Açıklamasını Şube Başkanımız Veli ATANUR okudu.
Ayrıca
İşyeri SHÇEK işyeri temsilcimiz Turan BAŞKAYA’da konu hakkında ilgili
bilgi verdi.
SOSYAL
HİZMET HAKTIR
SHÇEK’İN TASVİYESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ!
Ülkemiz sosyo-ekonomik
yapısındaki temel sorunlar derinleşirken bu durum sosyal hizmetlere olan
ihtiyacı da gün be gün artırıyor. Ekonomik kriz başta yoksullar olmak üzere
işsizleri, göç edenleri, çocukları,
gençleri, yaşlıları ve kadınları hedef alıyor. Çok geniş toplum kesimlerinde
çeşitlenen sosyal yaralar açıyor. İktidardaki AKP Hükümeti ise bu sorunlara
çözüm bulmak, yaralara derman olmak yerine bu toplumsal ihtiyacı yine piyasaya
havale ederek, mağdurların sırtından rant elde edecek adımlar atmaktadır.
Hükümet kamusal sosyal hizmet sunumunu güçlendirmek yerine var olanı devretme,
özelleştirme, kendisine bir “yük” olarak gördüğü sosyal hizmet kuruluşlarından
“kurtulma” arayışındadır.
Meclis çoğunluğuna
rağmen 12 Haziran seçimlerine ramak kala çıkardığı Kanun Hükmünde Kararname
(KHK) bizler açısından olduğu gibi tüm toplum kesimleri açısından bir tasfiye
adımıdır. Yasa hazırlama olanakları varken -neyin korkusuyladır bilinmez- adeta
yangından mal kaçırırcasına çıkarılan 633 sayılı KHK ile SHÇEK kapatılmıştır.
Özürlüler idaresi Başkanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal
Araştırmalar Genel Müdürlüğü özerklikleri ortadan kaldırılarak Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı içerisinde tanımlanmıştır. Çok ilginçtir hükümet bu KHK
ile “icracı” bir bakanlık oluşturduğunu iddia etmektedir. Oysa yapılan planlama
ve denetim ile hizmet sunumunu yani icraatı birbirinden koparmak, hizmet sunan
SHÇEK kuruluşlarını il özel idarelerine devrederek zamanla özelleştirilmesine,
siyasi istismarla talan edilmesine zemin hazırlamaktır. Belli ki yeni
oluşturulan bakanlık kamusal sosyal hizmet sunumundan tamamen çekilecek, tüm
piyasa, özel sektör savunucularının hayali olan “okulsuz milli eğitim”
sevdasını sosyal hizmet alanında gerçekleştirecektir.
Tüm eksikliklerine
rağmen SHÇEK bünyesinde onlarca yıllık deneyim ve birikim vardır. KHK ile kurum
parçalanırken bu birikim de heba edilmektedir. Bu kararname ile ülkemizdeki en
önemli sosyal devlet uygulaması örneği olan SHÇEK tarih olurken sosyal
hizmetler yurttaş için bir “hak” devlet için de bir “ödev ve sorumluluk”
olmaktan çıkarılmaktadır.
Çıkarılan KHK ile
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı çalışacak personelle il özel
idaresine bağlı çalışacak personel arasında maddi ve özlük hakları itibari ile
büyük eşitsizlikler yaşanacaktır. Sosyal Hizmet alanında var olan ücret
adaletsizliği daha da artırılacaktır. İl Özel İdarelerine devredilen personel
“esnek istihdam” modeli ile karşı karşıya kalacaktır.
Yıkımın ağır
sonuçlarından biri de ülkemizde her gün en az 5 kadının katledildiği, yüzlerce
kadının, çocuğun şiddete, cinsel istismara maruz kaldığı gerçeğidir. Kadını
koruyacak tedbirler ve yasal düzenlemelerde zaten birçok eşitsizlikler varken
çıkarılan bu KHK ile Kadın Sığınma Evleri, Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı ve
Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ortadan kaldırılmaktadır. Böylece kadınları
koruyacak mekanizmalar AKP’nin kendisine yük olarak gördüğü hizmetleri İl Özel
İdaresine devretmesiyle ortadan kaldırılmaktadır.
AKP iktidarı bir
yandan SHÇEK’nu tasfiye ederken bir taraftan da kadrolaşma çalışmalarına hız
vermiştir. İktidara geldiği günden beri idari kadrolara bakan onayı valilik oluru
ile görevlendirmeler yaparken SHÇEK’nun kapatılması öncesi Türkiye’nin değişik
illerinde olduğu gibi İzmir’de de kadrolaşma çalışmalarına hız vermiştir.
Yıllardır boş olan İl Müdür Yardımcısı kadrolarına dördü ilahiyat kökenli daha
önce Milli Eğitim Bakanlığında çalışan beş öğretmen kadrolu olarak atanmıştır.
Yıllardır SHÇEK’te görev yapan işinde uzmanlaşan, kurumu bilen ve tanıyan bu
işi layıkıyla yerine getirecek arkadaşlarımız varken sosyal hizmetin ne
olduğundan haberi olmayan hatta ataması yapıldıktan sonra ücretsiz izine
ayrılan İl Müdür yardımcılarının atanması adil midir? Hakkaniyete uygun mudur?
Hükümet sosyal hizmet
alanında çok yanlış ve tehlikeli bir yola girmiştir. Telafisi mümkün olmayan
toplumsal yaraların açılmaması için bu yanlış yoldan çıkılmalıdır. Mevcut
yapının yetersizliği herkesin kabulüdür. Bunu gerekçe göstererek bu alandaki
kamusal sosyal hizmet sunumunu tasfiye etmeye kalkışmak sorumsuzluk olduğu
kadar etik olmayan bir tercihtir. Henüz vakit varken bu KHK’ den vazgeçilmeli ve
konuyla ilgili tüm kesimlerin; üniversitelerin, sendikaların, derneklerin aktif
katılımıyla etkili sosyal hizmet politikaları üretilmeli, buna uygun yasal
düzenlemeler ve mevzuat hazırlanmalıdır.
Biz Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri
SHÇEK’in kapatılmasına İzin vermeyeceğiz. 24
Ağustos 2011
SES
İzmir Şubesi