiddete yönelik her türlü davranışı niteler. Kadına yönelik şiddet, kontrol edilemeyen öfke sonucu ortaya çıkan bir şiddet türü olmadığı gibi kişisel bir mesele olmanın da çok ötesinde olup, cinsiyet eşitsizliğinin yol açtığı, eşitsiz güç ilişkisinden doğan toplumsal bir sorundur.

       Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde çalışan üyemiz hemşire Ayşenur Virlan 3 ay önce aynı serviste çalıştığı Yasin K. tarafından darp edildi. On beş gün önce kendi isteği ile işinden ayrılan Yasin K. tehditlere devam etti. Hastane yöneticileri ve savcılığa başvuruda bulunarak yer değişikliği de dahil olmak üzere gerekli tedbirlerin alınması ve koruma talep etmesine rağmen dün mesai saatleri içerisinde çalıştığı hastanenin bahçesinde 17 yerinden bıçaklanarak ağır bir şekilde yaralandı. Dr. Sadi Konuk Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesinde yaşam mücadelesi veren arkadaşımıza acil şifalar diliyor durumun takipçisi olacağımızı belirtiyoruz.

Kadınların bedeninin ve hayatının tasarruf hakkını, namus adına erkeklerin kullanımına sunan bu sisteme karşı olduğumuz için bu durumun takipçisiyiz. Erkek egemen zihniyetten güçlenen erkekler, kadınlar üzerinde denetim sağlamak için öldürmeye, dövmeye, cinsel ve ekonomik şiddet uygulamaya  devam ettiği için tarafız. Dilek gibi öldürülen, Güldünya’ları, Yasemin’leri, Sevim’leri, Gülşen’leri ,Ayşe’leri unutmadığımız için bu davada taraf olacağız!

 Devlet, yetkililer, sorumlular kadınların can güvenliğini sağlamada yetersiz kaldığı gibi, kadınların ellerinden alınan hayatlarını da yok saymaya devam ediyor. Kadın cinayetlerinde ve kadınlara yönelik suçlarda “bahane”  kabul etmiyoruz! Erkekçe “mazeretlere” “HAKSIZ TAHRİK”  indirimini uygulanmasını Ayşenur’a saldıranında bu yolla kolayca sıyrılmasını kabul etmeyeceğiz.

-Bizler, Türkiye’de %97’si şiddet gören kadınlarız!

-Bizler, Adana’da sokak ortasında, polislerin gözü önünde vahşice bıçaklanan kadınız!

-Bizler, Diyarbakır’da, kendilerine bilgi verilmeden kısırlaştırılan 17 kadınız!

-Bizler, namus(!) cinayetleri sonucunda yaşamımızı yitiren yüzlerce sessiz kadınız!

-Bizler, cinsel yönelimlerimiz nedeniyle işinden kovulan, evinden çıkartılmaya çalışılan kadınız

Bizler, türban taktığımız için, çalışmak istediğimiz için, gece sokağa çıktığımız için, eylem yaptığımız için saldırıya uğrayan kadınlarız!

-Bizler, gözaltında tecavüze uğrayan, jandarma ve emniyet güçleri önünde sorgusuz sualsiz ‘bekaret kontrolü'(!) yapılan kadınlarız!

            Ülkemizde AKP iktidarının son on yıldır hayata geçirdiği politikaların bir sonucu olarak kadına yönelik şiddetin sistematik olarak arttığı bilinmektedir. Bugün çok yönlü eril şiddetin tüm toplumu sardığı bir süreçten geçiyoruz. Bugün 2013 yılı Türkiye’sinde, hayata geçirdiği erkek egemen politikalarla AKP iktidarı, diktatörlük rejimlerini aratmayan uygulamalarını başta kadınlar olmak üzere, kendisi gibi düşünmeyen, iktidarına biat etmeyen tüm muhalif kesimlere dayatmaktadır.

Bizzat başbakanın “kadın erkek eşit değildir “ diyerek açtığı yoldan ilerleyen devlet ve hükümet yetkililerinin her gün yeniden ürettikleri cinsiyetçi söylem ve pratikler, toplumsal yapıda yerleşik olan eşitsiz cinsiyet ilişkilerini daha da pekiştiriyor. Erkeğin küçük devleti olan aile dışında, kadının toplumsal yapı içinde kendi kimliğiyle var olmasına tahammül edilemiyor. Bu kısır çemberi aşmayı zorlayan birçok kadın taciz veya tecavüz ile olmadı canına kast edilerek durdurulmaya çalışılıyor. Kadına yönelik şiddet istatistiklerine yansıyan rakamlar, ne yazık ki bizleri haklı çıkarıyor. Türkiye’de kadına yönelik şiddet münferit değil sistematiktir ve son 10 yıllık AKP iktidarı döneminde belirgin bir artış göstermiştir. Yine kadına yönelik şiddet AKP iktidarı döneminde yüzde bin dört yüzler oranında artmıştır.Başbakanın erkek ve kadın eşit değildir söylemi,kürtaj ,3 -5 çocuk ve yine kızlı erkeli öğrencisi tartışmasıyla kadınlara bakış açısını. ortaya koymuştur.

Biz kadınlar; “Şiddetten arındırılmış bir dünya bir Türkiye yaratmak” şiarıyla her yerde örgütlenmeye devam edeceğiz, iş yerimizde, sokakta şiddetin her türlüsüne hayır diyeceğiz, inadına susmayacağız inadına isyan edip haykıracağız.

     Artık yeter diyoruz. Sağlık emekçilerine, kadına yönelik şiddetin son bulmasını istiyoruz. Faillerin yargılanmasını ve caydırıcı cezalar almasını istiyoruz. Sorumlu olan makam ve mercilerin sorumlulukla yaklaşmasını istiyoruz. Kadın ve erkeğin toplumsal eşitliğine inanan ve bunun için mücadele eden bir başbakan istiyoruz. Kadını aileye hapsetmeyen bakanlıklar istiyoruz. Ve artık emeğimizin bedenimizin kimliğimizin sömürülmediği bir yaşam istiyoruz.

Son olarak kadına yönelik şiddete karşı uluslar arası mücadele günü olan 25 Kasımda tüm kadınları sokağa isyanı büyütmeye çağırırken Ayşenur Özer’in davasının davamız olduğunu belirtiyoruz.

 

 

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

Bakırköy Şubesi

 

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]