Demiryollarımızın Yeniden Yapılandırılması Adı Altında Tasfiyesini Amaçlayan Yıkım Yasasına Karşı Mücadelemizi Sürdüreceğiz!

Facebook
Twitter
WhatsApp

altTürkiye demiryolu ulaştırmasının serbestleştirilmesiyle ilgili yasa tasarısı 06.03.2013 tarihinde TBMM’ne sevk edilmiştir. Dünyada uygulanan neo- liberal politikaların demiryollarına yansıması ise demiryolu trafik güvenliğinin zaafa uğratılarak kazaların artması, güvencesiz, esnek, kuralsız ve sendikasız bir iş yaşamının, kayıt dışı sektörün özendirilmesi, işsizliğin artması, işçi ücretlerinin düşmesi, işçi sağlığı ve güvenliğinin maliyet olarak değerlendirilmesi, kâr etmenin ana hedef olarak görüldüğü, kamu hizmetinin ortadan kaldırılarak yurttaşların müşteri olarak görüldüğü, parası olanın ulaşım hakkının olması şeklinde olmaktadır.

Yasa tasarısı neo-liberal politikaların uygulamalarından doğan tüm olumsuzlukları içinde barındırmaktadır.

Yasa tasarısı ve 11 Kasım 2011 tarihinde çıkartılan 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik Ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile birlikte değerlendirildiğinde yakıcılığını tüm toplumsal kesimlerin yakından hissettiği neo-liberal politikaların üç temel hedefinin demiryolu sistemi için de hayata geçirilmeye çalışıldığı açıkça görülmektedir.

En önemli hedef; demiryolu hizmetini, kamu hizmeti olmaktan çıkararak ticarileştirmektir. Bu insanlığın temel haklar arasında saydığı ulaşım hakkının kalıcı bir şekilde metalaştırılması ve parası olanın bu hizmetten yararlanması sonucunu işaret etmektedir.

İkinci hedef; kamusal alanın tasfiyesi ve özelleştirmedir. Tüm aksi söylemlere karşın, tasarı bu haliyle çok kısa bir süreçte demiryolu sisteminin güçlü bir özelleştirme dalgasıyla karşı karşıya kalacağını açıkça gözler önüne sermektedir.

Ve son olarak neo-liberal anlayışın olmazsa olmazı taşeronlaşmanın yani ucuz ve güvencesiz işgücü kullanımının önünü daha da açacaktır.

Bu haliyle yapılmak istenen düzenlemelerin içerisinde başta çalışanlar olmak üzere insan unsuru bulunmamaktadır.

Tasarı; 655 sayılı KHK perspektifinde, gerek altyapı ve gerekse tren işletmeciliği anlamında özelleştirme için gerekli zemini sağlamayı hedeflemektedir. Çünkü yasa tasarısı Bakanlık tarafından yetkilendirilen herkesin altyapı ve/veya tren işletmeciliği yapabilmesine izin vermektedir.

Kriterleri ve yöntemi belirlenmeden kamu hizmet yükümlülüğü tanımı getirilerek ticari olmayan hatlarda işletmeciliğin devam edip etmemesinde de Bakanlar Kurulunu tek yetkili hale getirmektedir. Bu hüküm, Bakanlar Kurulunca kamu hizmeti sayılmayan ve bazı trenlerin ekonomik olmadıkları gerekçesiyle seferden kaldırılması sonucunu da beraberinde getirmektedir.

Tasarıda TCDD Demiryolu altyapı işletmecisi olarak tanımlanırken, başlangıçta “TCDD, Devletin tasarrufundaki demiryolu altyapısının kendisine devredileni üzerinde demiryolu altyapı işletmecisi olarak görevlendirilmiştir” hükmü konularak mevcut hatlardan bir kısmının TCDD’ye devredilmemesinin önü açılmıştır.

655 sayılı KHK ile devletçe yaptırılacak yeni demiryollarının yapım işi Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılırken, tasarıda buna bir istisna getirilerek TCDD’nin de yüksek hızlı tren hatları yapabileceği hükme bağlanmış ve mevcut sistemdeki karmaşa aynen korunmuştur.

Bir yandan personel yetersizliğinden söz edilirken bir yandan da mevcut personelden emekliliği gelenlere, emekli ikramiyelerinin %25-40 fazlasıyla ödeneceği hükmü bu sayının daha da düşürülmesine neden olacak olup, bu durum mevcut personele daha fazla iş yüklenmesi ve ihtiyacın karşılanması için alınacak personelle kadrolaşmanın devam ettirileceğine de işaret etmektedir.

Şu anda tek elden TCDD tarafından yapılmakta olan Demiryolu işletmeciliği bu düzenlemeden sonra birçok demiryolu altyapı işleticisi ve demiryolu tren işleticisi ile bu işleticilerin yaptığı işlerin hizmet alımı yöntemiyle alt işverenlere yani taşeronlara verilmesi suretiyle birbirinden kopuk işleticiler ve şirketler tarafından yerine getirilecektir. Bu işleyiş beraberinde demiryollarımızda kaosta getirecektir. Buda şu anda demiryollarımızda yaşanan kazalarda dikkate alındığında, demiryolu trafik emniyetinin tehlikeye atılması ve kazaların artması anlamına gelecektir.

Demiryolu taşımacılığının 3. şahıslara açıldığı ülkelerde kazaların artış gösterdiği, demiryolu ulaşımından yararlanan yolcu ve yük taşıtıcılarının bu hizmetten daha pahalı olarak yararlanmaya başladıkları, çalışan sayısının ise süreç içerisinde hızla azaldığı, çalışanların önemli bir bölümünün ise işlerinden olduğu, hatta bazı ülkelerde bu nedenlerle geriye dönüşün yaşandığı da bir gerçekliktir.

Bu çerçevede, 655 sayılı KHK ve söz konusu tasarı birlikte irdelendiğinde temel hedefin AB uyum süreci gölgesinde, demiryolu sisteminin bütün halinde özelleştirilmesinden, bu alanın topyekûn talana açık hale getirilmesinden ve siyasi kadrolaşma için yeni kadrolar yaratmaktan öte bir sonuç ve amacının olmadığı görülmektedir.

Demiryollarında yapılacak düzenlemelerin Dünya Bankası’nın finansmanı ve yönlendirmesiyle değil, ülke gerçekleri ve çıkarları ile kamu hizmeti yönü göz önüne alınarak ve çalışanların temsilcilerinin katılımı ile yapılması gerekmektedir. Süreç işletilirken demiryolu ulaşımı diğer ulaşım alt modlarından ayrı düşünülmemelidir. Bu nedenle hazırlanan tasarının bir tarafa bırakılarak öncelikle ülkemiz ulaşım sistemine bütüncül bir yaklaşım gösteren bir Ulaştırma Ana Planı hazırlanmalı, bu plan doğrultusunda ülke ve halkımızın ihtiyacına göre de çalışan temsilcileri ve demiryolu hizmetinden yararlananların da görüşleri alınarak yeni bir çalışma gerçekleştirilmelidir.

Yasa tasarısı ekmeğimize, işyerimize bir tehdit olarak karşımızda durmaktadır. Bu tehditlere karşın Sendikamız dün olduğu gibi bugün de yarın da işimize ve işyerlerimize sahip çıkmaya ülke ve halkımızın çıkarlarına uygun ulaştırma politikalarının uygulanması mücadelesini vermeye devam edecektir.

Bütün halkımızı kamusal bir hak olan demiryolu ulaşım hakkına sahip çıkmak için bütün yurttaşlarımızı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]