AKP’nin “ileri demokrasisi” her gün yaşanan gözaltı ve tutuklama furyası ile devam ediyor. Ancak faşist rejimlerde rastlanabilecek, emek ve demokrasi düşmanlığı üzerine bina edilen, bu sözüm ona “ileri demokrasiye” muhalefet eden herkes gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
Son olarak bu sabah erken saatlerde, uzun zamandır ilan edilmemiş bir OHAL sisteminin hüküm sürdüğü Mersin başta olmak üzere Diyarbakır, 
Adana, Batman, Şırnak ve Dersim’de gerçekleştirilen baskınlar sonucunda, KESK Genel Meclis üyemiz Sinan Muşlu, Eğitim Sen Mersin Şube Kadın Sekreteri Aynur Şahin, Eğitim Sen Mersin Şube üyesi Mustafa Işık, Tüm-Bel Sen Mersin Şube üyesi Erdal Sarıkaya ve Tüm Bel Sen Diyarbakır Şube üyesi Mustafa Gül gözaltına alınmıştır. Dün Adana Adliyesinde gözaltına alınan arkadaşlarımızdan 13 ü serbest bırakılırken 4 ü KESK’ li olmak üzere toplam 25 arkadaşımız tutuklanmıştır.
Son dönemde ülkemizde yaşananlar AKP’nin, yarattığı korku imparatorluğunun gölgesinin ulaşmadığı hiçbir alan bırakmamaya kararlı olduğunu göstermektedir. Tasavvur ettikleri resmi hayata geçirmek için Türkiye’yi hızla tek adam diktasına doğru sürükleyenler; muhalif-demokrat kesimleri cendereye alarak tüm toplumu derin bir sessizliğe mahkum etmeyi amaçlamaktadır.
Tek parti iktidarına dayalı bu “yeni” otoriter rejimin, kendi suretinden ibaret bir dünya yaratmak için üzerindeki hegemonyasını artırdığı emniyeti, yargıyı, özel yetkili mahkemeleri, 12 Eylül faşist askeri darbesinin ürünü anayasayı, demokratik hak arayışlarının önünü tıkayan yasaklarla dolu onlarca yasayı seferber ettiği artık bu ülkede yaşayan herkesin bildiği bir sır haline gelmiştir.
AKP’nin emek ve demokrasi düşmanlığında “ustalaştığı” açık olan bu sisteme muhalefet eden herkes, bazen varlık nedenlerini oluşturan en doğal eylem ve etkinlikleri suç sayılarak bazen de suç yaratılarak itibarsızlaştırılmak istenmektedir.
Bu çerçevede, uzunca bir süredir KESK’in üzerinde yaratılan baskı ve kuşatma operasyonu tüm kamuoyunca bilinmektedir. Ülkemizde kamu emekçilerinin hak ve çıkarlarını koruma ve geliştirme mücadelesinin öncüsü KESK, üye ve yöneticilerinin gözaltına alınması, tutuklanması ile adeta bertaraf edilmek istenmektedir.
Piyasacı ve gerici 4+4+4 düzenlemesine itiraz ederek çocuklarını bu köhne eğitim sistemine kurban etmek istemeyen vatandaşları bile “terör örgütünün amaçlarına hizmet etmekle” suçlayacak kadar gözünü karartanlar ne derse desin, karanlık operasyonlarına hangi adı koyarsa koysun, Konfederasyonumuzun yönetici ve üyelerinin hukuktan tamamen yoksun olarak gözaltına alınması, tutuklanması ile sonuçlanan bu operasyonların tek bir adı vardır. O da “Türkiye’deki emek ve demokrasi güçlerinin öncülerinden olan KESK’i bertaraf etme operasyonudur.”
Bilinmesini istiyoruz ki; sendikal mücadelemizi, demokratik taleplerimiz doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz eylem ve etkinliklerimizi suç gibi göstermeye çalışanların, kes- kopyala – yapıştır sorgu tutanakları ve iddia-namelerle toplam 70 arkadaşımızı demir parmaklıklar ardında tutanların maskesi er ya da geç düşecek, hukuk dışı girişimleri mutlaka ortaya çıkacaktır.
Demokratik kamuoyuna “siyasi mesaj” vermek amacıyla gerçekleştirilen operasyonlara artık son verilmeli, gözaltına alınan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmalıdır.
KESK olarak, kendilerine dikensiz gül bahçesi yaratmak için sendikalarımızı baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayanların zulmüne asla boyun eğmeyecek, her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında geçmişte olduğu gibi bugün de sessiz ve tepkisiz kalmayacağız.
13 Şubatta tutuklanan KESK’ li arkadaşımızın 4 Ekim’de Ankara’ da görülecek davalarına destek amaçlı Ülke genelindeki tüm emek ve demokrasi güçleri ile Ankara Adliyesi önünde olacağız.
Gülistan ATASOY
SES Kadın Sekreteri