AYDIN; Radyasyon Çalışanları Sağlıkta Dönüşümün Mağduru Olmamalı

Facebook
Twitter
WhatsApp

       Öncelikle bir hafta ertelemek zorunda kaldığımız 8 Kasım Dünya radyoloji gününüzü kutluyorum. Arkadaşlar bu güzel gecede bizleri bir araya getiren arkadaşlarım adına hepiniz hoş geldiniz.

Bu tip gecelerin yılda bir kez değil daha kısa aralıklarla ve değişik mekânlarda sürdürülebilmesi ve daha geniş bir katılımın sağlanması radyolojigunugerekmektedir.

Evet arkadaşlar; Radyasyon Çalışanları Sağlıkta Dönüşümün Mağduru Olmamalı.

Radyoloji üniteleri hizmet satın alma adı altında özelleştirerek hizmet kalitesi düşürüldü. Radyoloji çalışanlarının emekleri ucuzlaştırılmış, iş güvenceleri ortadan kaldırılmış ve özlük hakları ellerinden alınmıştır.

Hepimiz biliyoruz ki;Radyasyonun insan sağlığı üzerinde ciddi anlamda olumsuz etkiler bıraktığına ilişkin yüzlerce bilimsel çalışma mevcuttur.

Başta Uluslararası Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICRP) olmak üzere, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) ve Avrupa Enerji Topluluğu (AURATOM) gibi birçok uluslararası kuruluş ilke olarak radyasyon kaynaklarıyla çalışanların günlük çalışma sürelerini mevcut duruma göre mümkün oldukça azaltmayı tavsiye etmiştir.

22.06.1960 tarih ve 115 sayılı ‘Radyasyonlara Karşı Korunmaya Dair 1960 Sözleşmesi’ Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından da imzalanmıştır.

Bu sözleşme hükümleri üye ülkeler için bağlayıcı nitelik taşımaktadır.

Türkiye’de 3153 sayılı kanuna dayalı olarak çıkarılan tanı ve tedavi amaçlı radyasyon uygulamalarında görevli personel günde 5 (beş) saat çalışırken, Bakanlar Kurulu’nun 27.09.2006 tarih ve 5547 sayılı kararıyla kabul edilip, 3 Ekim 2006 tarih ve 26308 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “(Gözden geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” kapsamında tehlikeli ve sağlığa zararlı işlerde riske karşı alınacak önlemler arasında çalışanların çalışma saatlerinin azaltılması öngörülmüştür.

Söz konusu Avrupa Sosyal Şartını, kabul eden ülkeler için bağlayıcı hüküm ifade ederken, bu duruma göre; mevcut 5 saatlik çalışma süresinde bile azaltmaya gidilmesi gerekirken; Radyoloji çalışanlarının geleceğini karartmak için 21.01.2010 tarih ve 5947 sayılı Üniversite Ve Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘un 9. maddesi ile Günlük mesai süresi 5 saatten 7 saate çıkarılması anlaşılır bir hadise değildir, adeta uluslararası atılan imzalar yok sayılmıştır.

Bu uygulamanın bilimsellikle açıklanması mümkün değildir. Sağlık Bakanı’nın bu ısrarı radyoloji çalışanlarının hayatına mal olmaktadır.

RADYASYON VİTAMİN DEĞİLDİR!

Sağlık Bakanlığı’nın radyoloji çalışanlarının sorunlarına karşı kayıtsız kalmaktan vazgeçip, radyoloji ünitelerinin envanterini çıkararak, acil, orta ve uzun vade de yapılacak eylem planını hazırlamalıdır. Radyoloji Teknisyenlerinin Meslek tanımlarının yapılması, yeterli istihdamın sağlanması, ehliyetsiz çalışmanın önüne geçilmesi, radyoloji departmanlarında fiziki eksikliklerin giderilmesi ve cihaz modernizasyonunun sağlanması öncelikli olarak ele alınmalıdır.

”Tüm bu olumsuzluklara rağmen ‘’Radyasyona İnat! Yaşasın Hayat! ‘’ Radyoloji çalışanlarının 8 Kasım Dünya Radyoloji Günü Kutlu Olsun”

Sözü fazla uzatmadan size birkaç soru sorup bitirmek istiyorum.

Son on yılda mesleki ve özlük hakları bağlamında hayatınızda pozitif gelişmeler oldu mu?

İş yerinde çalışma koşulları bağlamında şartlar lehinize mi aleyhinize mi gelişti?

Mesai saatleri başta olmak üzere, Fiili hizmetler, iş yükünün artması, stres, korku, şiddet vb. idari ve siyasi baskılar konusunda memnuniyetini söyleyebileniniz var mı?

Geçmiş yıllarda saygı sevgi, bir arada çalışma, sabahları “ günaydın’la başlayıp “iyi akşamlar “ ile biten diyalogların yerine hiç kimsenin kimseyi göremediği ayrı ayrı odalar birimler ve ünitelerde ayrıca eskiden yapılan toplantılar, öğle arası verilen kısa molalarda doktor, röntgen tek. Sekreterler ve diğer çalışanlarımızla birlikte içtiğimiz o çayların tadını aramayanınız var mı?

Arkadaşlar performansın sizlere getirisi var mıdır? Çekilen grafi sayıları gün geçtikçe arttı, iki yönlüden dört yönlüye grafiler çekilir oldu. Usg odaları 1 di 5 hatta 6 ya çıktı. Kemik dansitometrisi, Mamografi, ESWL (taş kırma) yerinde, Angio, Mide- Kolon, MR, Tomo, yetmedi sekreterlik görevi danışma ve hasta film takibi gibi abuk sabuk asla bizim olmayan görev tanımlamaları türetildi. Bu resmen böl parçala ve yönet sisteminin adı değil de nedir?

Arkadaşlar, biliyorum uzattım. Affınıza sığınarak son cümlem şu olacak; “Yarış atlarının koşuyu birinci bitirmelerinde atlara düşen sadece bir avuç fazla yemdir. Oysa asıl kazanan atların sahipleridir. Unutmayınız.

 

 

                                                                                                            

 

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]