DÜN SAĞLIĞI METALAŞTIRIRKEN HEKİMLERE HER TÜRLÜ HAKARETİ YAPAN HÜKÜMET BUGÜN İSE “SİZ DE KAZANIN KURUMDA KAZANSIN” DEMEKTEDİR.

Facebook
Twitter
WhatsApp

 

Sağlık Bakanından müjde(!) Pamuk eller cebe…

AKP hükümeti, kısaca “Tam Gün”  olarak bilinen kanunun içindeki düzenlemelerden vatandaşa olumlu olarak yansıyacak önemli hususlardan birinin üniversite hastanelerinde öğretim üyeleri adına alınan fark ücretini kaldırılmasıydı.

Anayasa Mahkemesinin bu düzenlemeyi iptal etmesinden sonra yeni yasa çıkarılması için verdiği 6 aylık sürenin sona ereceği Haziran 2013’e yaklaşırken;  Başbakan, grup toplantısında yaptığı açıklamada hekimlere ve halkımıza yeniden üniversite hastanelerinde öğretim üyesi farkı alınacağı müjdesini (!) vermiştir. 

Başta öğretim üyeleri olmak üzere hekimlere ekonomik durumlarında düzelme sağlamak için mesai saatleri sonrası yapacakları muayene ve işlemlerde hastaların aynen özel hastanelerde olduğu gibi ceplerinden ayrıca fark ücreti ödeyeceklerini bildirmiştir.  SUT fiyatlarının %100’ü kadar olan bu fark ücreti, artık kamu kurumlarında da vatandaşın cepten ödeme yapacağı anlamına gelmektedir. Başbakan ve sağlık bakanının müjdesi(!) vatandaşın cebinden alınacak ilave ücretlerdir.

AKP hükümeti, sağlıkta yaşanan sorunların sorumlusu olarak her fırsatta hekimleri ve tıp fakültesi öğretim üyelerini göstermiş ve onları hasta ve yakınlarının şiddetinin hedefi haline getirmiştir.

Gerek Başbakan gerekse dönemin Sağlık Bakanı Akdağ’ın “Tam Gün” yasası görüşülürken sarf ettiği “doktor efendi mani peşinde”, “paracı doktorlar gürültü yapıyor”, “bunların gözü doymaz”,  “çalışmak istemiyoruz derseniz istediğiniz yere çeker gidersiniz”, “çalışmayan doktoru çalıştıracağız, bıçak parasını kaldıracağız, doktorun elini hastanın cebinden çıkaracağız”… vb sözleri belleklerimizde tazeliğini korumaktadır.


Peki, şimdi ne oldu?

Anlayacağınız sağlıkta işler pek de iyi gitmiyor!. Hekimleri kötülemek, itibarsızlaştırmak için akla hayale gelmedik icraatlara imza atanlar belli ki şimdi de kötüledikleri ve hakaret ettikleri hekim öğretim üyeleri üzerinden üniversitelere kaynak yaratma telaşına düştüler.

Başbakanın grup toplantısında “yapacağımız yasal düzenlemeyle üniversite hocaları mesai bitiminde makul bir bedelle vatandaşlara hizmet verecek. Vatandaş sağlık uygulama tebliğindeki bedel kadar ücret ödeyecek. Üniversitede mesai ücreti 55 lira, mesai sonrası tedavi olan 55 lira ödeyecek. Bu ücretin bir kısmı öğretim üyesine bir kısmı da kuruma verilecek’’açıklamasını yaptı. Oysa 29.09.2012 tarihinde SGK tarafından yayımlanan Sağlıkta Uygulama Tebliği (SUT) ile madde1: 3.2.1’de ikinci ve üçüncü basamak resmi sağlık hizmeti sunucularından… 5 TL ibaresinden sonra gelmek üzere ‘’vakıf üniversiteleri hariç olmak üzere 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu kapsamında olan üniversitelerdeki öğretim üyesi muayenelerinde artırmaya ve farklılaştırarak uygulamaya kurum yetkilidir.’’ cümlesi eklenmişti. Bu eklenen madde ile üniversite hastanelerindeki öğretim üyesi muayenelerinde katılım payını arttırma yetkisi SGK’na verilmiştir. Ancak Başbakan SGK’na verilen üniversitelerdeki öğretim üyesi muayenelerinde vatandaşın ödeyeceği katkı payını arttırmaya ve farklılaştırarak uygulamaya yetkisini, kurum yerine kendisi açıklamıştır.

5510 sayılı kanunun 68. maddesi zaten SGK’ un belirlediği muayene katılım payını on katına kadar artırmak ve sağlık hizmeti sunucuları için ödenecek fark ücretini belirlemek yetkisi vermiştir.

“Tam Gün” yasası görüşülürken propaganda malzemesi yaptıkları, her türlü hakareti pervasızca kullanarak kaldırdıkları üniversite hastanelerindeki öğretim üyesi muayene fark ücretini  mesai sonrasında 55 lira olarak yeniden getirmişlerdir.

Yanlışlar, Başka Yanlışlarla Düzeltilmeye Çalışılıyor!

Başbakan ve Sağlık Bakanı Sağlık çalışanlarının devasa sorunlarını, hocaların mesai sonrasında hasta bakmasından ve hastanın cebinden çıkacak paradan payına düşeni almasından ibaret sanıyor! Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının en önemli sorunları iş, gelir ve gelecek güvencesi kaygısı ile sağlık hakkı, mesleki bağımsızlık ve nitelikli sağlık eğitimi sorunudur. 

Tıp fakülteleri başta olmak üzere kamu sağlık kurumları yalnızca hekimlerden ve öğretim üyelerinden ibaret değildir. Çalışanlar arasında dayanışma yerine rekabete yol açan, işimizi değersizleştiren ve hastaları puan ve katılım payına dönüştüren ücretlendirme modelinden bir an önce vazgeçilmeli;  iş ve ücret güvencesi olan,  insanca yaşamaya ve mesleki gelişimi sürdürmeye yetecek, emekliliğe yansıyacak ücretlendirme sistemine geçilmelidir.

Biz sağlık ve sosyal hizmet çalışanları; metalaştırılmış bir sağlık hizmetinin ‘oyuncusu’ değil, topluma adanmış mesleğin onurlu üyeleri olarak görevimizi performans, ciro, SUT baskısı ve gelecek kaygısı duymadan yapmak istiyoruz. 25.03.2013

 

                                                                                 

                                                                                                                                                       MERKEZ YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×