Değerli basın ve sağlık emekçileri,
Sağlık işkolunda sağlık hizmeti sunan bizlere karşı şiddet
giderek artmaktadır. Yakın zamanda Turgut Özal Tıp Merkezinde bir hemşire
arkadaşımızın darp edilmesi ve yine geçen hafta Beydağı Devlet Hastanesinin
Çocuk Servisinde görevli iki hemşire arkadaşımız hasta yakınları tarafından
darp edilmiştir. SES Malatya Şubesi olarak saldırıya uğrayan Sağlık
Emekçilerine geçmiş olsun dileklerimizi iletirken ,biz sağlık çalışanlarına
yapılan bu saldırılarıda kamuoyu huzurunda şiddetle kınıyoruz.
Sağlıktaki yıkım programı sonucunda hem sağlık hizmeti sunan
bizler hem de sağlık hizmeti alan vatandaş mağdur edilmiştir. 2003’den buyana
uygulamaya devam eden Aile Hekimliği, Tam Gün Yasası ve 2 Kasım 2011’de gece yarısı
çıkartılan Kamu Hastane Birlikleri ile sağlığımız piyasaya terk edilmiştir.
Çünkü Kamu Hastane Birlikleri Yasasıyla birlikte artık hastaneler birer
ticarethaneye dönüştürülmek istenmektedir. Kamudaki hastaneler yandaş sermayederlere
peşkeş çekilerek hastanelerin özelleştirilmesi bu yasayla tamamlanmış
durumdadır. Artık sağlık bir hak olmaktan çıkacak parası olan bu hizmetten
faydalanacağı bir sürece girmekteyiz.
Aile Hekimliği uygulamasıyla birlikte birinci basamağın
tavsiye edilmiş ve sevk zincirinin ortadan kaldırılmasıyla hastanelerin hasta yoğunluğu arttırılmıştır.
Böylece sağlık çalışanlarının işyükü artmıştır. Bir hekimin günlük standart
olarak 30-40 arasında hasta muayenesi yapması gerekirken Türkiye’de bu sayı 100
ile 150 hastaya kadar çıkmaktadır. Buda sağlık hizmetinin kalitesini düşürmekte
ve hastaların mağdur olmasına sebep olmaktadır. Bu politikalar kurumsal
hoşnutsuzluğa. iş barışının zedelenmesine, iş niteliğinin bozulmasına, düşük
ücrete, statüsel farklılıklar gibi sağlık ve sosyal hizmet emekçileri açısından
acı sonuçların doğmasına da neden olurken, Uygulanan
sağlık politikaları sistematiği bozulmuş,
hastaneler döner sermaye ile işleyen kuruluşlar haline getirilerek
ekonomik güçlüklerle karşı karşıya bırakılmıştır.
Zor koşullarda 24 saat kesintisiz görevini yapan bizler bu
göreve başlarken , bir can kurtarmak için gerekirse canımızı feda edecegimize
dair yemin ettik.Van depreminde yakınlarını kaybeden hekimin, acısını yüreğine
gömerek bir can kurtarmak için çabalaması en iyi cevaptır.Çünkü biz sağlık
emekçileri sağlığın bir oy uğruna heba edilmeyecek kadar kutsal olduğuna
inanıyoruz.Bu bilinçle hasta ve hasta yakınlarından daha sağduyulu
davranmalarını bekliyoruz. Sağlık personeline yapılan sözlü saldırılar,
yaralamalar, darp ve öldürmeye ilişkin hükümler genel hükümlere tabi
tutulmaktadır Sağlık çalışanların mağdur olduğu eylemlere ilişkin yasal
düzenlemeler bulunmamaktadır.İngiltere de yakın zamanda hekime darp girişiminde
bulunanları müebbetle yargılanmakta iken ülkemizde tam tersine yine bizler
suçlanmaktayız.Yasal uygulamalardaki eksiklikler şiddetin önlenmesinde ve
çalışan güvenliği konusunda yetersiz kalmaktadır.Hasta hakları biriminin de
sürekli önyargılı olarak bizleri suçlu ilan etmesi en yetkili ağızların medyada
sürekli olarak bizleri suçlayarak ,hastaları ve yakınlarını tahrik edilmektedirler..
Özellikle bu saldırılar karşısında Sağlık Bakanlığı’nın sessiz kalması biz
sağlık emekçilerini derinden üzmüştür. Sağlık çalışanlarının sağlığını
koruyamayan sağlık Bakanlığı halkın sağlığını nasıl koruyacağını kamu oyu
taktirine bırakıyoruz.
SES
Malatya Şubesi
Şube Başkanı İbrahim TAŞ