4688 Sayılı yasa taslağı geçtiğimiz haftalarda Bakanlar
Kuruluna gönderildi. Yasa taslağına ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerimizi
kamuoyu ile daha önce paylaştık. Uluslararası anlaşmalar ve sözleşmelerin
ayaklar altına alınarak grevli toplu sözleşme hakkımızın tanınmadığı yasa
taslağında örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller de devam ettirilmektedir.
Kapsamı sadece mali ve sosyal haklarla sınırlandırılan toplu sözleşmenin mali
haklar bölümü bile söz konusu yasa taslağında anayasaya, yasaya aykırı olarak
sınırlandırılmaktadır. 

Toplu sözleşmenin taraflarından Kamu Görevlileri Hakem
Heyeti’nin ve anlaşmazlık durumunda görev yapacak olan Kamu Görevlileri Hakem
Kurulunun oluşumunda tamamen yandaş sendika gözletilmektedir. Diğer taraftan
söz konusu taslak getirdiği düzenlemelerle yerel yönetimlere, ihtiyari, yani
isteğe bağlı toplu sözleşme yapmayı düzenlemekle kalmamakta bu ihtiyari
sözleşmeyi yapmayı bile nerdeyse imkânsız hale getirecek şarta bağlamaktadır.

Kamu emekçileri olarak çok daha tehlikeli bir süreç ile
karşı karşıyayız. AKP iktidarı, TBMM’yi, yargıyı ve dolayısı ile kamuoyu
denetimini by pass ederek sadece kendisini tek yetkili kıldığı yasaya dayanarak
bu güne kadar toplam 35 Kanun Hükmünde Kararname çıkarmış bulunmaktadır.

Öncelikle birçok bakanlığı ilgilendiren temel teşkilat
yasasında ve toplamda neredeyse yüzlerce yasada KHK’ler yoluyla değişiklik
yapılması yoluna gidilmesinin parlamenter bir anayasal düzen açısından kabul
edilemez olduğunun altını çizmek istiyoruz. Temel amacı kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi ve kamu
emekçilerinin tasfiyesi olarak özetlenebilecek KHK’lerin tümünü burada
değerlendirmemize imkân olmadığı için bazı ana başlıklar halinde ifade etmeye
çalışacağım. 

KHK’ler içerisinde en dikkat çekici olan AKP iktidarının
“Eşit İşe Eşit Ücret“ ilkesini hayata geçirdiğini duyurduğu 666 Sayılı KHK
olmuştur. Oysa sadece aynı ünvana sahip kamu görevlilerinin ücretlerinin
eşitlendiği düzenleme ile kamu görevlilerinin bütününü kapsayan ücret dengesi
göz ardı edilmiştir. Daire başkanı ve üstü ünvanlarda görev yapan personelin
ücretlerinde küçümsenmeyecek artışlar yapılırken kamu emekçilerinin büyük
çoğunluğunu oluşturan başta öğretmenler olmak üzere pek çok kamu görevlisine herhangi
bir artış yapılmamış, hatta bazı kurumlarda görev yapan kamu emekçileri gelir
kaybına uğramıştır. 

666 Sayılı KHK ile yapılan değişikle, Kurumların Merkez
Uzman Kadrolarının, İl Müdürü ve üstü kadroların maaşlarının 657 sayılı yasa
kapsamından çıkarılarak 375 sayılı KHK kapsamında belirlenmesi iki yönlü
değerlendirilmelidir. AKP, ya belirlediği bu kadroları devletin asli sürekli
görevlerini yürütecek “devlet memuru” olarak bırakacak ya da bu kadroları
sözleşmeli statüye geçirecektir. AKP’nin son günlerde kamuoyunda sıkça
tartıştırdığı “devlet memuru”, “kamu çalışanı” tanımının bu belirleme üzerinden
şekilleneceği görülmektedir.

Kurumların teşkilat kanunlarında ve diğer farklı
mevzuatlarda öngörülen ikramiye, maktu fazla çalışma ücreti gibi ödemeler 15.01.2012
tarihi itibarıyla sona erdirilmektedir.

