Vicdan Baykara ve etrafındaki bazı arkadaşlarının Sendikamız TÜM BEL-SEN’den istifa gerekçelerinde Konfederasyonumuz ve Genel Başkanımıza yönelik haksız itham ve iddialarda bulunulmuş olması nedeniyle kamuoyunu doğru bilgilendirme açısından açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur.
Bilindiği üzere; kurumların niteliği, çalışma usul ve yöntemleri,kısacası işleyişi tüzüklerle belirlenir, faaliyetler tüzüğe uygun gerçekleştirilir. Konfederasyonumuz da faaliyet ve etkinliklerini tüzüğüne uygun gerçekleştirmekte, ilgili kurumları da denetim görevini yerine getirmektedir. Konfedarasyonumuza yön veren kişisel ya da grupsal beklenti, kararlar değil tüzük kurallarıdır.
Bu çerçevede Konfederasyonumuzun tüzüğünden bazı alıntılar yapmak iddiaları ve gerçekliği açıklığa kavuşturacaktır.
Konfederasyonun Amaçları:
4- (….) G- Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya amacıyla; ülkede ve dünyada savaşa karşı kalıcı barışın yaratılması, tüm ulusların eşit ve özgürce geleceklerini belirleyebilmelerinin ve evrensel insan haklarının önündeki engellerin kaldırılması, faşizme karşı demokrasi, emperyalizme karşı bağımsızlık, baskılara karşı özgürlük, ırkçılığa ve şovenizme karşı halkların kardeşliği için mücadele etmeyi;
… amaçlar
Konfederasyonun İlkeleri:
5- …. B- Emekçiler arasında din, dil, ırk, siyasal düşünce, etnik köken, mezhep, engelli, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve felsefi düşünce ayrımı gözetmez.
C- Konfederasyon, sınıf ve kitle sendikacılığı anlayışından hareketle, örgüt içi demokrasiyi temel bir örgütlenme ilkesi olarak benimser. Tüm üyelerinin söz, yetki ve karar sahibi olabilmeleri için doğrudan demokrasi mekanizmalarını geliştirir.
Konfederasyonumuz kuruluşundan bu yana sırf bu ilke ve amaçları savunduğu, bunun için mücadele ettiğinden devletin ve siyasi iktidarların hedefi olmuştur. Sadece son iki yılda yüzlerce yönetici ve üyesi bu nedenle gözaltına alınmış, tutuklanmıştır. Hala 54 üye ve yöneticisi cezaevlerindedir. Bu uğurda gözaltılar, tutuklamaların yanı sıra sürgünlere, soruşturmalara maruz kaldık, dahası faili meçhul cinayetlere kurban gittik. KESK, 23 yıllık mücadelesinde halkların kardeşçe, eşit, özgür bir arada yaşamı için Kürt sorununun barışçıl demokratik çözümünü savunmuş, bunun bedellerini de en ağır şekilde ödemiştir. Tüm bunlara rağmen bundan sonra da bu ilkesel tutumdan bir adım geri gitmeyecek, taviz vermeyeceğiz.
Bilindiği üzere Vicdan BAYKARA, birkaç ay hariç TÜM BEL-SEN’in kuruluşundan bu yana 23 yıl genel başkanlık yapmıştır. Hiçbir birey, hiçbir sendikamızda bugüne kadar 23 yıl bırakın Genel Başkanlığı yöneticilik bile yapmamıştır. Dolaysıyla bunca uzun süre genel başkanlık yapan birisinin tüzüğümüzün bu maddelerini bilmemesi ya da faaliyet, eylem ve etkinliklerimizin tüzüğümüze aykırı olamayacağından habersiz olması düşünülemez.
KESK kuruluşundan beri ilkesel olarak sendikal bürokratik anlayışa karşı olmuş, tüzüksel ve örgütsel önlemler almıştır. Bu çerçevede TÜM BEL SEN’in 2011 yılındaki Olağan Genel Kurul’unda ” … bir kişinin en fazla 2 (iki) dönem üst üste Yönetim Kuruluna seçilebileceği…” tüzük maddesi haline gelmiştir.Ayrıca seçim yöntemi olarak da nispi temsil yöntemi belirlenmiştir. Tüzük değişiklikleri oybirliğiyle kabul edilmiştir.
Adı geçen kişi kişisel sendikal ikbal kaygısına düşerek her fırsatta bu kararları tartışmaya çalışmış, bununla da yetinmeyip -kendisinin yönlendirmesiyle- arkadaşları ilgili tüzük maddelerinin iptali için dava açmışlardır.
Konfederasyonumuzun 2011 yılındaki Olağan Genel Kurulu’nda adı geçen kişilerin yönetsel organlarla ilgili talepleri kabul görmemiştir. Bunun üzerine Genel Kurul’dan bu yana Konfederasyonumuzun organ toplantılarına katılmamışlardır.
Akil İnsanlar ve diğer konular son altı aylık sürecin tartışma konusu iken, bu kişiler iki yıldır Konfedarasyonumuz ve Sendikamızla sorunludurlar. Sorunu çözme yönündeki tüm çabalarımız Vicdan Baykara’nın koltuk ve makam beklentisinin karşılanıp karşılanmamasına kilitlenmiştir.
