Adana
Devlet Hastanesi acil servisinde görevli doktor arkadaşımız Fulya Kaya, 24
Eylül 2011 Cumartesi günü fiziksel saldırıya uğramış ve darp edilmiştir. Arkadaşımızın
beyin cerrahi servisinde tedavisine devam
edilmektedir. Arkadaşımızın uğradığı
şiddet; Şube Yönetim Kurulu üyelerimiz, Adana-Osmaniye Tabip Odası Yönetim
Kurulu Üyeleri, ÇÜ. Tıp Fakültesinden Akademisyenler ve sağlık emekçilerinin
katılımı ile Adana Devlet Hastanesi Acil Servis önünde protesto edildi. Basın
Açıklamasını Adana-Osmaniye Tabip Odası Başkanı Dr. Resmiye Kaya okudu.
BASIN AÇIKLAMASI
Değerli Basın emekçileri, en iyi sağlık hizmeti almak için umut eden
sayın hastalarımız ve siyasiler tarafından her zaman hedef gösterilip, her an
nereden geleceği belli olmayan saldırıya, şiddete uğramaya hazır halde bekleyen
sayın sağlık emekçileri;
Sağlık
Bakanının “Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanı olarak şiddete asla tolerans
göstermeyeceğim ve bu konuyu bizzat takip etmeye devam edeceğim. Şiddete karşı
mücadeleyi bizzat himayem altına alıyorum” dediği gün ve aynı saatlerde çirkin bir
saldırıya uğrayan meslektaşımız Dr. Fulya Kaya için burada toplanmış
bulunmaktayız.
ü Son yıllarda Sağlıkta Dönüşüm
Programı ile hastalarımızın müşteri, hastanelerimizin ve sağlık merkezlerimizin
ise ticari bir işletme haline getirilmesinden dolayı (yani
diğer adıyla Sağlığın özelleştirilmesiyle;) özelleştirilmiş ve kar etmeyi
önceleyen bir sağlık sisteminde baskı, hak kayıpları, sömürü, saldırı ve şiddet
kaçınılmazdır.
En son
örneğini ise burada bulunduğumuz Adana Devlet Hastanemizin acil servisinde
görevli doktor arkadaşımız Fulya Kaya, 24 Eylül 2011 cumartesi günü kendini
bilmez insanlıktan nasibini alamamış ve vahşice erkeklik duygularını hiddetle
dışa vurarak, bir kadına aslında bir insana 4-5 kişi saldırabilecek kadar
alçalabilen, yüreksiz kişiler tarafından fiziksel saldırıya uğramış, darp
edilmiş ve şu anda beyin cerrahisi doktor arkadaşlarımızın gözetiminde tedavisi
devam etmektedir.
Meslektaşımıza
yapılan bu çirkin ve vahşice saldırıyı nefretle kınıyoruz.
Bu gün
ülkemizin dört bir yanında olduğu gibi Adana’da da binlerce sağlık kurumunda,
acillerde, polikliniklerde, laboratuarlarda, ameliyathanelerde, başta çocuklar,
yaşlılar, düşkünler ve tüm hastalarımızı sağlıklarına kavuşturmak için
fedakarca çalışan biz hekimler ve sağlık çalışanları bu davranışların hiç
birini hak etmiyoruz.
Bizlerin
en büyük mutluluğu hayata döndürdüğümüz, acısını-ızdırabını dindirdiğimiz,
sağlıklarına kavuşturduğumuz hastalarımızın yüzündeki mutluluk dolu
tebessümleridir.
Sağlıkta Dönüşüm Programı denilen
sağlığın ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi programında; Siyasiler
tarafından, Hekimlerin ve sağlık
çalışanlarının çok para aldığı, Hekimlerin az paraya çalışarak yaşamalarına
alışmalarının gerektiği, hekimlerin ellerini hastaların ceplerinden çekmesi
gerektiği, hatta hatırlanacağı gibi Adana’da da geçmiş dönemde mülki
amirlerimizden birinin “kendisinin yapmış olduğu araştırmaya göre
hekimlerin daha az şiddete uğradığı ve
en fazla saldırıya uğrayanların nüfus ve vergi memurları olduğu” (yani
hekimler ve sağlık çalışanları az dayak yiyor biraz daha fazla yesinler
anlamında) şeklinde yapılan bilinçli veya talihsiz açıklamalar sağlıkta
yaşanan sorunların sorumlusunun hekimler ve sağlık çalışanları olduğu algısı
yaratıldığı bir dönemi yaratmıştır.
