AKP Şiddeti Olağanlaştırmaya, Faşizmi İçselleştirmemizi Sağlamaya Çalışıyor!

Facebook
Twitter
WhatsApp

Çrş, 30 Ekim 2013

altAKP iktidarı, Gezi direnişinden bu yana halkın demokrasi ve özgürlük talebine her defasında daha da ölçüsüzleşen polis şiddetiyle cevap vermeye devam ediyor. Ülkesine, emeğine, parkına, ormanına, okuluna, doğasına sahip çıkan herkese acımasızca saldırmayı sürdürüyor.

AKP, iktidara geldiği dönemden bu yana neoliberal, gerici, otoriter karakterli sömürü düzenini kendi dışındaki tüm sesleri susturarak, halkın her türlü demokratik hakkını askıya alarak, kadınından çocuğuna, gencinden yaşlısına tüm halka zulmetmeyi meşru bir hak olarak görerek emek ve demokrasi düşmanı bir düzeni inşa etmeye çalışıyor.

Gezi direnişi ile doruğa çıkan milyonların eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi talepleri AKP iktidarı tarafından ancak otoriter ve faşizan rejimlerde görülebilecek yöntemlerle ezilmeye, ülke her geçen gün “ileri demokrasi” adı altında sıkıyönetim koşullarına sürükleniyor. Yaşamın her alanına müdahale eden AKP iktidarı kendisine karşı Haziran ayından bu yana kararlı bir iradeyle sürdürülen direnişe karşı içinde bulunduğu çaresizliği daha fazla korku, daha fazla şiddet, daha fazla baskıyla aşmaya çalışıyor.

Polis teşkilatı, bu hukuksuzlukların bizzat uygulayıcısı olarak konumlandırılmış durumdadır. En temel hak olan yaşam hakkı ve insanca yaşama, adalet ve demokrasi talebi 21.yy’da AKP iktidarı tarafından polis şiddetiyle bastırılarak yok edilmeye çalışılmaktadır. Polis, halktan alınan vergilerle yaratılan kaynakla istihdam edilmesine ve teçhizatlandırılmasına rağmen halka karşı her türlü şiddeti uygulayan ve halkın yaşamını tehdit eden bir yapı haline getirilmiştir.

Son olarak ‘yol yapımı’ adı altında tam bir korsanlık girişimiyle gece yarısı binlerce ağacı hukuksuz biçimde kesen İ. Melih Gökçek’in saldırısına karşı ODTÜ öğrencilerinin, öğretim görevlileri ve emekçilerinin mahalle halkıyla birlikte sürdürdükleri demokratik ve meşru eylemler, AKP’nin binlerce çevik kuvvet polisi, onlarca TOMA, gaz bombaları, tazyikli su, ses bombaları ve plastik mermileriyle saldırıya uğramıştır. Belediyenin hukuksuz saldırısının kalkanı yine AKP’nin polisi olmuştur.

Gezi direnişi sürecinde daha onurlu, daha eşit, daha özgür ve daha güzel bir yaşam için mücadele ederken polis kurşunuyla öldürülen Ethem Sarısülük’ün davasının ikinci duruşması polis tarafından savaş alanına dönüştürülmüştür. Görülmeyen bir vahşet, nefret ve şiddet sonucu hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ün “faili belli” duruşmasından adalet çıkması için Adliye önüne desteğe gelenlere polis tazyikli su, gaz bombası ve biber gazıyla saldırmış, çok sayıda kişiyi yaralamıştır.

Görüldüğü gibi, bu ülkenin onuru, aydınlık geleceği olan gençlere üniversitelerine hukuksuzca giren polis tarafından canlarına kastedilircesine saldırılmakta, Suriye savaşının derinleştirilmesi için çetelere her türlü desteği vererek Türkiye’yi savaşın tarafı haline getiren AKP politikaları sonucunda Ceylanpınar’a bomba düşmesi sonucu hayatını kaybeden yurttaşımızın ölümünü protesto edenlere saldırılmakta, hukuksuzca Taksim gibi büyük bir kent meydanını 29 Ekim kutlamalarına kapatarak vahşice alana girmek isteyenlere saldırılmakta, daha yaşamının baharında polis kurşunuyla katledilen, hukuka, uluslararası tüm sözleşmelere aykırı bir şekilde katilinin devlet tarafından korunduğu gencimizin acılı ailesine, arkadaşlarına, adalet arayışında olan herkese pervasızca saldırılmaktadır.

AKP, iktidarını ancak zorbalıkla sürdürebileceği gafletine düşmüştür. Halkın direnme gücü ve iradesiyle büyüttüğü daha eşit, özgür ve demokratik bir yaşam mücadelesine karşı muktedirin korkaklığının göstergesi olarak sürdürdüğü şiddet ve adaletsizliğe karşı direnişimizi şimdi daha büyüterek sürdüreceğiz.

Yurdun her köşesinde süren direniş, özgürlük ve demokrasi çığlığına dönüşmüştür. Birbirinden farklı sesler en haklı haliyle kararlılıkla kenetlenmiş, baskıcı ve otoriter düzene karşı yaşamın olduğu her alanda bir arada olmaya, kararlılıkla karanlığa direnmeye devam etmektedir.

KESK olarak, AKP iktidarını ve polis teşkilatını faşist baskılara ve her türlü zorbalığa derhal son vermesi, hukuka bağlı kalması konusunda yeniden uyarıyoruz. Polis baskısıyla halkın eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi taleplerinin ezilmesinin mümkün olmadığını, bu baskıları uygulayanların hukuk karşısında hesap vereceğini unutmamaları gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz.

Yürütme Kurulu

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]