BASINA VE KAMUOYUNA
Yıllardır Diyarbakır ili üzerinde uygulanan
sağlık politikalarının yaratacağı sorunlara dair kaygılarımızı ve
öngörülerimizi dile getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Ancak Sağlık
Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü yetkililerinin Ankara’dan yaptıkları
planlamalar sağlık hizmetini enkaza çevirmiştir. Bunun sonucu olarak, bugün
nitelikli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti verilemez duruma gelmiştir. Sağlık
Müdürlüğü’ndeki yönetim boşluğu, aile hekimliği uygulanmasından kaynaklı
personel eksikliği, kamusal alanda sağlık hizmeti sunan kurumların eksikliği bu
sorunları her geçen gün kat be kat arttırmaktadır.
Değerli basın emekçileri;
Gerek yerel düzeyde ve gerekse merkezi
düzeyde ilimizde sağlık planlamasını yapanlar bu gün gelip eserleriyle
övünebilirler. Sorunlarla boğuşmayan hiçbir sağlık kurumumuz yoktur. İkinci
basamak sağlık hizmeti veren devlet hastanesini, bölgenin tek göğüs hastanesini
kapatan, eğitim araştırma hastanesini açıyorum diye açılan hastaneyi hizmet
açısından devlet hastanesinin gerisine düşüren bir anlayıştan bahsediyoruz.
Açılan Eğitim Araştırma hastanesinde acil
hizmetleri verilemez durumda, Anjiyo yapılamamakta, sağlık personelinin
araç-gereci temin edilememekte hatta yaraya müdahale eden personelin bazen bir
eldiveni bile bulunmamaktadır. Bu durumda hem sağlık personelinin hem de
hastanın hayati tehlikesi dahi söz konusu olmaktadır. İlaç ve malzeme ihaleleri
zamanında yapılmadığı için yeterli sağlık hizmeti sunulamamaktadır.
Bölgenin en kapsamlı ve yüksek iş
kapasiteli hastanesi olan çocuk hastanesi yine siyasi müdahaleler yüzünden
verimli çalışamamaktadır. Hemen yanında bulunan binanın çocuk hastanesine
devredileceği planlandığı halde halen 10 km. uzaklıkta bulunan eğitim ve araştırma
hastanesinin yönetiminde hizmet vermektedir. Bu da halka ve çalışanlara eziyet
demektir. Bu uygulama anlaşılır değildir. Ek binanın çocuk hastanesine biran
önce devredilmesi zaruri bir ihtiyaçtır.
Sağlıkta dönüşüm proğramı,
(4A-4B-4C-4924-Vekil-50D-Taşeron ) parçalanan istihdam politikası nedeniyle
çalışanların iş barışını bozmakta eşit işe eşit ücret ilkesi yok sayılmaktadır.
Örneğin 4C
statüsünde çalışanlar aile yardımı ve döner sermaye gelirlerinden
yararlanamamaktadır.
ASM’lerde yetersiz sayıda personel
olduğundan bu eksiklik eğitimi olmayan hastane personeli tarafından geçici
görevlendirilmelerle giderilmeye çalışılıyor. Bu durum ilerde koruyucu sağlık
açısından büyük sorunlar yaratacağı gibi buralarda görevlendirilen personel de
özlük hakları açısından mağdur edilmektedir.
İdarelerin büyük çoğunluğu, kafa-kol ve
cemaat ilişkisine göre kadrolaşmakta, liyakat esas alınmadığı için; profesyonel
yönetim oluşmamaktadır. Sendikamıza üye personellerin birimi sık sık
değiştirilmekte, baskı uygulanmakta ve illegal örgüt muamelesine tabii
tutulmaktadır. Bu nedenle, eski il sağlık müdürü ile ilgili cumhuriyet
savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş ancak bir sonuç alınabilmiş değildir.