Sendikal olanakları sendikal pratiğe ve etiğe uymayan biçimde kullanma alışkanlığı olan bu kişilik emekçiler tarafından iyi bilindiğinden bu kez sorunu politikleştirme tavrı içine girmiştir. Bir dönem birlikte hareket ettiği siyasi partinin adını da kullanarak sorunu politik kriz haline dönüştürmek istemiştir. Ancak ilgili Partinin emek hareketini zayıflatacak bu tür girişimlerle asla bilgilerinin olamayacağını söylemesiyle birlikte suçüstü yakalanmıştır. Kaldı ki, yıllardır birlikte davrandığı arkadaşlarının büyük birçoğunluğunun Konfederasyonumuz / Sendikamız içinde mücadeleye devam edeceklerine dair açıklama kamuoyuna yansımıştı.
Tüm bu gelişmelere ilişkin Sendikamız TÜM BEL-SEN’in detaylı basın açıklaması WEB sitesinde mevcuttur. Bu yüzden bazı hususları tekrar etmeyeceğiz.
Ayrılmanın asıl nedenleri bunlarken, Vicdan Baykara’nın sendikamızdan ayrılırken yaptığı açıklamadaki gerçek dışı iddialarla ilgili olarak da bazı hususları belirtmek istiyoruz:
1- Akil İnsanlar sürecine ilişkin tartışmalara ve eleştirilere yönelik yaptığımız basın açıklaması halen WEB sayfamızda mevcuttur. Gerekli cevap o açıklamamızda vardır. Dileyenler o açıklamamıza bakabilirler. O dönemde bu kişilerin konuya ilişkin ne yazılı ve ne de sözlü en ufak bir eleştirileri yokken, bugün konuyu ayrılma gerekçesi yapmaları manidardır.
2- Kürt Ulusal Kongresi hazırlık çalışmaları içinde KESK’in yer aldığına dair iddia gerçeği ifade etmemektedir. Ne böyle bir davet aldık, ne de böyle bir kararımız vardır. Ancak KESK’in demokrasi anlayışı bugüne kadar olduğu gibi bugün de 250 bine yakın üyemizin bireysel iradelerine ipotek koymaya izin vermez.
3- Bugün emperyalizmin yeni yönelimlerine uygun olarak AKP eliyle inşa edilen neoliberal, muhafazakar, dinin siyasallaştırıldığı, ırkçı ve otoriter bir düzene karşı KESK, dostlarıyla birlikte Türkiye halklarının barış içerisinde bir arada yaşayacağı eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye’nin inşası mücadelesini sürdürmektedir, sürdürecektir.Konfederasyonumuzun anti-emperyalist, anti-faşist özü ve pratiği ortadadır. Tarihe bakmak, geleceğe bakmaktır!
KESK’i anti-emperyalist çizgiden uzaklaşmakla suçlamak haddini bilmemek ve gerçekleri katletmektir.
Sorun Politik Görüş Farklılığı Değil, Kişiseldir.
KESK’i biraz olsun takip edenler bilir ki, olmazsa olmazlarımızın başında farklı görüş, kimlik ve düşüncelerin kendini ifade etme zeminlerinin korunması ve geliştirilmesi gelmektedir. KESK bütün farklılıkları zenginlik olarak görür. Farklı görüşler ve öneriler ilgili organlarımızda tartışılır ve karara bağlanır. Ve bu kararlar bir eğilimi değil örgütün toplamını ifade eder.
Bugüne kadar farklı görüşler hiçbir zaman ayrılma gerekçesi olmamıştır. Ayrılmalar ancak düzenin ihtiyaç hissettiği ve yönlendirebildiği kişilikleri harekete geçirdiği zamanlarda olmuştur. Bu istifaların zamanlamasına bakıldığında aynı ihtiyacın ürünü olduğu rahatlıkla görülecektir. Sadece zamanlama değil kullanılan uslup ve yöntem de devletin/AKP Hükümetinin Konfederasyonumuza karşı olan tutumuyla örtüşmektedir.
AKP’nin emek alanını dizayn etmede en büyük engel olarak KESK’i gördüğünü, bu nedenle Konfederasyonumuza yönelik marjinaleştirme ve kriminalize etme politikaları yürüttüğünü kamuoyu ve emekçiler biliyor, görüyor. Durum bu kadar açıkken, AKP ağzıyla konuşmak ve karalama kampanyaları yürütmek ne emekçi kimliğiyle ne de herhangi bir sendikal kurumla bağdaşmaz.
Bu yöntemle birkaç üye devşirmeye çalışarak AKP İktidarı karşısında emek mücadelesinin zayıflamasına neden olmanın vebali ağırdır.
Kamuoyu ilerki süreçte bu kişiliklerin varacağı noktayı çok daha iyi görecektir.
Sonuç olarak; KESK bir çınardır ve dimdik ayaktadır. Kopan yaprakların yerini yenileri alacaktır. Adı geçen kişilere bir dönem yakın olan ancak sadece gönül bağıyla değil emek ve demokrasi mücadelesine bizimle aynı pencereden bakan arkadaşlarımızın AKP’nin ekmeğine yağ sürmeyerek bir merkezden yönlendirilen KESK’i zayıflatma girişimlerine ortak olmayacağına inanıyoruz.
Kamu emekçilerinin en çok birlikte olmaya ve ortak mücadeleye ihtiyaç duyduğu bir zamanda yerel hizmetler kolunda örgütlü arkadaşlarımız kişisel hırs, makam ve çıkar peşinde olanların, düzenin amaçlarına uygun davrananların peşinden gitmeyeceklerdir.
Bu vesileyle kamu emekçilerini bir kez daha KESK çatısı altında emek ve demokrasi mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz. Hiçbir güç ve kişilik mücadele azmimizi ve kararlılığımızı geriletemeyecektir.
Saygılarımızla
YÜRÜTME KURULU