Bu
söylemler ve yaklaşımlar ile davranan yöneticiler, şiddetin oluşmasını önleyici
tedbirleri alması gerekirken; ne yazık ki tam tersi hareket etmişler, hatta
bazı durumlarda yetkili ve sorumlu olanlar şiddeti doğuran, yaygınlaşmasını
sağlayan yaklaşım ve söylemleri ile şiddetin daha da tırmanmasına katkıda
bulunmuşlar ve üzülerek belirtmeliyiz ki bulunmaya da devam etmektedirler.
Bunun
sonucu olarak da hekimler ve sağlık emekçileri olarak artık acil servislerde
polikliniklerde, hastane koridorlarında ve yetmezmiş gibi sokakta da hemen her
gün şiddete maruz kalmaktayız. Bunlara
izin vermeyeceğiz! Buradan Sayın halkımıza ve yöneticilerimize sesleniyoruz;
Bizler hekimler ve sağlık çalışanları olarak, İnsan yaşamına başlangıcından
itibaren saygı göstereceğimize, dil din ırk cinsiyet, düşünce ve sosyal konuma
bakmadan tüm insanlara eşit yaklaşacağımıza ve kendi yaşamımızı da insanlığın
hizmetine adayacağımıza yemin ettik.
Bizler
yeminimizi yerine getiriyoruz ve getireceğiz. Ne yazık ki;
Arkadaşımız
Dr. Fulya Kaya’nın başına gelen bu çirkin saldırı ve şiddet olayı gibi son
yıllarda hemen her gün meslektaşlarımız, sağlık emekçileri ülkemizin değişik
yerlerinde darp ediliyor, yaralanıyor, sakat bırakılıyor ve hatta
öldürülüyoruz.
Yine
söylüyorum; Bizler bunların hiç birini hak etmiyoruz. Bir doktor arkadaşımızın
günde 100-150 hasta bakmasının, hastalara yeterli süre ayıramamasının, acil
servislerdeki izdihamların sorumlusu bizler değiliz. Soruyorum sizlere 100.
sırada muayene olmak veya 15. sırada ameliyat olmak ister misiniz? Sağlık
kurumlarındaki düzensizliklerin, sağlıktaki kötü yönetimlerin sorumlusu
hekimler ve sağlık emekçileri olarak biz değiliz. Hastalarımızın ödediği ‘’katılım payları’’nın ‘’ilave ücretlerin’’ sorumlusu da bizler
değiliz. Lütfen “kimin eli sizin yani
hastalarımızın ve halkımızın cebinde olduğunu” herkesin düşünmesini
istiyorum.
Hemen
her gün sürekli olarak değişen uygulamaların, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ödemediği ilaçların sorumlusu da bizler
değiliz. Tam tersine, aynı sağlık politikaları, aynı ülkede yaşayan halkımız
gibi biz hekimleri ve sağlık emekçilerini de mağdur etmektedir. Fakat gelişen
olaylara baktığımızda hastasının sağlığından başka bir kaygısı bulunmayan ve bu
amaç için bütün bu olumsuz şartlara rağmen olağanüstü çaba gösteren hekimler ve
sağlık çalışanlarının şiddete maruz kalmadıkları gün neredeyse yoktur. Biz
bunları kabul edemiyoruz ve kabul etmeyeceğiz. Bakanlık
olarak ulusal eylem planı hazırlığı içinde olduklarını belirterek, bu kapsamda,
sağlık kuruluşlarında şiddete sıfır tolerans gösterilmesi konusunda 18
Kasım 2002’den beri 4 dönem bakanlık görevini yapan Sağlık Bakanı Sayın Recep
Akdağ bakanlığının “9. yılında” bir
kurul oluşturmayı planladıklarını söylemiştir. Biz Sayın Sağlık Bakanından
yukarıda anılan yönetmeliğin yerine getirilmesi için gereğini gerçekten samimi
olarak yapmasını istiyoruz.