112 Acil Sağlık Hizmetleri bünyesinde 112
istasyonlarının bir çoğu personel eksikliği nedeniyle, tek sağlık personeli
çalıştırılmakta bu da hem hastayı hem de sağlık personelini tehlikeye
atmaktadır.
Sağlık çalışanlarının haftalık çalışma
süreleri yasayla 40 saat olmasına rağmen genelgeyle 45 saat fiilen
çalıştırılmaktadır.
Değerli dostlar,
İlçe hastanelerimizin durumu ise tam sorunlar
yumağıdır. Kısaca bu sorunlardan birkaçı:
İlçe hastanelerinin statüsü
netleştirilmediği için; çalışanların nöbet, geçici görev ve yolluk ücretleri
ödenmemekte, halk sağlık hizmetine ulaşmada büyük sıkıntılar yaşamaktadır.
Hani ilçemizde, yeterli uzman, pratisyen
doktor ve araç-gereç olmaması nedeniyle bir anne ve bebeği hayatını kaybetmiş,
yine Hani ilçemizdeki hastane yemekhanesinin ortamının hijyen olmaması
nedeniyle, çalışanlar yemek ihtiyacını dışarıdan karşılamaktadır.
Kocaköy ilçemizde, bir doktor kaymakam
tarafından fiziki ve sözlü şiddete maruz kalmıştır.
Ergani ilçemizde, çalışanlara sistematik bir
şekilde baskı uygulanmaktadır.
Çüngüş ilçemizde sağlık ocağı bulunmakta
ancak burada acil hizmeti verilmekte; acilde çalışan personelin ücret farkı,
hastane olmadıkları gerekçesiyle ödenmemektedir.
Eğil ilçemizde, personeller geçici görevle
ASM’lere görevlendirilmekte; personel sayısındaki yetersizlik nedeniyle de, her
personel her işi yapmak zorunda kalmaktadır.
Tüm sağlık kurumlarında güvenlik başlı
başına bir sorun haline gelmiş olup çalışanlar sürekli saldırı ve tacize
uğramaktadır.
Bu örnekleri ve sorunları çoğaltmak
mümkündür. Tüm bu sorunlara rağmen sağlık hizmeti sunumu
sürdürülebiliniyorsa, sağlık
çalışanlarının olağanüstü özverisi sayesindedir.
SES Diyarbakır şubesi olarak acilen;
Sağlık İl Müdürünün hemen atanması ve
yönetimin göreve başlamasını,
Diyarbakır’daki tüm sağlık örgütlerinin,
yerel yönetimlerin, sağlık müdürlüğünün ve özel idarenin de içinde yer aldığı
bir sağlık komitesinin oluşturulması, kentin sağlık politikalarının
belirlenmesi ve yürütülmesinin bu komite tarafından planlanmasını,
ASM’lerdeki personel eksikliğinin
giderilmesi için vekil ebe ve hemşirelerle sözleşme yapılabilmesi için
çıkarılan yönetmeliğin bir an önce hayata geçirilmesini, (Personel açığına
rağmen halen ebe ve hemşirelerin vekil olarak istihdam edilmesi kabul edilecek
bir durum değildir.)
Eski devlet hastanesinin tekrar ikinci
basamak sağlık hizmeti veren eski statüsüne getirilmesini hatta her merkez
ilçemizde birer devlet hastanesinin açılması, döner sermaye uygulamasına
getirilen yeni performans sistemi tüm işyerlerinde çalışma barışını
bozacağından bundan derhal vazgeçilmesini talep ediyoruz.
Biz sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının
örgütü olarak bu sorunlar çözülünceye kadar haklı meşru mücadelemizden
vazgeçmeyeceğimizin bilinmesini kamuoyuyla paylaşmayı görev biliyoruz. 07.07.2011
YAŞASIN
KESK!
YAŞASIN
SES!
YAŞASIN
ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ!
SES DİYARBAKIR ŞUBESİ