Değerli
Basın Emekçileri,
Son
yıllarda emek ve demokrasi güçleri olarak hiçbir dönemle kıyaslanmayacak
düzeyde bir kuşatma altına alınıyoruz. Hemen her gün yapılan operasyon ve
baskınlarla demokrasinin olmazsa olmazı kurumlarından sendikalarımızın,
konfederasyonumuzun mücadelesi engellenmek isteniyor.
Konfederasyonumuza
bağlı sendikalarımızın yönetici ve üyelerinin sendikal faaliyetlerinden dolayı,
istifaya zorlama, sürgün, görevden çıkarma gibi engellemelerle
karşılaşması sıradan olaylar haline gelmişken çalışanlarımıza kadar uzanan
gözaltı ve tutuklama operasyonlarında son dönemde ciddi artışlar yaşanmaktadır.
Toplumun tüm muhalif
kesimlerini hedefine alan bu politikaların arkasında AKP’nin, emekçilerin
giderek genişleyen fiili meşru mücadelesinden duyduğu korku bulunmaktadır.
AKP’nin
politikalarına muhalefet eden herkes sudan bahanelerle sindirilmeye ve baskı
altına alınmaya çalışılıyor. Akademisyenler, gazeteciler, hukukçular, gençler,
sendikacılar ve farklı düşünen her siyasetçi gün geçmiyor ki, yeni bir gözaltı
dalgasının hedefi olmasın. Bu yönelimin toplumu tek tipleştirmeye ve bir baskı
imparatorluğu kurmaya yönelik planlı bir stratejinin parçası olduğunu bir kez daha
ifade ediyoruz.
Hükümetin polisiyle, yargısıyla, bürokrasi ve meclisiyle
iktidarın her kurumunun bir bütün halinde adeta bir sürek avı gibi toplumun
bütün muhalefet unsurlarına yönelik sürdürdüğü ve önümüzdeki günlerde daha da
artacağı anlaşılan bu yıldırma ve sindirme politikalarına 13 Şubat
2012 tarihinde bir
yenisi daha eklenmişti. 13 Şubat 2012 tarihinde Konfederasyonumuz ve
bağlı sendikalarının 15 kadın yönetici ve üyeleri gözaltına alınmış ve 16 Şubat
tarihinde çıkarıldıkları mahkemede 15 kadın yöneticimizin 9’u
tutuklanmıştı.
Tutuklamaların üzerinden tam 2 ay geçmesine rağmen
arkadaşlarımız mahkemeye çıkarılmamış, tutuklulukları hükümlülük haline
getirilmeye çalışılmaktadır. Her söyleminde insan haklarından ve özgürlüklerden
bahseden AKP iktidarı yaptığı her eyleminde ise bunun tersini yapıyor.
Tamamıyla
keyfi olarak yürütülen bu tutuklamalarla onurlu mücadelemizi sindirebileceğini
sananlar büyük bir yanılgı içerisindedirler. Sendikal
mücadelemiz üzerinde şaibe yaratarak, KESK ve bağlı sendikalarını kamuoyu
nezdinde yıpratma amacı taşıyan baskıların bir parçası olan bu operasyonlar
amacına ulaşamayacaktır.
Bilinmelidir ki hakikati dile getirmekten bir an olsun
vazgeçmeden yürüttüğümüz mücadelemizde; şiddete karşı barışın sesini
yükseltmekten, emekçilerin haklarına sahip çıkmaktan ve eşit, özgür, demokratik
bir Türkiye talebini ifade etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. AKP’nin büyük baskı ve gözaltı düzenine karşı
onurlu ve kararlı duruşumuzdan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.
Üyelerimizin yarattığı ortak değerlerimiz ve mücadelemiz,
tüm yöneticilerimiz tutuklansa dahi sürecektir. Tutuklanan arkadaşlarımız
derhal serbest bırakılmalı Konfederasyonumuz ve bağlı
sendikalarımız üzerindeki baskılara,
yıldırma ve sindirme uygulamalarına son verilmelidir.
Emek ve demokrasi
mücadelesini yükselterek her türlü hukuk dışı uygulamanın karşısında olmaya,
gözaltına alınan, tutuklanan üyelerimizin haklarını her zeminde koruyup
savunmaya devam edeceğiz.