Meslek
örgütümüz Türk Tabipleri Birliği,
“Şiddete karşı sıfır tolerans” çalışma grubunu kurarak şiddete karşı
alınması gereken önlemleri ve kurum amirlerinin güvenlik ile ilgili
yükümlülüklerini yerine getirmeleri için 2009 yılının mayis ayından beri
başhekimliklere odalarımız aracılığı ile yazılar göndermiştir. Bu yazıları tekrar
başhekimliklere göndereceğiz. Adana Tabip odası bünyesinde de “Acil Şiddet Hattı” (0 530 569 17 17)
yaklaşık 1 yıldan fazla bir süredir hizmettedir.
Adana’ya atanan yeni
Sayın Valimize öncelikle hepinizin huzurunda “hoş geldiniz” demek
istiyorum. Adana’ya atanır atanmaz vatandaşların hastanelerle, hekimlerle ve
sağlık çalışanları ile ilgili şikayetlerini, sorunlarını iletilmesi için
kendisinin, sağlık müdürünün ve başhekimlerin cep telefonlarının bulunduğu
tabelaları hastanenin giriş yerlerine astırmıştır.
Bu gibi girişimleri, sağlıkta yaşanan sorunların,
huzursuzlukların çözümü olarak görmemekteyiz aksine popülist ve halka karşı hoş
görünme çabaları olarak görmekteyiz. Bunlar hekimleri ve sağlık çalışanlarını
hedef olarak göstermek dışında bir işe yaramamaktadır. Bu tabelaların yanına da “Lütfen hekiminize ve sağlık çalışanına saldırmayınız. Saldırmakla
sağlık sorununuz çözülmez.!” diye de yazdırmasını ve sağlık çalışanlarının
güvenli, huzurlu, ve saldırıya uğramayacakları bir sağlık ortamında hizmet
verebilmeleri için de ilgilileri uyarmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını
bekliyoruz. Bizler,
çocuklarımızdan, eşlerimizden, anamızdan, babamızdan sevdiklerimizden ayrı
kalarak en fazla zaman harcadığımız ve halkımıza sağlık hizmeti sunmak için
çabaladığımız işyerinde güvenli, huzurlu ve herhangi bir şiddete
uğramayacağımız şartlarda çalışmak istiyoruz.
Aksine hekimlere ve sağlık emekçilerine şiddet devam ettiği
sürece yeterli sağlık hizmeti veremeyeceğimizi, bundan da en çok halkımızın
zarar göreceği açıktır. Bizler, şiddetin toplumsal sorunlarda olduğu
gibi sağlık sorunlarının çözümünde de yerinin olmadığını biliyoruz ve buna
karşı çıkıyoruz. Bizler biliyoruz ki, asıl sorumlular bireysel davranışları
sergileyen ve sağlık sistemindeki düzensizliklerin sorumlusu olarak hekimleri
ve sağlık çalışanlarını hedef gösteren yönetim anlayışı ve onların
yöneticileridir. Meslek örgütümüz Türk Tabipleri Birliği ve Adana Tabip Odası
olarak canları pahasına sağlık hizmeti sunan ancak yine de şiddete maruz kalan
meslektaşlarımız gibi Dr. Fulya Kaya’ya yapılan çirkin saldırıyı bir kez daha
nefretle kınarken özellikle hekimleri ve sağlık çalışanlarını doğrudan ya da
dolaylı olarak hedef gösterenlerin yaklaşımlarını insan onuru ve insan hakları
temelli olarak bir kez daha gözden geçirmeye davet ediyoruz ve bu işi
yapanların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz.26.09.2011
Hepinize
saygılarımızı sunuyoruz.