Temel insan haklarının gerçekleşmesinde dezavantajlı olan grupların, devlet eliyle  desteklenerek toplumsal yaşama etkin katılımını sağlamayı amaçlayan sosyal hizmetler, bugün AKP’nin siyasi emellerini gerçekleştirmek için her türlü hukuksuzluğu gerçekleştirdiği bir alan olmuştur.

            AKP’nin “yeniden yapılandırma” adına son 10 yıldır eski adıyla SHÇEK kurumuna çektirmediği eziyet kalmamıştır. Hem sosyal hizmet emekçileri, hem de hizmet alan vatandaşların çok ciddi hak ihlallerine uğradığı, artık daha görünür olmaya başlamıştır. 633 sayılı KHK’nın çıkarılmasıyla birlikte başlayan süreç, SHÇEK’in lağv edilmesi, kuruluşların birer birer kapatılması (toplum merkezleri, gençlik merkezleri, rehabilitasyon merkezleri, kreşler vb) hizmet alan korunmaya muhtaç kadın genç, yaşlı ve engellilerin oradan oraya sürgün edilmesi, bu alandaki talanı göstermektedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kuruluşların asıl görevleri koruyucu, önleyici ve rehabilite edici sosyal hizmet vermek olması gerekirken, bu kurumları AKP’nin seçim yatırımları için nakdi yardım dağıtan kurumlara dönüştürmüştür.

            Bu hükümet kadrolaşmak için çocukları, kadınları, gençleri ve engellileri kullandığı gibi kurum ve çalışanları da itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Hizmet alanların yüksek yararı değil, AKP’nin siyasi kadrolarının ve politik çıkarlarının “yüksek” yararı gözetilerek çalışanlara yönelik baskılar ve yıldırma politikaları uygulamaktadır. AKP; demokrasi, şeffaflık, katılımcılık dedikçe, sosyal hizmet çalışanları da işten atılmakta, sürgün edilmekte, istifaya zorlanmaktadır.  Hizmet alan kadınlar korunamamakta, her gün sokak ortasında öldürülmekte, sokakta yaşayan ve suça itilme riski olan çocuk sayısı artmakta,  madde bağımlılığı olan çocuk sayısı ve çocuk istismarı da artmaktadır.

            Son günlerde basın yayın kuruluşlarında çokça gündeme getirilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı İstanbul İl Müdürlüğü ve bağlı kuruluşlarda sosyal hizmet çalışanlarına yönelik saldırıların arkasında az önce bir kısmını ifade etmeye çalıştığımız hasta ruhlu bir politika bulunmaktadır. Yargısız infazlarla, komplolarla çamur at izi kalsın gibi kirli uygulamalarla muhalif olan, kendilerine  itaat etmeyen, bilimsel düşünen onurlu, aydın insanlar hedef alınmaktadır. 

            Bir çok alanda olduğu gibi sosyal hizmet kuruluşlarında meydana gelen bazı olaylar AKP’ye yakın basın tarafından yalan haber olarak kamuoyuna sunulmakta, soruşturma açılmakta, çalışanlar açığa alınmakta, hız kesmeyen iftiralar bakan düzeyinde de yargısız infazlara dönüştürülmektedir. Sendikamızın üyesi olan arkadaşlarımızın uğradıkları iftiralar hız kesmemiştir. Özel ve çalışma yaşamında onurlu duruşları, mesleki çalışmadaki ilkeli yaklaşımları ile örnek olan üyelerimize yönelik siyasi iktidarın kadrolarının komploları her geçen gün artmaktadır. 

            AKP ülkemizdeki kamu kurumları üzerindeki siyasi baskısını artırmaktadır. Amaç diğer kurumlarda olduğu gibi sosyal hizmetlerde de cemaate teslim edilen “kurtarılmış alanlar” yaratmaktır.

            Taksim Bakım ve Sosyal Rehabilitasyon Merkezleri yöneticileri olan üyelerimizle ilgili olarak basın yayın organlarında tek elden servis edildiği bilinen  haberlerin gerçeği yansıtmadığı açığa çıkacaktır. Güvenirliği ve gerçekliği ile ilgili ciddi kaygılar taşıdığımız bu haberlerin bir an önce doğruları ile birlikte açıklanması gerekmektedir. Kamuoyuna yansıyan haberlerin detaylarında çelişkiler bulunmaktadır. Emniyetin, çocukları para karşılığı pazarladığını iddia eden kişilerin bir yıldır teknik ve fiziki takibe alındığı belirtilmektedir. Yani bu habere  göre emniyet bir yıldır “çocuk istismarına” müdahale etmemiştir.

            Basında gözaltına alındığı bildirilen sosyal hizmet çalışanı ve yöneticisi arkadaşlarımız emniyette yürütülen bu soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulmuş, ifadeler alındıktan sonra aynı gün serbest bırakılmışlardır. Kuruluş yöneticisi olan üyemiz; kuruluşun fiziksel koşulları ve bulunduğu konumun hizmet alan cinsel istismar mağduru, fuhuşa sürüklenmiş kız çocuklarının bakım ve rehabilitasyonuna uygun olmadığına dair raporları bakanlığın ilgili birimlerine defalarca bildirerek gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep etmiştir. Bakanlık bu raporlarla ilgili neler yaptığını açıklamalıdır.  

            Olumsuz koşullara ve idari baskılara karşı özverili ve ilkeli bir şekilde görevini yapan sosyal hizmet emekçilerini gerçek dışı suçlamalara maruz bırakılmalarını kabul etmiyoruz.

            Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı da süren bir soruşturmada kamuoyunu yanıltarak “yargısız infaz” yapmış, kendisinin de Başbakanın izinden gittiğini göstermiştir. Bakanın sorumsuzluğu yalnızca soruşturma geçiren arkadaşlarımıza yönelik olmamıştır. Aynı zamanda kurumlardan hizmet alan ve bu kurumda kalmış olan kızlarımıza yönelik de karalamayı içermektedir. Kamuoyu nezdinde bu kuruluşlarda kalanların “fuhuşa karıştığı” izlenimi yaratan açıklamalar yapan bakan da suç işlemektedir. Sendikamız üyelerine yönelik kirli oyunun açığa çıkarılması konusunda çaba sarf etmenin yanında, AKP’nin son 10 yılda sosyal hizmet alanındaki yıkım politikalarına karşı da mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz. 11.10.2013

                                                                                   MERKEZ YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]