KESK’e yapılan operasyon ve gözaltlılarla ilgili Mersin KESK
Şubeler Platformunun yapmak istediği eyleme polis izin vermedi. KESK Binası
önünde bugün saat 12.30’da toplanan üyeler ve kitle örgütleri buradan taş
binaya yürüyüp basın açıklaması yapmak istedi. Sabah saatlerinden itibaren
çarşıda özel hal varmışçasına görüntü sergileyen sivil ve çevik kuvvet
polisleri, eylem saatinde sokak girişine barikat kurarak yürüyüşü engelledi.
Uzun süre Polisle tartışan sendika yöneticilerimiz oturma eylemi yaparak polisin
yürüyüş hakkını engellemesini protesto etti. Sık sık “Emekçiye değil çetelere
barikat” gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz” sloganları atıldı.
Yaklaşık 20 dk oturan KESK’li üyelerimiz daha sonra polisin engellini basın
açıklaması yapmadan protesto ettiklerini duyurup dağıldı.
Değerli
Basın Emekçileri,
Son günlerde emek ve demokrasi güçleri
olarak hiçbir dönemle kıyaslanmayacak düzeyde bir kuşatma altına alınıyoruz.
Hemen her gün yapılan operasyon ve baskınlarla demokrasinin olmazsa olmazı
kurumlarından sendikalarımızın, konfederasyonumuzun mücadelesi engellenmek
isteniyor.
Konfederasyonumuza
bağlı sendikalarımızın yönetici ve üyelerinin sendikal faaliyetlerinden dolayı,
istifaya zorlama, sürgün, görevden çıkarma gibi engellemelerle
karşılaşması sıradan olaylar haline gelmişken çalışanlarımıza kadar uzanan
gözaltı ve tutuklama operasyonlarında son dönemde ciddi artışlar yaşanmaktadır.
Toplumun tüm muhalif
kesimlerini hedefine alan bu politikaların arkasında AKP’nin, emekçilerin
giderek genişleyen fiili meşru mücadelesinden duyduğu korku bulunmaktadır.
Bugün mahkemeye çıkarılacak olan
başta KESK Kadın Sekreteri Canan
ÇALAĞAN, KESK Eski Kadın Sekreteri Songül MORSÜMBÜL, SES Kadın Sekreteri
Bedriye Yorgun, Tüm Bel-Sen Kadın Sekreteri Güler ELVEREN ve diğer gözaltına alınan
tüm üyelerimizin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Değerli
Basın Emekçileri,
13 Şubatt’a Mersin ve diğer illerde yaşananlar
bir taraftan hazırladığı yasa tasarılarıyla emek düşmanı politikalara hız veren
AKP iktidarının diğer taraftan bu politikalarına boyun eğmeyerek mücadelesini
sürdüren emek ve demokrasi güçlerine yönelik baskılarını artırmaya devam
ettiğini göstermektedir. “8 Mart’ın resmi tatil olması” temel talebi ile
mücadele programımızı ilan ettiğimiz bir dönemde, 2009 yılından beri süren bir
soruşturma gerekçe gösterilerek Kadın yönetici ve üyelerimize yönelik bu
operasyon manidardır. Kadına yönelik şiddet, taciz ve cinayetlerin arttığı bir
dönemde kadın mücadelesinin öncülüğünü yapan KESK’in mücadelesini engellemeye
yönelik bu “operasyonu” kınıyoruz.
Son olarak MİT olayında yaşandığı gibi ucu kendisine
dokunduğunda yasaları eğip bükerek yargıyı, adaleti işlevsiz hale getirmek
isteyenler her zaman olduğu gibi yine gündem saptırmanın peşindedir.
Bilindiği gibi milyonlarca kamu
emekçisini ve ailelerinin yaşamını doğrudan ilgilendiren 4688 Sayılı Yasada
değişiklik yapılması uzun bir süredir toplumun gündemindedir. KESK olarak kamu
emekçilerini sefalet koşullarına mahkûm etmeyi amaçlayan bu yasa tasarısına
karşı mücadeleyi ülke genelinde sürdürüyoruz. 21 Aralık tarihinde yüz binlerce
kamu emekçisi bu yasa tasarısına geçit vermeyeceğini ve sefaleti kabul
etmeyeceğini KESK’in çağrısıyla greve çıkarak göstermiştir. 21 Aralık
grevimizin hemen ardından ve yasa tasarısının meclis gündemine geleceği
bugünlerde mücadelemizi engellemeye dönük baskıların artmasının tesadüf
olmadığını bir kez daha vurguluyoruz.
Diğer taraftan konfederasyonumuz üzerinde son yıllarda
yoğunlaşan bu baskılar, temel hak ve özgürlüklerin genişletileceği bir anayasa
hazırlığı içinde olduğunu öne sürenlerin, “yargı paketleri” hazırlayanların
samimiyetini de göstermektedir.
Değerli Basın Emekçileri,
Tamamıyla keyfi olarak yürütülen bu gözaltılarla
onurlu mücadelemizi sindirebileceğini sananlar büyük bir yanılgı
içerisindedirler. Sendikal
mücadelemiz üzerinde şaibe yaratarak, KESK ve bağlı sendikalarını kamuoyu
nezdinde yıpratma amacı taşıyan baskıların bir parçası olan bu operasyonlar
amacına ulaşamayacaktır.
Bilinmelidir ki hakikati dile getirmekten bir an olsun
vazgeçmeden yürüttüğümüz mücadelemizde; şiddete karşı barışın sesini
yükseltmekten, emekçilerin haklarına sahip çıkmaktan ve eşit, özgür, demokratik
bir Türkiye talebini ifade etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. AKP’nin büyük baskı ve gözaltı düzenine karşı
onurlu ve kararlı duruşumuzdan bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.
Üyelerimizin yarattığı ortak değerlerimiz ve mücadelemiz,
tüm yöneticilerimiz gözaltına alınsa dahi sürecektir. Gözaltına alınan
arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı Konfederasyonumuz ve bağlı sendikalarımız üzerindeki baskılara, yıldırma ve sindirme uygulamalarına son verilmelidir.
Emek ve demokrasi mücadelesini yükselterek her türlü hukuk dışı
uygulamanın karşısında olmaya, gözaltına alınan, tutuklanan üyelerimizin
haklarını her zeminde koruyup savunmaya devam edeceğiz.
KESK MERSİN ŞUBELER PLATFORMU A.
Remzi ÇİFTÇi
KESK Dönem Sözcüsü
Eğitim-Sen Şube Başkanı