Açıklanan düşük ekonomik büyümeyle ‘Çini yakaladık, Orta doğunun göz bebeğiyiz’ yalanları sabun köpüğü gibi bir bir sönerken; yoksullaştığımız resmi ağızlardan tescil edildiği şu günlerde zan yağmuruyla uyandık.Yüksek kamu harcamaları ve ülkemize bir heyecanla davet edilen sıcak paranın bizlere yansımayan kazançlarının yarattığı faizleri vergilerimizle ödemişken, şimdide bütçedeki açıklarla boğuşturuluyoruz.Alın teriyle, emeğinin karşılığını alamadan yıllarca örgütsüz-sendikasız, kölelik koşullarında çalıştırılan biz emekçilere yetmezmiş gibi birde derinleşen bütçe açığının yükünü de sırtımıza yükleyenler bir kez daha cezalandırdılar bizleri.
AKP her sıkıştığında başvurduğu istikrar yalanıyla bizleri oyalarken, oluşan bu ekonomik yıkımın çözümünü kendinden önceki hükümetlerin yaptığı gibi biz emekçilerin sırtına binmekle kolayca buluverdi.
Safını böylelikle açıkça zenginden yana kullanan bu iktidar; uyguladığı neo-liberal politikalar sonrasında paranın sınır tanımaz gücü ve kazanma iştahı sonrası yaratılan krizlerle bizleri boğuştururken, zenginler kulübüne ‘teğet ‘ geçiyor.
Bu son zam yağmuruyla başta benzin doğalgaz,elektrik olmak üzere iğneden ipliğe her şey zamlandı. Dünyanın en pahalı benzinini kullanmakta Norveç’e kaptırdığımız birinciliği şimdi onları solla yarak şampiyon olduk. Böylece AKP 10 yıllık başarısız icraatının sonucunda kendinden önceki sağ iktidarlar gibi emekçilere yıkma planları yapmaktadır.’Büyüdük,Milli gelirden kişi başına düşen payımız arttı, zenginleşiyoruz’ ‘Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda ’diyenler zenginliklerin paylaşımına gelince bu beraberliği unutmuş görünüyorlar.
Türkiye yi kasıp kavuran bu zam dalgasının temelinde yine şampiyonluğu kimseye bırakmadığımız’ Vergi sistemimiz yatıyor.Dünya da dolaylı vergiyi ve en adaletsiz vergi toplamada ki hükümetlerin ısrarı bizleri yakından ilgilendiriyor.Türkiye de halen Kamu gelirlerinin %70 dolaylı vergilerden karşılanıyor.Kardan ve sermayeden alınan vergiler bunun yanında sembolik kalıyor.Bu vergilerin çoğu biz bordolu olan emekçilerden, işçilerden, küçük esnaftan ve haklatan alınıyor.
AKP tercihini zenginden yaparken ortaya çıkan bütçe açıklarını nereye kullanılıp vergilerimizin nerelere harcandığını dahi bilemiyoruz.KDV yükseltiliyor,vergilerimizden eğitime sağlığa ulaşıma sosyal güvenliğe ayrılacağını düşündüğümüz paylar birden buharlaşıyor.Bir bakıyorsunuz zamlar ‘düzenleme’ oluvermiş, sanki yapılması doğal ve gerekli gibi normalleştirilmiş.
Hükümet sağlık sistemini ticaretleştirip,kar üzerinden yeniden dizayn ederken,bu alanda giderek artan harcamalar, özel hastanelere para transferleri ve ilaç kartellerine ödene paralar bütçede devasa açıklar oluşturuyor. Dünyada ki sermaye ile eklemlenerek tüm yasal düzenleme ve alt yapıyı devlet erkini kullanarak yapan AKP iktidarı Sermayeye böylece dikensiz gül bahçesi hazırladı. Toplumu yoksullaştırarak, bir taraftan eğitimi ve sağlığı paralı hale getirirken uygulamalarla birlikte itaat eden gericileşip, tepkisizleştirerek; bir taraftan da cemaat ve tarikatlara bu vesileyle para aktararak bir taşla birkaç kuş vuruyor.
Sağlıktaki dönüşümü halka daha iyi ucuz ve kaliteli hizmet verme yalanıyla sunulurken, sonuçta kartelleşen hastaneler ve artan ilaç tekellerini doğurdu.
Bizler Devletin halka hizmet için var olası gerektiği düşüncesinden hareketle bir kamu hizmeti olarak tarif edilen ve Anayasamızda da ‘sosyal Devlet’ ilkeleri arasında sayılan eğitim ve sağlığın parasız, vergilerimizle karşılanarak parasız, nitelikli, eşit ve ulaşılır olmasını istiyoruz.
Hükümetin zenginden açıkça saf tutarak başta ilaç ve silah kartellerine akıtılarak vergilerimizin ve kamu kaynaklarının çar-çur edilmesini istemiyoruz. Hükümetin yanlış tercih ve şeffaf olmayan harcamalarının sonucunda ki kara deliklerin faturasını zamlarla çekmek istemiyoruz. Biz emekçiler insanca yaşayacak ücretler istediğinde ‘kaynak yok’ diyenler ,zamlarla yine bizlerin cebinden dişinden tırnağından arttırdıklarımıza göz koyarak kaynak yaratmada ki yeteneklerini görüyoruz.
Bu sebeple aldığımız ücretle yıllardır yoksulluk sınırının altında çalıştırılmaya zorlanan biz emekçilerin bu zamları kabul etmesi düşünülemez. Kendimizi kaz gibi yoldurtmayacağımız gibi,Ülkemizin yıllardır biriktirdiği tüm değerleri n yağmalanmasına seyirci kalmayacağımızı buradan duyuruyoruz.
‘Hükümet elini cebimizden ve soframızdan çek ‘ diyoruz ve başarısız icraatın faturasını ödemeyeceğiz diyoruz.Buradan Hükümeti halka yaptığı zam, zulüm ve işkenceden dolayı istifaya çağırıyoruz.
Vergilerimizin nerelere harcandığını bilmemiz en doğal hakkımızdır ve bu hakkı da kullanacağız. Ve Nitelikli, ulaşılabilir ve parasız kamu eliyle sağlığın mümkün olduğunu biliyoruz. Hepinizi bu zamları protesto etmeye ve haklı mücadelemiz de yanımızda olmaya davet ediyoruz.
SES Manisa Şube Yönetimi adına Serpil DENİZ
Ses Manisa Şube Bşk.