Bugün burada, Hacettepe Üniversitesi’nde ve özellikle de tıp fakültesinde son zamanlarda yaşanan gelişmelerle ilgili kaygılarımızı kamuoyuyla paylaşmak için sizlerle birlikteyiz.
Bildiğiniz gibi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, bu ülkenin önde gelen tıp fakültelerinden birisidir. Kurulduğu günden bu yana ülkemizde modern tıp eğitiminin yerleşmesinde öncü rol oynamış, en yüksek puanla öğrenci kabul eden, hocaları kendi alanlarında dünyada sözü geçen bilim adamları olan ve hastaların ülkemizin dört bir yanından ve hatta yurt dışından şifa bulmak için son çare olarak başvurduğu bir referans merkezidir. Ülke tıbbının göz bebeğidir. Böyle bir başarı, takdir edersiniz ki hem akademik, hem de idari personelin işini çok iyi yapması ve fedakarca çalışması sayesinde olabilir.
Hal böyleyken, son bir yıldır hastane zararları öne sürülerek hem idari hem de akademik kadrolarda ciddi değişiklikler yapılmaya başlanmıştır. Üniversitedeki tüm idareciler görevden alınmış, sürülmüş, bunların yerine Sağlık Bakanlığı’ndan atamalar yapılmıştır. Böylece, bir bakıma kurumsal hafıza silinmiştir. Diğer yandan, anabilim dalında çalışan hocaların istekleri ve haberleri olmadan anabilim dallarına kadrolar ilan edilmeye başlanmıştır. Bir anabilim dalı başkanı düşününüz ki, kendi anabilim dalına muhtelif sayıda kadro açıldığını ancak sabah açıp okumaya başladığı gazeteden öğrenir. Bu çeşit uygulamalar, biz Hacettepelilerin görmeye alışkın olduğumuz uygulamalar değildir.
Bugün aramızda Hacettepe’ye yıllarını verdikten sonra emekli olan çok değerli hocalarımız var. Diğer bir deyişle Hacettepe’yi Hacettepe yapan hocalar. Biz onların yeşerttiği demokratik ortamda bugünlere geldik. Hacettepe’nin başarısının ardındaki en önemli faktörlerden birisi de şüphesiz bu idi. Ne yazık ki şimdi üniversitemize dönüp baktığımızda giderek otokratikleşen, her geçen gün yeni bir yasağın geldiği, sayısız soruşturmalar ile personelin sindirilmeye çalışıldığı, personelin motivasyonunu kaybettiği, idari personel atamalarında liyakatin gözetilmediği, sağlık çalışanlarının sağlık hizmeti sunumuna katkıları az olduğu gerekçesi ile performans ödemesi kesilebileceği kaygısı taşıdığı, akademik kadroların anabilim dalı akademik kurul kararı olmadan ilan edildiği, iş barışının bozulduğu bir korku imparatorluğu görmekteyiz.
Buradan yönetime sesleniyoruz: Hacettepe’yi Hacettepe yapan değerlere sahip çıkın. İdari atamalarda liyakati, akademik atamalarda ise anabilim dalı akademik kurul kararını esas alın.
Hacettepe’nin medyada, başarısızlıkla sonuçlanan ameliyatlar, kolaylık sağlanan yatay geçişler, bazı torpilli kişilere verilen ve “Allahım verdikçe veriyor” dedirten birden fazla görevle değil; eskiden olduğu gibi akademik başarılarıyla yer almasını diliyoruz.
Değerli Hacettepeli,
Zaman korkulacak, geri durulacak, susulacak zaman değildir. Seni sen yapan, Hacettepe’yi Hacettepe yapan değerlere sahip çıkma zamanıdır. Hacettepe bir günde kurulmadı. Uzun yıllar süren fedakarca çalışma ile fakülteyi bu noktaya getiren, tüm dünyanın takdir ettiği bu kadronun tahrip edilmesine, değersizmiş gibi gösterilmeye çalışılmasına, görev yapamaz hale getirilmesine izin verme. Türkiye’nin en değerli tıp okulunun değersizleştirilmesine ve sıradanlaştırılmasına seyirci kalma. Üniversitene sahip çıkmak için bir adım öne çık. Sorumluluk senin, sorumluluk hepimizin.
Saygılarımızla
Ankara Tabip Odası
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi çalışanları
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi
