‘İleri demokrasi’ nutuklarına rağmen Türkiye’de sendikal hak ve özgürlükler her geçen gün daha fazla sınırlanıyor. Bir taraftan çalışanların haklarını budayan düzenlemeler birer birer hayata geçirilirken diğer taraftan sendikal hak ve özgürlükleri için mücadele edenler üzerindeki baskılar tüm hızıyla sürüyor.
Son olarak Emniyet -Sen kurucusu 6 polisin Emniyet Genel Müdürlüğü kararı ile tamamen hukuksuz olarak meslekten ihraç edilmeleri örgütlenme hakkını kullanmak isteyenlerden duyulan korkuyu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Bilindiği üzere emniyet mensuplarının hak arama örgütü olarak kurulan Emniyet -Sen kurulduğu ilk günden bu yana çeşitli baskılarla karşılaşmıştır. Hatta Emniyet -Sen’in kuruluşu için valiliğe henüz başvuru bile yapılamamışken Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bir genelge çıkarılarak, sendikaya üye olacaklar disiplin soruşturmasıyla tehdit edilmiştir. Emniyet Sen’in kuruluşundan sonra da baskılar artarak sürmüştür. Emniyet Genel Müdürlüğünce genel başkanı dâhil Emniyet -Sen kurucularının görev yerleri değiştirilmiş, sürgün ve baskı ile sendikacılar ‘hizaya çekilmek’ istenmiştir. Tüm baskılara rağmen mücadelesini sürdürme kararlılığında olan Emniyet-Sen’lileri sindirmek için son olarak kurucu 6 polis hakkında meslekten ihraç kararı verilmiştir.
Haklarında hiçbir adli soruşturma yapılamayan Emniyet -Sen kurucularının meslekten ihracında Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü uyarınca karar verilmiştir. Söz konusu tüzüğe sadece kısa bir göz atıldığında dahi emniyet personelinin neden sendikaya ihtiyaç duyduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Çünkü II. Abdülhamit’in istibdat dönemi uygulamalarını aratmayan bu çağdışı tüzüğe göre; emniyet personelinin özlük haklarına sahip çıkması, örgütlenme hakkını kullanarak toplantı yapması, hatta iki emniyet personelinin görevi dışında bir araya gelmesi bile nerdeyse suç sayılmaktadır.
Demokratik haklarını kullanarak yaptığı her eylem ve etkinlik dava konusu haline getirilen, sendikal faaliyetleri ‘suç’ olarak görüldüğü için toplam 93 yönetici ve üyesi hala hapiste olan bir konfederasyon olarak akıl tutulmasının ürünü olan bu çağdışı tüzüklerin, yasaların, fiili uygulamaların hiç de yabancısı olmadığımız bilinmektedir. Bu noktada Anayasanın 90. Maddesine göre iç hukukun üzerinde olduğu kabul edilen, başta Uluslar arası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşme ve anlaşmalar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere ülkemizin altında imzası bulunan sözleşme ve anlaşmalarda örgütlenme özgürlüğünü teminat altına alan düzenlemeleri uzun uzun anlatmaya gerek yoktur.
Çünkü Türkiye’de sendikal haklar konusunda hep ‘mış’ gibi oyunu oynana gelindiğini bilmeyen yoktur. Bu ‘mış’ gibi oyununun ustalaşmış oyun kurucusu AKP iktidarının, çalışanların örgütlenme özgürlüğünü teminat altına alan uluslar arası sözleşme ve anlaşmaları herkesten daha iyi bildiğine de kuşku yoktur.
Diğer taraftan sermaye dostu, emek düşmanı AKP iktidarı, kayıt dışı istihdamın toplam istihdamın yarısına ulaştığı, taşeron cumhuriyeti kurma konusunda ciddi adımlar atıldığı, her yıl ortalama 1.500 işçinin iş cinayetine kurban verildiği, esnek- performansa bağlı-güvencesiz ve kurasız istihdamın temel istihdam haline getirilmeye çalışıldığı bu köhne düzenin devamının ancak çalışanları örgütsüz bırakmakla mümkün olduğunu da çok iyi bilmektedir.
Bunun için de ‘ileri demokrasinin’ trajikomik örneği yasalarla, fiili uygulamalarla çalışanların adeta örgütlenme özgürsüzlüğünü güvence altına almak istemektedir. Sendikal hak ve özgürlükleri için mücadele edenlere her türlü baskı ve hukuksuzluğu reva görmektedir.
Oysa bu ülkenin tüm çalışanları uluslararası sözleşme ve anlaşmalara uygun, evrensel sendikal normların temel alındığı bir çalışma yaşamını ve buna uygun yasaları fazlasıyla hak etmektedir. Bu bağlamda KESK olarak, Emniyet-Sen kurucusu 6 polisin hukuksuz-mesnetsiz bir şekilde meslekten ihraç edilmesini kınıyoruz. Başta İçişleri Bakanı ve Çalışma Bakanı olmak üzere tüm yetkilileri bu hukuksuzluğa karşı göreve davet ediyoruz.
Yıllardır her platformda hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm çalışanların örgütlenme hakkını savunan KESK’in, sendikal hak ve özgürlükleri önünde set kurulmak istenen tüm istenen tüm ç alışanların yanında olmaya devam edeceğinin bilinmesini istiyoruz.
Yürütme Kurulu