Yani AKP iktidarı, kamuda farklı yasalara göre ücret
ödemesine son vereceğini belirtirken farklı iki statü oluşturularak EŞİTLİK
değil AYRIMCILIK yaratmış, bürokratlarına ilişkin ayrımcı bir düzenlemeyi
gerçekleştirmiştir.

Ayrıca ek ödemeler emekli aylığına dâhil edilmediği için
çalışırken alınan ücretle emekliye ayrıldığında alınan ücret arasındaki uçurum
kapatılmamıştır. Yani ek ödemelerin güvenceli ücret kapsamında olmama özelliği
devam ettirilmektedir. 

Geçici personel yani 4/C’li personel yapılan düzenlemeye
yine dâhil edilmemiş ve ek ödeme dışında tutulmuştur. Burada da, eşit işe eşit
ücret ilkesinin uygulanmadığı ortaya çıkmış, 4/C li geçici personelin mali
hakları kamu emekçilerinin tamamından ayrı tutulmaya devam edilmiştir.

Yine bu KHK’lerle yapılan düzenlemeler ile performans ve
kalitenin tüm kamu emekçileri için iş ve ücret belirlemesi olarak kullanacağı
görülmektedir. 

Tüm bunların yanı sıra KHK değişikliklerine paralel olarak
Çalışma Bakanı Faruk Çelik tarafından gündeme getirilen 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu’nun kaldırılması tartışmaları, kamu emekçilerinin iş
güvencesine yönelik yeni bir saldırı ile karşı karşıya olduğumuzu
göstermektedir. Yıllardır Türkiye’nin gündeminde olan güvencesiz çalışma
uygulamalarının, yaşanan krizlerle birlikte istihdam üzerinde kalıcı
tahribatlar yarattığı bilinmektedir. Devletin yurttaşlarına karşı anayasal
görevi olan yeni istihdam alanları yaratma, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik vb.
olanakları sağlamak gibi sorumluluklar geri plana itilerek, “yurttaş” kavramı
yerine “müşteri” kavramı ön plana çıkarılmış, adım adım piyasa ile daha uyumlu
bir kamu personel politikası oluşturulmaya çalışılmıştır. 

Kamu emekçilerinin mali, özlük ve sosyal hakları Toplu
Sözleşme ile belirlenmesi gerekirken bunun KHK’ler ile açık bir şekilde ihlal
edildiği görülmektedir. Bir yandan kamu emekçisi sendikaları konfederasyonları
ile 4688 sayılı yasanın kapsamı konusunda görüşmeler yürüten hükümetin kamu
emekçilerinin mali haklarını yasaya bile gerek duymaksızın KHK ile düzenlemiş
olması kabul edilemez. 

4688 Sayılı yasada yapılmak istenen değişikliler ve
KHK’lerle, 657 Sayılı yasa değişikliği tartışmaları ile iş güvencemiz başta
olmak üzere temel hak ve özgürlüklerimize göz diken hükümeti bir kez daha
uyarıyoruz. Yasa taslağının meclis genel kuruluna geliş aşamasında ve
komisyonlarda görüşülmesi sırasında temel taleplerimizi tekrar tekrar gündeme
getireceğiz. Bu talepler dikkate alınmadığında illerden gelen yöneticilerimiz
ve üyelerimizle Ankara’da fiili ve meşru eylemlerimizi gerçekleştireceğiz.

Eğer taleplerimizin dikkat alınmadığı bir toplu sözleşme
görüşmeleri süreci başlatılırsa buna karşı sesiz kalmamızı kimse bizden
beklemesin. Grev hakkımızı kullanmak üzere tüm demokratik ve meşru araçlarla bu
hayâsızca akını durdurmak için mücadelemizi yükselteceğiz. Tüm kamu
emekçilerini de bizleri “KHK Demokrasisi” ne mahkûm etmek isteyen, iş
güvencemize göz koyan bu saldırılara karşı ortak mücadele etmeye çağırıyoruz,
saygılarımızla.

KESK
ŞUBELER PLATFORMU

Adına KESK dönem sözcüsü SES Şube Başk.
Muzaffer YÜKSEL

İLETİŞİM: SES – Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Çankaya, Kızılay, Necatibey Cad. No:82 D: 4, 06420 Ankara Telefon: (0312) 232 61 22 e-Posta: [email protected]