SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDET DEVAM EDİYOR,

ÖLÜMLE BURUN BURUNA ÇALIŞMAK DA AYRI RİSK……..!

Gaziantep’te Op.Dr.Ersin ASLAN’ın ölümü ile doruğa ulaşan ve toplumun gündemine giren hekimler başta olmak üzere “Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet” devam ediyor. Gün geçmiyor ki bir hekim, bir sağlık çalışanı saldırıya, şiddete maruz kalmasın. Üstelik sözlü saldırı, tehdit, taciz ve sözlü şiddet buna dahil değil, olduğu yerde dillendiril(e)meden kaldığı için bilinmiyor.

Bu şekilde saldırı ve şiddet tehdidi ve performans baskısı altında, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın uygulanmasından doğan “Norm Kadro” fazlası çalışanın binleri bulduğu, dolayısıyla görev yerinin değiştirilmesi tehlikesiyle karşı karşıya hizmet vermeye çalışmak yetmezmiş gibi, hekim ve sağlık çalışanları, mesleki uygulama sırasında her türlü risk ve meslek hastalığı ile de karşı karşıya kalmaktadır. En son Samsun On Dokuz Mayıs Üniversitesi Hastanesi’nde bir Acil Tıp Uzmanlık öğrencisi Dr. Mustafa Bilgiç Kırım Kongo Ateşi nedeniyle hastanenin Yoğun Bakım Ünitesi’nde yaşam savaşı vermektedir.

Sendika olarak daha önce Sağlık Çalışanlarına yönelik şiddete ilişkin görüşlerimizi defalarca ifade ettik. Sağlık Bakanlığı’nın şiddeti önlemede yürüteceği çalışmanın bizzat içinde yer aldık. Bununla ilgili olarak yazılı raporlar hazırladık, sunduk. WEB sitemizde raporumuz ayrıntılı olarak yer almaktadır (http://www.ses.org.tr/index.php/haberler/genel-merkez/2513-salikta-ddetn-oenlenmes-hakkindak-goeruelermz-bakanliina-lettk-.html) Ancak konuyu güvenlik sorunundan öteye götürecek hiçbir önlem alınmadı. Sağlık Çalışanları’nın mesleki risk ve tehlikelerine ilişkin uyarılarımız da azımsanamaz. En son Çalışma Bakanlığı tarafından çıkarılan, İşçi Sağlığı, Güvenliği Yasası’na yönelik Sağlık Alanında Risk Sınıflaması yönetmeliğinde Kamu sağlık çalışanlarının dahil edilmemesine yönelik girişimlerde de bulunduk. Ama görülmektedir ki, çalışanların sağlığı bir yana, piyasanın egemenliği nedeniyle kar önceliği ön plana alınmaktadır, insan yaşamının bir önemi yoktur.

Bütün bunların, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, mobbing ve mesleki risklerle, meslek hastalıklarıyla karşı karşıya kalmanın nedeni, sağlığın piyasalaştırılması, ticarileştirilmesi ve “kar” amacının temel amaç haline getirilmesidir, “Sağlıkta Dönüşüm Programı”dır.

Sendikamız, sağlık çalışanlarını bu şekilde saldırı ve baskı ile karşı karşıya getiren, sağlığı hak olmaktan çıkararak katkı-katılım payları, GSS primi ve ilave ücretlerle hizmete ulaşabilmesine neden olan bu sisteme karşı mücadelesini sürdürmeye kararlıdır. SES bu mücadeleyi sağlık alanında örgütlü emek ve meslek örgütleriyle birlikte vermektedir. Sağlık çalışanları başta olmak üzere, tüm çalışanları, sağlık hizmetine ulaşmak için her kademede katkı-katılım payı ödeyen, GSS primi ödemek zorunda kalan, ilave ücretlerle olsa, sınırlı bir sağlık hizmetine ulaşabilen herkesi bu mücadelede birlikte olmaya çağırıyoruz. Bir çağrımız da siyasetedir: Sağlık Hakkı doğuştan var olan bir haktır ve böyle kalmalıdır. Sağlığı hak olmaktan çıkaran, Eğitimi piyasalaştırıp bölen, parçalayan, gericileştiren, sermayeye ucuz işgücü sağlamayı hedefleyen, yani eğitimi hak olmaktan çıkaran her uygulama siyasetlerin mücadele gündemini oluşturmalıdır. Bu bağlamda Samsun’da Kırım Kongo Ateşi nedeniyle şu anda yoğun bakım ünitesinde yaşam savaşı veren hekime acil şifalar diliyor, yetkilileri uyguladıkları sistemin iflas ettiğini görmeye ve etkili önlem almaya çağırıyoruz. 18 Eylül 2012

MERKEZ YÖNETİM KURULU

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]

×