Türkiye “İleri Faşizmin” Gölgesinde…
Tüm demokratik hak ve özgürlük
taleplerinin polis şiddetiyle bastırılmaya çalışıldığı günlerden geçiyoruz.
Seçim sürecinde bu saldırılar gözü kara biçimde yaygınlaştırılıyor. AKP’nin
seçim sürecindeki saldırıları ve Başbakan’ın kışkırtıcı söylemleri her geçen
gün artırmaktadır. Önceki günlerde Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu
adaylarının seçim bürolarına ve konvoylarına yapılan polis müdahalesi dün de
Hopa’daki saldırı ile devam etmiştir.
AKP’nin Hopa’da gerçekleştirdiği
miting öncesinde, iktidarın politikalarına, özellikle bölgede kurulması
planlanan HES’lere yönelik tepkilerini dile getiren Hopa halkına gazla,
tazyikli su ve copla acımasızca müdahale edilmiştir. Polisin saldırısı sonucu
onlarca vatandaşımız yaralanırken, gazın etkisinin yanı sıra polisin darp
etmesi sonucu Eğitim Sen eski üyesi, emekli öğretmen Metin Lokumcu kalp krizi
geçirerek yaşamını yitirmiştir.
Hopa’dan Sonra Ankara ve İstanbul’da da Saldırılar Devam Etti.
Metin Lokumcu’nun polis şiddeti
sonucu hayatını kaybetmesini protesto edenlere dün Ankara’da ve İstanbul’da da
sert müdahalelerde bulunulmuştur.
Ankara’da AKP İl Başkanlığı önünde
basın açıklaması yapmak isteyenlere biber gazı ve coplarla saldıran polis,
aralarında çoğu şube yöneticimiz ve üyemiz olan
54 kişiyi gözaltına almıştır. Polisin orantısız güç kullandığı, sert
müdahalesi sonucu pek çok arkadaşımız yaralanmıştır. Gözaltına alma sırasında
uygulanan şiddet polis araçlarında ve emniyette de sürdürülmüştür. İçlerinde
ciddi şekilde yaralananların olduğu arkadaşlarımız hâlâ gözaltında
tutulmaktadır.
12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak
genel seçimlere sayılı günler kaldı. Başbakan’ın üslubundan da anlaşılacağı
üzere iktidar partisi devlet olanaklarını kullanarak, tek başına iktidar olma
hevesiyle anti demokratik uygulamalarda sınır tanımıyor.
En demokratik hakları için basın
açıklaması yapanlara dahi gaz bombaları ile saldırmayı alışkanlık haline
getiren polis, toplumsal olaylara müdahalede sınır tanımaz hale gelmiştir.
Polisin, hak arama mücadelesi yürüten tüm kesimlere yönelik bu pervasız
tavrının arkasında, AKP iktidarının,
başta Başbakan’ın kışkırtıcı söylemi ve cesaret veren tutumu olduğu
bilinmektedir.
Özellikle bölge illerinde kendisi
dışında seçim çalışması yapan kesimlere karşı kapsamlı baskı politikası
izlenmektedir. YSK kararı ile başlayan süreç yoğun gözaltı ve tutuklamalarla
devam ediyor. Son iki ayda 1500’ün üzerinde kişi gözaltına alınmış, yaklaşık
500 kişi tutuklanmıştır.
Toplumsal muhalefete karşı
operasyonlar tüm illerde “eş zamanlı” adı altına artarak devam etmektedir. Gençlerin demokratik tepkilerini ifade etmek
üzere yaptıkları her eylem gözaltı gerekçesi olmaktadır. Sendikal hak ihlallerinde
son aylarda ciddi bir artış söz konusudur. Neredeyse her sendikal eylem ve
etkinlik soruşturma, gözaltı ya da tutuklanma gerekçesi olmaktadır.
Dolaysıyla genel seçimlere
yaklaştıkça seçimlerin demokratik ve şeffaf bir ortamda yapılacağına dair
kaygımız, tereddüdümüz artmaktadır. Nitekim örgütümüzden gelen bazı bilgiler bu
kaygımızı haklı kılmaktadır.
Emek, demokrasi ve özgürlük mücadelemizi sürdüreceğiz.
Tüm yaşananlara rağmen, Başbakan,
halkın farklı kesimlerini karşı karşıya getirmeye hizmet edebilecek kışkırtıcı
söyleminin dozajını artırmaktan çekinmemektedir. Hopa’da polisin yoğun gaz
bombası nedeniyle bir kişinin yaşamını yitirmesine ve onlarca kişinin
yaralanmasına karşın, Başbakan’ın hakları için alanlara çıkan halka “eşkıya
şehre inmiş” diyerek hakaret etmesi, kendinden olmayana duyulan öfkenin
yansımasıdır.
“İleri demokrasi” nutuklarının
atıldığı bir dönmede, her fırsatta şiddeti meşrulaştırmaya çalışanların maskesi
son yaşanan şiddet dalgası ile bir kez daha düşmüştür.
KESK olarak, öncelikle Eğitim Sen Sendikamızın eski üyesi, öğretmenimiz
Metin Lokumcu’nun ailesine ve tüm yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Bu
cinayetin ve arkasından yaşanan saldırıların sorumlularının hak ettiği cezayı
alması için gerekli mücadelenin sürdürüleceğini kamuoyuna ilan ediyoruz.
Kendine demokrat AKP İktidarının faşizan tutumu karşısındaki net tutumumuz
sürdürülecektir.
Ancak faşizmin egemen olduğu
ülkelerde yaşananlarla kıyaslanabilecek bu saldırıları kınıyor, hukuk dışı
gözaltına alınan arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.
Emek, demokrasi ve özgürlük
mücadelemizi, dün olduğu gibi bugün de daha çok büyüterek sürdüreceğiz.
Zulme boyun eğmeyeceğiz,
susmayacağız, direneceğiz.
Ahmet KESİK
KESK Dönem Sözcüsü